21. Hukuk Dairesi 2016/13139 E. , 2018/4355 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde ... esas ... üzerinden karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/01/2008-15/10/2010 tarihleri arasında önceleri 1.000 TL ve 2010/4. aydan itibaren de 1.250 TL ücretle davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 17/01/2008-30/12/2008 tarihleri arası 14 gün, 697,83 TL aylık brüt ... esas ... miktarıyla, 01/01/2009-30/12/2009 tarihleri arası 295 gün, 837,40 TLaylık brüt ... esas ... miktarıyla, 01/01/2010-12/07/2010 tarihleri arası 193 gün, 976,97 TL aylık brüt ... esas ... miktarıyla olmak üzere toplam 502 gün davalı ......Taah.Ltd.Şti."ne ait işyerinde hizmet akdiyle çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 17/01/2008-29/02/2008 tarihleri arasında davalı şirkete ait ... sicil numaralı, 01/03/2008-31/05/2008 tarihleri arasında davalı şirkete ait 1045916 sicil numaralı, 01/06/2008-30/09/2008 tarihleri arasında davalı şirkete ait 1049837 sicil numaralı, 15/10/2008-28/02/2009, 01/09/2009-05/09/2009, 13/07/2010-10/06/2011 tarihleri arasında davalı şirkete ait ... sicil nolu işyerinden hizmet bildirimlerinin yapıldığı, tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının bildirimi yapılan işyerlerine ilişkin olarak dava konusu dönemi kapsayan tüm dönem bordroları getirtilip bordro tanıklarının beyanları alınmadan, davacının davalı işyerinde ne iş yaptığı net olarak tespit edilmeden ve davacının davalı işyerinde geçirdiğini belirttiği iş kazası ile ilgili araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacının bildirimi yapılan davalı şirkete ait işyerlerinin dava konusu döneme ait dönem bordrolarını getirtip bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak ve dinlenen tanıkların hizmet döküm cetvellerini Kurumdan getirtmek, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde,...... Kurumu,...... odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacıya ait şahsi işyeri dosyasını işverenden istemek ve davacının davalı işyerinde ne iş yaptığını belirlemek, davacının davalı işyerinde geçirdiği belirttiği iş kazası ile ilgili olarak Kurum tarafından tahkikat yapılıp yapılmadığını araştırmak, yapılmış ise buna ilişkin müfettiş raporu ile diğer kayıtları Kurumdan getirtmek, söz konusu iş kazası ile ilgili ceza dosyasını dosya arasına almak ve yine bu kaza ile ilgili olarak işverene karşı açılmış bir tazminat davası bulunup bulunmadığını belirleyip varsa bu dosyayı da getirtmek, davacının ücreti bakımından benzer işi yapan işyerlerinden, gerektiğinde ilgili meslek odasından emsal ücret araştırması yapmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışmasının sürekli çalışma olduğu anlaşılırsa sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.