10. Hukuk Dairesi 2014/12874 E. , 2014/17560 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Antalya 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 02.10.2013
No : 2012/148-2013/569
Sürekli işgöremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi uyarınca tazmini davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar T.C. S.. B.. ile G.. A... Avukatlarınca istenilmesi ve davalı G.. A... Avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.03.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. B. F. K. Ç. ile karşı taraf adına Av. B. U. K. ve temyiz eden davalı T.C. S.. B.. adına Av. E. S.geldiler. Diğer davalı adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
5510 sayılı Kanunun İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 21’inci maddenin birinci fıkrası hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin dördüncü fıkrası üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa
bunları çalıştıranlara rücû edilebilecektir.Anılan fıkrada geçen “çalıştıranlara” ibaresi, zararlandırıcı sigorta olayına neden olan üçüncü kişinin işverenlerini ifade etmekte olup; söz konusu işverenlerin sorumluluğu için, iş kazası veya meslek hastalığının oluşmasında kusurunun bulunduğunun saptanması gerekir.
5510 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin beşinci fıkrası rücu edilemeyecek kişileri düzenlemekte olup; fıkra hükmüne göre, kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalığın oluşması halinde; bu kişilerin Kurumun rücu alacağından sorumluluğu için haklarında ceza davasında verilmiş kesinleşmiş mahkûmiyet kararının bulunması gerekir. Verilen hapis, adli para cezası, hapis cezasının paraya çevrilmesi veya tecil edilmesi sorumluluğu gerektirecek olup; düşme, takipsizlik, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar ise, kesinleşmiş mahkûmiyet kararları olarak kabul edilemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2012 gün 2011/19-639 Esas, 2012/30 Kararı; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün ve 2009/4-13 Esas, 2009/12 Karar; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.04.2010 gün ve 2010/2-76 Esas, 2010/77 Karar sayılı kararları).
Somut olayda; Antalya’da kuvöz bulunmadığı için Atatürk Devlet Hastanesinden aldıkları doğum yapacak olan hastanın, O.. U.."un sevk ve idaresindeki resmi ambulans ile Isparta’ya götürülmesi sırasında, ambulansın kontrolden çıkarak devrilmesi şeklinde oluşan 21.11.2008 tarihli trafik-iş kazasında, araçta bulunan acil tıp teknisyeni sigortalının yaralandığı, ambulans sürücüsü O.. U.."un dikkatsiz, tedbirsiz ve tehlikeli şekilde araç kullanarak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğinden % 100 oranında kusurlu olduğu, işveren T.C.S.. B..’nın olayda kusurunun bulunmadığı, olay nedeniyle yapılan hazırlık soruşturmasında O.. U.. hakkında şikayet yokluğu nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; olayda kusuru bulunmadığından 5510 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca sigortalının işvereni olan S.. B..’nın sorumluluğunun bulunmadığı, Orhan’ın, vazifesinin gereği olarak yaptığı fiil sonucu oluşan trafik-iş kazası nedeniyle hakkında ceza davasında verilmiş kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunmadığından 5510 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince S.. B.. ve çalışanının sorumluluğunun bulunmadığı belirgindir. Öte yandan; zorunlu mali sorumluluk sigortası; “Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına, bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan mali ve hukuki sorumluluğunu belli limitler dahilinde güvence altına almak” üzere oluşturulmuş olup, araç işletenin Kuruma karşı sorumluluğunu güvence altına alan sigorta şirketinin de, S.. B..’nın sorumluğunun bulunmaması nedeniyle, sorumluluğu bulunmamaktadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar S.. B.. ile G.. A... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz eden davalılar Avukatları yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde G.. A..."ye iadesine, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.