13. Ceza Dairesi 2019/1273 E. , 2019/6001 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, yalan tanıklık, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b ve 116/1. maddelerinde düzenlenen hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları için öngörülen cezaların türleri ve üst sınırlarına göre, aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık uzatılmış dava zamanaşımının, suç tarihi olan 27.11.2006 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
II-Sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ile yalan tanıklık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
a)Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hüküm yönünden:
Sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinin yollamasıyla 267/1. maddesinde düzenlenen iftira suçu yönünden; TCK"nın 267/8. maddesi uyarınca iftira suçundan dolayı dava zamanaşımının, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, sanığın kimlik bilgilerini kullandığı kardeşi mağdur ... hakkında Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 23.05.2011 tarih, 2010/658-2011/316 E.-K. sayılı ilamı ile verilen beraat kararının 21.06.2011 tarihinde kesinleştiği, zamanaşımın 21.06.2011 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, bu itibarla; zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılması karşısında yapılan incelemede;
Sanık hakkında, 27.11.2006 tarihinde iş bu davaya konu müştekiler ... ve ..."a yönelik işlediği hırsızlık suçundan başka aynı gün katılanlar ... ile ..."na yönelik işlediği hırsızlık suçuna ilişkin olarak mağdur ..."nin kimlik bilgilerini kullanması nedeniyle hakkında başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan ayrı ayrı olmak üzere iki kez daha kamu davasının açılarak Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 03.04.2013 tarih, 2011/299-2013/113 E.-K. ve Nazilli 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13.01.2015 tarih, 2012/288-2015/2 E.-K. sayılı ilamları ile iki kez daha mahkumiyet kararı verildiği, Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 03.04.2013 tarih, 2011/299-2013/113 E.-K. ilamı ile verilen mahkumiyet kararının Dairemizin 09.09.2014 tarih, 2014/9970-24660 E.-K. ilamı ile onanmasına ve Nazilli 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 13.01.2015 tarih, 2012/288-2015/2 E.-K. sayılı ilamı ile verilen mahkumiyet kararının Yüksek Yargıtay 17. Ceza Dairesi"nin 14.01.2019 tarih, 2018/6105-2019/376 E.-K. ilamı ile zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında; aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş hükümler bulunduğundan 5271 sayılı CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca mükerrer açılan iş bu davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
b) Yalan tanıklık suçundan kurulan hüküm yönünden:
Suç tarihinin, sanığın Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi"nde tanık olarak talimatla beyanının alındığı tarih olan 03.03.2011 tarihi olduğu, bu nedenle zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak anılan maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Anayasanın 141 ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetimine imkan verecek şekilde açık ve gerekçeli olması, 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesinde belirlenen esaslara göre ve somut olayın açıkça irdelenerek temel cezanın saptanması, gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kardeşi mağdur ..."nin kimlik bilgilerini kullanan sanığın, kardeşi hakkında hırsızlık suçundan açılan davanın Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi"nde tanık olarak talimatla alınan 03.03.2011 tarihli duruşmasındaki beyanında, arkadaşı ... ile birlikte hırsızlık yapmaya karar verdiklerini, eve ..."nin girdiğini, kendisinin ise gözcülük yaptığını söylediği, ..."nin Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı"nca şüpheli sıfatıyla alınan 19.10.2011 tarihli ifadesinde hırsızlık suçunun işlendiği 27.11.2006 tarihinde cezaevinde olması nedeniyle atılı suçu işlemesinin mümkün olmadığını beyan ettiği, yapılan araştırmada ..."nin suç tarihinde gerçekten de cezaevinde olduğunun, izinli veya benzeri bir sebeple cezaevinden dışarıya çıkarılmadığının anlaşılması üzerine ... hakkında 27.01.2012 tarih ve 2012/34 soruşturma numarası ile ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, öte yandan; temyize gelen ... hakkında sanık olarak dava açıldıktan sonra Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi"nde talimatla alınan 23.03.2012 tarihli duruşmadaki savunmasında, ..."nin ... Cezaevinden... Cezaevi"ne naklinin sağlanması için kendisinden ismini vermesini istediğini beyan ettiği, nitekim ..."nin de Bilecik Asliye Ceza Mahkemesi"nde müşteki sıfatıyla talimatla alınan 23.03.2012 tarihli duruşmadaki beyanında sanığın bu anlatımını doğruladığının anlaşılması karşısında; üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren hırsızlık suçunun kovuşturması kapsamında mahkeme huzurunda gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan sanık hakkında TCK"nın 272/3. maddesi uyarınca verilen cezada koşulları oluşmadığı halde şahsi cezasızlık sebebine ilişkin TCK"nın 273/1-a maddesi uyarınca indirim yapılması,
3-Suç tarihi, sanığın üzerine atılı bu suç yönünden 03.03.2011 tarihi olduğu halde, gerekçeli karar başlığında 5271 sayılı CMK"nın 232/2-c maddesine aykırı olarak sadece 27.11.2006 tarihinin gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, yalan tanıklık suçu yönünden; 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza bakımından sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 09.04.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.