22. Hukuk Dairesi 2017/23105 E. , 2019/14347 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı şirkette kasap şefi olarak 16.03.2011 tarihinden Eylül 2014 tarihine kadar çalıştığını ve şubenin kapatılması nedeniyle iş sözleşmesinin sona erdirildiğini, şubenin kapatılmasından sonra bir kısım ödeme yapıldığını, fazla çalışma yaptığını, karşılığında ödeme yapılmadığını, yıllık izin süresinin süre belirtilmeden imzalatıldığını ve yıllık izin kullandırılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ancak alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili süresinde temyiz etmiştir.
1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddeye göre, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, davacı taraf dava dilekçesinde iş sözleşmesinin Eylül 2014 tarihinde feshedildiğini belirtmesine rağmen, mahkemece fesih tarihinin 15.10.2014 olarak esas alınması talebin aşılması mahiyetindedir. Bu husus gözetilmeksizin sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Taraflar arasında, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde çalıştığı süre içerisinde bir kısım yıllık ücretli iznini kullandığını belirtmiştir. Bu beyan kendisini bağlar. Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda tüm çalışma süresi için yıllık izin hesaplanmışsa da, davacının ne kadar izin kullandığı sorularak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde belirlenmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında, davacının fazla mesai yapıp yapmadığı hususu da uyuşmazlık konusudur.
Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla mesainin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla mesainin yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesai olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla mesainin yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacının fazla mesaisi, bilirkişi raporuna göre haftanın 7 günü, saat 8.00-20.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü ile ek bilirkişi raporunda Yargıtay kararları doğrultusunda haftalık 3 saat olarak esas alınmıştır. Nitekim davacı tanıklarından ...’nin davacı ile beraber aynı yerde çalışan olduğu, davalı ile husumetsiz olduğu, beyanlarına göre yapılan bu hesaplamanın dosya kapsamına ve yapılan işin niteliğine uygun olduğu anlaşılmıştır. Ancak söz konusu davacı tanığının davacı ile birlikte çalıştığı süre itibariyle fazla çalışma hesaplanan dönemin tamamında çalışma koşullarını bilemeyebileceği dikkate alındığında sigortalı hizmet döküm cetveli getirilerek tam olarak hangi süre içerisinde davacı ile birlikte çalıştığı belirlenerek davacıyla birlikte ortak çalışma dönemi ile sınırlı olarak belirlenen tarih aralığında fazla mesai hesaplanmalıdır.
Ayrıca, ek bilirkişi raporunda hafta tatillerinin mahsup edildiği belirtilmesine rağmen, davalının mahsup edilmediği yönündeki iddiası karşısında nasıl mahsup edildiği rapordan anlaşılamadığından denetime elverişli rapor alınarak sonuca gidilmelidir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.