Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1591
Karar No: 2020/1849

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/1591 Esas 2020/1849 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2020/1591 E.  ,  2020/1849 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 299 ada 6 parsel sayılı 252,81 m2 yüzölçümündeki arsa vasfındaki taşınmaz hükmen Hazine adına tapuda kayıtlı olup üzerinde ""6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine lehine orman sınırları dışına çıkarılmıştır"" ve ""konut şagili ... tarafından kullanılmaktadır"" şerhleri mevcuttur.
    Davacı vekili 25/02/2013 tarihli dilekçesinde; davaya konu taşınmazın eski kayıt maliki davalı ..."in vekaletname ile oğlu ..."i vekil tayin ederek taşınmaz mal satmaya satış vaadi sözleşme yapmaya yetkili kıldığını ve ..."in de vekil sıfatı ile diğer davalı ... arasında Üsküdar 6. Noterliğinde düzenleme şeklinde mal satış vaadi sözleşmesi yapıldığını daha sonrada ... ile davacı arasında davaya konu taşınmaza ilişkin Üsküdar 6. Noterliğinde düzenlenen düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, bu taşınmazın davalı ... tarafından 250.-TL bedelle davacıya satmayı vaad ve tahakkuk ettiğini ve parasını nakden aldığını ve o tarihten itibaren taşınmazın davacı tarafından kullanıldığını, kadastro çalışmaları sonucunda yapılan tespit ile tapu kaydının muhtesat bilgileri kısmında şağili ... tarafından kullanılmaktadır şeklinde şerh verildiğini, taşınmazın davacı tarafından satın alınmasına rağmen bunun tapu kaydına şerh"in mümkün olmadığını, taşınmazın 2/B niteliğinde olduğunu belirterek eski kayıt maliki davalı ..."in 6292 sayılı Kanun gereği sahip olduğu iade hakkının davacıya tanınmasına yönelik tespit talebimizin kabulü ile bu hususun tapunun beyanlar hanesine yazılmasını talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, açılan davanın kabulüne; ... ili, ... ilçesi, Aşağı dudullu adalı mahallesi, Kanlı kuyu mevkii 299 ada 6 sayılı parselde davalı eski malik ... adına tapuya kayıtlı, kadastro çalışmaları sırasında orman dışına çıkarılan ve hükmen Hazine adına tescil edilen bu taşınmazın eski malik davalı ..."in 6292 Kanun gereği sahip olduğu iade hakkının akdi halef olarak davacıya tanınmasına, yapılan bu tespitin tapunun beyanlar hanesine ve kadastro tutanağına şerh edilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava açmakta hukuki yarar olduğunun kabulü için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez. (Pek-canıtez H., Atalay, O./Özekes, syf S.297)Belirtilmelidir ki, mahkemeden istedikleri hukuki korunmaya göre davalar eda davaları, tespit davaları ve inşai davalar olarak ayrılmaktadır. Eda davalarında; bir şeyin yaratılması istenir. İnşai (yenilik doğurucu) davanın kabulü ile yeni bir hukuki durum yaratılır ve hukuksal sonuç genellikle bir yargı kararı ile doğar. Tespit davasında ise sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir, diğer bir anlatım ile davalının varlığını inkar ettiği ilişkinin var olduğu veya yokluğunu inkar ettiği hukuki ilişkinin yok olduğu hükme bağlanır.
    Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir.
    Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkar ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır. İşte davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar. Bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır. Bu doğrultuda, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı; bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden birisi ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu şartların bulunmaması halinde tespit davası dinlenmez, davanın usulden (dava şartı yokluğundan) reddi gerekir.
    Nitekim somut olayda davacı eda davası açabilecekken eski tapu malikinin 6292 sayılı yasa gereği sahip olduğu dava konusu taşınmazın iade hakkının kendine tanınmasına yönelik tespit talebinde bulunmuş olmasında hukuki yararı olmadığının kabulü gerekirken aksi düşünce ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekili"nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 15/06/2020 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi