4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8619 Karar No: 2018/6042 Karar Tarihi: 10.10.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/8619 Esas 2018/6042 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı ile gayri resmi olarak evlendiğini ve birlikte bir çocukları olduğunu ancak davalının kendisini sürekli aldattığını ve resmi nikahla başka biriyle evlendiğini iddia ederek manevi tazminat istemişti. Mahkeme, davalının davacıyı evlilik vaadiyle kandırdığı ve kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle isteği kabul etmişti. Ancak Yargıtay, davacının reşit olup, kendi rızasıyla davalı ile gayri resmi birliktelik yaşadığını ve aralarında bir aile hukuku ilişkisi doğmadığını belirtti ve manevi tazminat talebinin reddedilmesi gerektiğini vurguladı. Kararda detaylı olarak belirtilen kanun maddeleri yoktu.
4. Hukuk Dairesi 2016/8619 E. , 2018/6042 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/11/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarının ihlali nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; davalı ile gayri resmi olarak evlendiğini, bu beraberliklerinden bir çocukları olduğunu, davalının bu beraberlik sırasında kendisini sürekli aldattığını, resmi nikahla bir başkasıyla evlendiğini ve çocuğu ile ortada bıraktığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı ise, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacıyı evlilik vaadiyle kandırdığı ve kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre; davacı, davalı ile birlikteliğin kurulduğu tarihte reşit ve mümeyyiz olup, kendi rızasıyla davalı ile birlikte olmuştur. Davalı ile aralarındaki bu gayri resmi birliktelik Medeni Kanun anlamında gerçekleşen ve hukuk alanında geçerlilik taşıyan bir evlilik değildir. Taraflar arasında bir aile hukuku ilişkisi doğmamıştır. Olay tarihinde reşit olup birlikteliğin sonuçlarını öngörebilecek durumda olan davacı ile davalı resmi nikah yapmadan birlikte yaşamaya başlamışlar daha sonra gelişen olaylar sonucunda ayrılmışlardır. Reşit olan davacının resmi nikah olmaksızın kendi rızası ile ilişki kurduğu gözetilerek manevi tazminat talebinin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.