MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık müdafiinin temyiz davası isteğinin, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek dosya görüşüldü:
1-Hakaret eylemine ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ... müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-Tehdit eyleminden kurulan hükme yönelik temyize gelince,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a-Sanığın, katılanlarla arasında benzer suçlardan dolayı birden fazla dava bulunması, gerek dosya içerisinde bulunan diğer mahkemelere ait örnekler gerekse UYAP üzerinden yapılan incelemede, sanık hakkında 27.11.2008 tarihli iddianame ile açılan dava sonucunda, ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/618-2010/176 E-K. sayılı kararı ile katılan ...’ya yönelik 03.11.2008 tarihinde telefonla aramak suretiyle tehdit eyleminden mahkumiyet kararı verilip, Yargıtay 15. CD’nin 2012/21842-2013/4910 E.-K. sayılı ve 18.03.2013 tarihli ilamı ile onandığının, incelemeye konu dosyada ise, 13.11.2008 tarihli iddianame ile katılanlara yönelik 10/09/2008 - 08/10/2008 tarihlerinde telefonla zincirleme tehdit eylemi nedeniyle dava açıldığının ve sanığın mahkumiyetine karar verildiğinin anlaşılması, incelemeye konu 13.11.2008 tarihli iddianamenin ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/618-2010/176 E-K. sayılı dosyasındaki suç tarihinden sonra olması nedeniyle hukuki kesintinin oluşması ve sanığın, eylemlerini katılan ...’ya karşı bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda birden fazla gerçekleştirmesi karşısında, ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/618-2010/176 E-K. sayılı dosyasının getirtilerek dosya arasına alınması, kesinleşen hükümdeki ceza miktarı esas alınarak, öncelikle tehdit eyleminin tek eylemle birden fazla katılana karşı işlenmesi nedeniyle TCK’nın 43/2. maddesi delaletiyle 43/1. maddesi uyarınca cezanın artırılması, daha sonra artırılmış ceza miktarı üzerinden sanığın tehdit eylemini değişik zamanlarda gerçekleştirmesi nedeniyle aynı Kanunun 43/1. maddesinin uygulanması, sonuç cezanın ise; bulunan ceza miktarı üzerinden kesinleşen ceza mahsup edilerek aradaki miktar olarak belirlenmesi ve erteleme, seçenek yaptırıma dönüştürme açısından cezaların toplamının esas alınmasının gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
b-Sanık ile Katılan ...’in hakaret eylemlerinin karşılıklı olduğu kabul edilerek TCK’nın 129/3. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi üzerinde durulup, TCK"nın 29. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
c-Hükümden önce 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanunun 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK’nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinin 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, hapisten çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, 5237 sayılı TCK’nın 50/6. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz edileceğinin sanığa ihtar edilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.