3. Hukuk Dairesi 2020/1887 E. , 2020/3682 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen karar; davacı vekili tarafından duruşma istemli, davalı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmiş ise de; temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin duruşma isteminin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz istemlerinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; elektrik enerjisi ihtiyacını davalı şirket ile birleşen ..."tan temin ettiğini, Danıştay 13. Dairesinin 06/04/2011 tarihli ve 2008/2695 Esas 2011/1368 Karar sayılı ilamı ile EPDK"nın 875 sayılı kurul kararının iptaline karar verildiğini, bu nedenle 2006 Eylül – 2010 Aralık döneminde Perakende Satış Hizmeti (PSH) bedelinin nispi ücret olarak tahsilinin hukuki dayanağının ortadan kalktığını, bu çerçevede davalı şirketin aynı dönemde fazladan PSH bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik iki ayrı sayaç için iki ayrı fatura ile 2007 Şubat döneminde tahsil edilen bedelden, abonelikler için belirlenen sabit bedelin (4,61 TL"nin) mahsubu ile KDV dahil 4.685,72 TL"nin ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ve KDV"si ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmiştir
Davalı; 875 sayılı kurul kararı ile onaylanan metedolojinin II. Bölümünün (B) bendinin iptal edilmesinin uygulamayı etkilemeyeceğini, zira 2006-2010 uygulama dönemine ilişkin EPDK’nın başkaca kararlarının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 06/03/2017 tarihli ve 2015/17942 E. 2017/2535 K. sayılı ilamıyla;
(...Dosya kapsamına göre, dağıtım şirketi olan davalı tarafından davacı adına düzenlenen faturada 2007 yılı şubat dönemine ait PSHB olarak her sayaç başına sabit ücretin hesaplanması gerektiği halde EPDK’nın 24/08/2006 tarihli ve 875 sayılı kararı ile tüketilen enerji miktarına göre değişik miktarda PSHB davacı şirketten tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı şirket tarafından faturaya esas alınan EPDK"nın 24/08/2006 tarihli ve 875 sayılı kararında "Perakende Satış Hizmeti verilen tüm kullanıcılara kwh bazında belirlenen perakende satış bedelinin uygulanacağı" belirtilmiştir. 5496 sayılı Kanun ile 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 9. maddesinde yer alan "fiyat eşitleme mekanizmasının" uygulanacağı açıklanmıştır.
Danıştay 13. Dairesinin 06/04/2011 tarihli ve 2008/2695 E.-2011/1368 K.sayılı kararı gereğince; bu maliyetlerin, abone grubuna ve tüketim enerji miktarına göre değişiklik gösterecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit ücret uygulanması gerektiğinden" bahisle EPDK’nın 24/08/2006 tarihli ve 875 sayılı kararın iptaline karar verilmiştir.
İptal kararları geriye yürür. İptal edilen karar hiç alınmamış gibi, ilke olarak eski durum kendiliğinden geri gelir. İptal edilen karar, davacıdan başka kişileri de ilgilendirecek nitelikte ise, davada taraf olmayan, fakat iptal edilen kararla ilgisi bulunan üçüncü kişileri de etkiler.
Davada, EPDK"nın iptal edilen 24/08/2006 tarihli ve 875 sayılı kararı gereğince yapılan fazla ödemenin tahsili talep edilmektedir.
Mahkemece konunun uzmanı bilirkişinin rapor hazırlaması sağlanarak davacının sabit PSHB sorumlu olduğu gözönünde bulundurularak bunun üzerindeki miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır...)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı tarafın bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
HMK"nın 33 üncü maddesine göre; hâkim, Türk hukukunu resen uygular. Diğer bir anlatımla, bir davada ileri sürülen maddi olayların hukuki nitelendirmesini yapmak, uygulanacak hukuk kaidelerini bulmak ve uygulamak hâkimin doğrudan görevidir.
Dava; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun (EPDK) 875 sayılı kararı ile 01/09/2006 ila 31/12/2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde Perakende Satış Hizmet (PSH) tarifesinin kWh bazında belirlenmesine ilişkin 20 Dağıtım Şirketi İçin Gelir Gereksinimi Hesaplaması ve Tarife Metodolojisinin, Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendinin Danıştay tarafından iptal edilmiş olması nedeniyle, anılan dönemde davacı şirket tarafından davalı şirkete elektrik tüketim bedelleri ile birlikte ödenen PSH bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında da açıklandığı üzere; hukuka aykırı bulunan idari işlemler hakkında idari yargı yerlerince verilen iptal kararları; iptal edilen karara istinat eden, onunla doğrudan doğruya alakalı tasarruflara da etkilidir. Bu suretle iptal hükmü; iptal edilen karara dayanan, onunla bağlı bir mahiyet arzeden sonuç işlemleri de ortadan kaldırmak suretiyle geçmişe yürümektedir. İptal kararlarının bu özelliği, dava konusu idari tasarruftan önceki hukuki durumun sağlanması gereğinden kaynaklanmaktadır.
Dosya kapsamına göre; davalı şirketin, EPDK"nın, Danıştay tarafından iptal edilen düzenleyici işlemi esas alarak 01/09/2006 ila 31/12/2010 tarihleri arasındaki geçiş döneminde tanzim ettiği faturalar ile elektrik abonesi olan davacı şirketten, tüketilen enerji miktarı (kWh) üzerinden (nispi) PSH bedeli tahsil ettiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; uyulan bozma ilamı gereğince, EPDK"nın düzenleyici işleminin Danıştay tarafından iptal edildiği, buna bağlı olarak geçmişe etkili olarak ortadan kalkan düzenleyici işlem nedeniyle davalı şirket tarafından 2007 Şubat döneminde fazladan tahsil edilen PSH bedellerinin davacı şirkete iade edilmesi gerektiği gözetilerek, bozma sonrasında alınan bilirkişi raporu ile belirlenen tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede hata yapılarak, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nda 6719 sayılı Kanun ile yapılan (ve EPDK"nın halen yürürlükte olan düzenleyici işlemleri hakkında uygulama alanı bulan) değişiklikler nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın bütün temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın HUMK"nın 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.