Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/322
Karar No: 2019/5731
Karar Tarihi: 14.03.2019

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/322 Esas 2019/5731 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/322 E.  ,  2019/5731 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    YARGITAY KARARI

    A) Davacı isteminin özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ..."nda 10.04.1997 - 11l06.2013 tarihleri arasında çalıştığını, en son davalı bankanın ... Şubesi"nde Kobi Bankacılığı Müşteri İlişkileri Şube Yöneticisi olarak çalıştığını, müvekkilinin davalı bankada oldukça yoğun bir iş temposunda fiziken ve ruhen zor koşullarda çalışmak zorunda bırakıldığını, müvekkilinin çalıştığı bankada her ne kadar mesai durumu 09.00 - 18.00 saatleri arasında düzenlenmiş ise de, davalı bankada akşam mesaisinin hiçbir zaman 18.00"de bitmediğini, müvekkilinin sabah saat 09.00"dan daha erken işe geldiğini, akşam oldukça geç saatlere kadar çalıştığını, halta sonu dahi yoğun bir çalışma yaptıklarını ancak hak etmiş olduğu fazla mesai alacaklarının müvekkile ödenmediğini, mübrez mail çıktıları ve tanık ifadelerinin bu hususu kanıtlayacağını; müvekkilinin davalı bankada yaklaşık 16 yıl kıdemi olduğunu, 1475 sayılı Yasa"nın 14. maddesinin 1. fıkrasının 5. bendine dayanarak 15 yıl ve 3600 gün prim ödeme şartlarını tamamladığını, bu nedenle ... Noterliği vasıtasıyla davalı bankaya yönelik olarak keşide edilen ... yevmiye nolu, 10.06.2013 tarihli ihtarname ile; 1475 Sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesinin 1. fıkrasının 5. bendi gereğince fesih hakkını kullanarak iş akdini sonlandırdığını, Yasa"nın öngörmüş olduğu yaş hariç 3600 gün ve 15 yıllık sigortalılık süresinin tamamlanması nedeni ile davalı bankadaki çalışma süresine ilişkin hak edilmiş kıdem tazminatı alacağının 3 iş günü içinde ödenmesinin talep edildiğini fakat ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti alacaklarını istemiştir.
    B)Davalı cevabının özeti:
    Davalı vekili, davacının, müvekkil bankada 10.04.1997 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının, davalı bankaya göndermiş olduğu Beyoğlu 37. Noterliği"nin 10.06.2013 tarihli, 14271 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile istifa ederek iş sözleşmesini sona erdirdiği, davacı istifa etmeden evvel son olarak müvekkil bankanın Keşan/Edirne Şubesi"nde Kobi Bankacılığı Portföy Yönetmeni olarak görev yaptığını, davacının huzurdaki dava ile yaklaşık 16 yıllık çalışmasının olduğunu, davacının talebine dayanak olarak ileri sürdüğü yasal düzenlemenin amacının, emeklilik yaşını beklemeden ve işten ayrıldıktan sonra herhangi bir işte çalışmayacak olanların kıdem tazminatını alabilmelerini sağlamak olduğunu, oysa ki davacının böyle bir durumunun söz konusu olmadığını, zira davacının müvekkil bankadaki işinden ayrılmak istemesinin, emekli olarak kıdem tazminatı almak değil, başka bir iş yerinde çalışmak olduğunu, davacının mezkur Yasa ile getirilen hakkını kötüye kullanarak hem kıdem tazminatı almak hem de yeni bir işe başlamak istediğini, davacının mevzuatın aradığı koşulları yerine getirmediği için kıdem tazminatının ödenmediğini, bununla ilgili emsal Yargıtay kararları olduğunu, bu nedenle de davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiğini, yine davacının müvekkil bankada fazla mesaiye yönelik talep ve iddialarının, haksız, gerçek dışı ve zenginleşmeye yönelik olduğunu; çalışanların tüm çalışmalarının ve fazla mesailerin tamamının İK Online Sistem"e aktarıldığını, Şube Müdürü"nce onaylanıp, İnsan Kaynakları Müdürlüğü"ne iletildiğini ancak davacının müvekkil bankada fazla mesai yapmadığından sisteme herhangi bir giriş yapılmadığını, dolayısıyla kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu durumun ücret bordrolarında da görüleceğini, ispat kuralı gereği fazla mesai iddiası bakımından ispat yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu ayrıca davacının müvekkil banka yazılı delilerinin aksini yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, bununla ilgili emsal Yargıtay kararları olduğunu; davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının fazla mesai talebi bakımından zamanaşımı süresinin, dava tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıl olduğunu, bu nedenle davacının talepleri için zamanaşımı itirazında bulundukların, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında davacının çalışma süreleri konusunda uyuşmazlık bulunmadığından; davacının işyerindeki hizmet süresinin; 10.04.1997-12.06.2013 tarihleri arasında toplam 16 yıl 2 ay 2 gün olarak kabul edildiği, taraflar arasında davacının ücreti konusunda uyuşmazlık bulunmadığından; davacının işyerindeki son brüt ücretinin 4.347,00 TL olduğu kabul edildiği, 3 ayda bir verilen ikramiye; 6 ayda bir verilen EVA primi; 6 ayda bir verilen başarı primi; aylık yemek ücreti bilirkişi raporunda gösterilmiş olup bu kalemlerin de eklenmesi ile; davacının giydirilmiş aylık brüt ücretinin 6.456,18 TL olduğu kabul edildiği, dava konusu olayda; davacının 1475 sayılı Yasa"nın 14. maddesine eklenen 5. bent hükmünden faydalanıp faydalanamayacağı, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanılıp kazanılamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunduğu, 1475 sayılı İş Kanunu’na göre, yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları halinde işçilere kıdem tazminatı verilebildiği, normal şartlarda istifa eden işçiye kıdem tazminatı verilmediği, ancak kademeli emeklilikle ilgili 4447 Sayılı Kanun ile 1999 yılında yapılan Yasa değişikliğiyle emeklilik için gereken sigortalılık süresi ile prim gün sayısını doldurup yaşını doldurmayı bekleyen sigortalılara kıdem tazminatı verilmesi gerektiği, anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkanı tanındığı, başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanmamış olsa da, işyerinden anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabileceği, ancak işçinin işyerinden ayrılmasının; yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerektiği, elbette bu bent hükmüne göre iş sözleşmesini fesheden işçinin, Kanun"un aradığı koşulları tamamladığını belgelemesi gerektiği, işverene, Sosyal Güvenlik Kurumu"ndan alınması gereken böyle bir belge ibraz etmeksizin işten ayrılan işçinin kıdem tazminatından yararlanması söz konusu olamayacağı, somut olayda davacının; 1475 sayılı Yasa"nın 14. maddesinin l. fıkrasının 5. bendine dayanarak 15 yıl ve 3600 gün prim ödeme şartlarını tamamladığını, emeklilik nedeniyle; Beyoğlu 37. Noterliği vasıtasıyla davalı bankaya yönelik olarak keşide edilen 14271 yevmiye nolu, 10.06.2013 tarihli ihtarname ile; 1475 Sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesinin l. fıkrasının 5. bendi gereğince fesih hakkını kullanarak iş akdini sonlandırdığını, Yasa"ın öngörmüş olduğu yaş hariç 3600 gün ve 15 yıllık sigortalılık süresinin tamamlanması nedeni ile davalı bankadaki çalışma süresine ilişkin hak edilmiş kıdem tazminatı alacağını talep ettiği, Kanun ile getirilen bu düzenlemede ayrıca bir koşul getirilmemiştir. Bu nedenle işçinin koşullarının yerine getirdikten sonra başka bir işyerinde çalışmasının herhangi bir önemi bulunmadığı, dolayısıyla; davalı işverenin bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği, dava dosyasında sunulan davacıya ait mübrez mail çıktıları incelendiğinde; davacının genelde akşamları saat 20.00"ye kadar, bazen ise akşamları 21.30"a kadar bankada işlem yaptığı, hatta bazen 03.00"e kadar çalıştığı, bazen sabahları saat 07.157te işe başladığı, bazen de Cumartesi günleri akşam saat 19.00"a kadar çalıştığı, davacı tanıklarının ifadeleri de bu saatleri doğrular nitelikte olduğu, gerek davacının sunduğu deliller, gerekse de tanık beyanları ve taleple bağlılık ilkesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı işçinin haftalık çalışma süresinin, hafta içi 5 gün 09.00-21.00; Cumartesi günleri 09.00-19.00 saatleri arası olduğu, Pazar günleri hafta tatili olduğu, Yargıtay yerleşik kararları gereği günlük çalışma süresi boyunca 1 (bir) saat, günlük 11 saatin üzerindeki çalışmalarda ise 1.5 (bir buçuk) saat ara dinlenmesi verilmesi gerekir. Bu durumda davacı işçinin hafta içi (12-1,5=10.5) x 5 - 52.5 - 45 = 7.5 saat; hafta sonu ise (10- 1) = 9 saat olmak üzere haftalık 16.5 saat fazla mesai yaptığı kanaatine varıldığı, bu açıklamalar ışığında; davacının fazla çalışma ücret alacağı talebi, dava ve ıslah tarihleri ile zamanaşımı itirazı dikkate alınarak bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalara göre ve % 30 hakkaniyet indirimi yapılıp bu indirim miktarı taraflar arasında lehe/aleyhe değerlendirilmeden hüküm altına alındığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    D)Temyiz:
    Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    E)Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
    İşçinin imzasını içermeyen bordrolarda fazla çalışma tahakkuku yer aldığında ve tahakkukta yer alan miktarların karşılığı banka hesabına ödendiğinde, tahakkuku aşan fazla çalışmalar her türlü delille ispatlanabilir. Tahakkuku aşan fazla çalışma hesaplandığında, bordrolarda yer alan fazla çalışma ödeme tutarları mahsup edilmelidir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı tanıklarından T.S. sadece Cumartesi çalışmalarına dair beyanda bulunduğundan beyanı hesaplamaya elverişli değildir.
    Bu durumda, davacı tanıklarından Ö.Ç.’nin davacı ile birlikte çalışması nedeni ile bildiği dönem tespit edilmeli, bu tanığın bildiği dönem için fazla mesai hesaplaması yapılmalıdır. Tanık Ö.Ç.’nin beyanında Cumartesi çalışmasının 09:00-18:00 saatleri arasında olduğu belirtildiği için cumartesi çalışmalarının hesaplanmasında bu çalışma saat aralığı esas alınmalı, eldeki kararı davacı temyiz etmediği için eldeki hükme dayanak bilirkişi raporunda kabul edilen sair çalışma saatleri de ara dinlenme süreleri ise aynen kabul edilmelidir.
    Mahkemece bu hususlar gözetilmeden yapılan hesaplama ile sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F)SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi