14. Hukuk Dairesi 2016/6246 E. , 2019/764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 12/01/2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/10/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesinin iptali isteğine ilişkindir.
Davacı; mirasbırakan ..."ın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/651 Esas ve 2014/696 Karar sayılı veraset ilamında payların yanlış hesaplandığını bu nedenle veraset ilamının iptalini ve yeni bir veraset ilamının verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulur.
Dava, HMK"nin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra 12/01/2015 tarihinde açılmıştır. 01.10.2011 tarihinden önce yürürlükte bulunan HUMK"nun Sulh Hukuk Mahkemesinin görevini belirleyen 8/II-5. bendine göre “mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarına …” bakar şeklinde olduğu halde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK"nin 1. maddesi uyarınca; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden” sayılır, hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun"un 2. maddesinde ise, “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi” olduğunu vurgulamıştır. 6100 sayılı HMK"nun 4/1-ç bendine göre, “Bu kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakiminin görevlendirdiği davalara sulh hukuk mahkemesi bakar” yine aynı Kanun"un, görevli mahkeme başlığını taşıyan 383/1. fıkrasında; “ çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi” olduğu açıklanmıştır. Öte yandan genel hüküm niteliğinde bulunan TMK"nin 598/1. fıkrasında da, veraset belgesinin sulh hukuk mahkemesince verilmesi öngörülmüştür. 6100 sayılı Kanunun çekişmesiz yargı işleri başlığını taşıyan 382/1-c kısmının 6. bendine göre, mirasçılık belgesi verilmesinin sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği ve çekişmesiz yargı kapsamına alındığı belirlenmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi HUMK"nun 8/II-5. maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev Sulh Hukuk Mahkemesi"ne verildiği halde, HMK"nin 382/2-c kısmının 6. bendine göre, sulh hukuk mahkemelerinin sadece veraset belgesinin verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevli olduğu anlaşılmaktadır. Anılan maddenin bu haliyle yorumlanmasında veraset belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen veraset belgesinin iptali davalarının Sulh hukuk mahkemesinde bakılamayacağı ve bu mahkemelerin görevli olamayacağı sonucuna varılmaktadır. Kaldı ki, veraset belgesinin iptali davaları hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargıdan çıkıp çekişmeli yargı haline geldiği de bir gerçektir. Bu durum karşısında HMK"nin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan eldeki dava bakımından HMK"nun 382/2-c kısmının 6. bendi uyarınca görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğu sonucuna varıldığından dava dilekçesinin görev yönünden reddine dosyanın görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.01.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Dava, ...’ın mirasçılarını gösteren ... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 10/10/2014 tarihli ve 2014/651 Esas, 2014/656 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile ...’ın gerçek mirasçılarını gösteren mirasçılık belgesinin verilmesi talebiyle açılmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile ... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 10/10/2014 tarihli mirasçılık belgesi iptal edilerek, yeni bir mirasçılık belgesi verilmiştir.
Hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Sayın çoğunluk, mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olduğunu, çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığını, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olmayıp, asliye hukuk mahkemeleri olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir.
I- Bilindiği gibi,
A) 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun, “Mirasçılık belgesi” kenar başlıklı 598. maddesinin birinci fıkrasında, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği,
B) 1512 sayılı Noterlik Kanununun “İtiraz” kenar başlıklı 71/C maddesinde, noterlerin verdikleri mirasçılık belgesi hakkında, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itirazda bulunabilecekleri, sulh hukuk mahkemesinin, itiraz üzerine verdiği kararın bir örneğinin ilgili notere ve Türkiye Noterler Birliğine bildirileceği,
Hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümlere göre: Mirasçılık belgesi, başvuru üzerine sulh hukuk mahkemeleri veya noterler tarafından verilebilecek; noterler tarafından verilen mirasçılık belgesine karşı, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itiraz edebilme imkânı bulunmaktadır. Kanunlarda, asliye hukuk mahkemelerine mirasçılık belgesi verme ve mirasçılık belgesini iptal etme görev ve yetkisi verilmiş değildir.
Dava, 12/01/2015 tarihinde açılmış olup, görev hususu 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre belirlenecektir.
II- 6100 sayılı Kanunun;
1- “Görevin belirlenmesi ve niteliği” kenar başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin, ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların, kamu düzeninden olduğu,
2- “Çekişmesiz yargı işleri” kenar başlıklı 382. maddesinin ikinci fıkrasının, “Miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri” başlıklı “c” bendinin “6” nolu alt bendinde yer alan “Mirasçılık belgesi verilmesi”nin çekişmesiz yargı işi olduğu,
3- “Görevli mahkeme” kenar başlıklı 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu,
4- “Kararlara karşı başvuru yolları” kenar başlıklı 387. maddesinde, çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlara karşı hukuki yararı bulunan ilgililerin, özel kanuni düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, kararın öğrenilmesinden itibaren iki hafta içinde, bu Kanun hükümleri dairesinde istinaf yoluna başvurabilecekleri hükmüne yer verildiği,
5- Geçici 3. maddesinin üçüncü fıkrasında, bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı,
Hüküm altına alınmıştır.
III- 1086 sayılı mülga Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, sulh hukuk mahkemesinin görevlerini düzenleyen 8. maddesinin ikinci fıkrasının 6.bendinde, mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarını sulh hukuk mahkemesinin göreceği hüküm altına alınmaktaydı. 6100 sayılı Kanun, mirasçılık belgesinin düzenlenmesi konusunu, yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde çekişmesiz yargı işlerinden saymış ve görevli mahkemenin sulh mahkemesi olduğunu belirterek, 1086 sayılı Kanundan ayrılmamıştır. Mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya iptali konusunda 1086 sayılı Kanundan farklı bir düzenlemeye giden 6100 sayılı Kanun, bu konularda ilk derece mahkemelerini görevlendirmemiş, 387. madde uyarınca hukuki yararı bulunan ilgililerin kararı öğrenmelerinden itibaren iki hafta içinde, ancak istinaf yoluna başvurabileceklerini öngörmüştür.
Kanunun 383. maddesi uyarınca, çekişmesiz yargı işlerinde kural olarak sulh hukuk mahkemelerinin görevlendirmesi, bu mahkemelerin çekişmeli işlere bakamayacağı anlamına gelmez. Sulh hukuk mahkemeleri, Kanunun 4. maddesinde belirtildiği gibi ortaklığın giderilmesi ve kira hukukundan doğan çekişmeli davalarda da görevlidir.
6100 sayılı Kanun, mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya iptali konusunda sulh veya asliye hukuk mahkemelerine görev vermemiş, bu konudaki görevli mahkemenin istinaf yoluna başvurulmak suretiyle bölge adliye mahkemesi olduğuna hükmetmiştir.
Temyize konu hüküm 22/10/2015 tarihinde, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verildiğinden, mirasçılık belgesinin iptali konusunda görevli mahkemeyi belirlemek için 6100 sayılı Kanunun intikal hükümlerine bakmak gerekecektir.
Kanunun, geçici 3. maddesinin üçüncü fıkrasında, bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine (20/07/2016) kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, sulh hukuk mahkemesinin görevlerini düzenleyen 1086 sayılı Kanunun 8. maddesinin ikinci fıkrasının 6. bendinde, mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davaları sulh hukuk mahkemesinin görevleri arasında sayılmış ve bu davalar sulh hukuk mahkemeleri tarafından karara bağlanmıştır.
6100 sayılı Kanunun 1. maddesinde de belirtildiği gibi mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenebilir. Yukarıda belirtilen kanun hükümleri çerçevesinde; mirasçılık belgesinin iptali davalarına, bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçene kadar eskiden olduğu gibi sulh hukuk mahkemeleri bakmakla görevlidir. Bu nedenlerle, işin esasına girilmeksizin yerel mahkemenin görevsizliği nedeniyle kararın bozulmasına yönelik sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum.