10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/14171 Karar No: 2014/17364 Karar Tarihi: 12.09.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/14171 Esas 2014/17364 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/14171 E. , 2014/17364 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yersiz aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibinde, itirazın iptali, takibin devamı ve asıl alacak üzerinden %40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, davalının ... 4.İcra Müdürlüğünün 2012/1079 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazının iptaline, takibin devamına, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, mahkemece kabul edilen asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, davacı Kurum yararına kabul edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde talebin reddine kararı verilmesi usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. S O N U Ç : Hükmün 3. paragrafındaki “Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE” cümlesinin silinerek yerine “Kabul edilen 2984,90 TL lik Asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine” yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 12.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.