10. Hukuk Dairesi 2014/12052 E. , 2014/17357 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İzmir 9. İş Mahkemesi
Tarihi :24.04.2014
No :2013/256-2014/274
Dava, 5510 sayılı Yasanın 56. ve 96. maddeleri gereği Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacıya murisi babasından ölüm aylığı bağlandığı, Sosyal Güvenlik Kontrol Memuru tarafından yapılan araştırmalar sonucu davacının boşanmış olduğu eşi ile birlikte fiilen yaşamakta olduğu tespit edilerek almakta olduğu maaşının kesildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, davalı ve boşandığı eşinin talep konusu dönemde verdikleri medula sisteminde kayıtlarda görülen adreslerinin de ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Sonuç olarak, 5510 sayılı Kanunun 56. maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda, eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
Somut olayda; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İzmir SGK İl Müdürlüğü’nün 27.01.2012 tarih ve 2012/AD-14 sayılı raporun inceleme kısmında davacının boşandığı eşi M.. B.. yerine oğlu E.. B..’in kayıtlarına yer verildiği, hatta evlendiği- boşandığı kişi olarak E.. B.. isminin yazıldığı, adres kaydı ve aile hekimliği kayıtlarında da oğlu E.. B..’in kaydının sorgulandığının, raporun değerlendirme kısmında davacı ile boşandığı eşinin birlikte yaşamadıkları belirtilmesine rağmen sonuç kısmında buna ters olarak davacı ile boşandığı eşinin birlikte yaşadıkları sonucuna varıldığı, SGK kimlik paylaşım sistemi sorgusunda davacının oğlu Erol’un adresinin sorgulandığı, ayrıca Urla Polis Merkez Amirliği’nden gönderilen 23.10.2013 havale tarihli cevabi yazıda ve tahkikat sonucunda, Altıntaş Mah. Barış Sk. No:17 Urla/İzmir adresinde 09.10.2013 tarihinde davacının oğlu E.. B.. ismiyle araştırma yapıldığının anlaşılması karşısında mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı raporu, söz konusu tutanaklar ve müzekkere cevapları göz önüne alınarak davacının boşandığı eşi M.. B.. ile oğlu E.B. arasında bir karışıklığa yol açılıp açılmadığı hususunda araştırma yapılması, ayrıca dosyaya sunulan ve davacının boşandığı eşi adına kayıtlı olduğu anlaşılan Digiturk faturasında belirtilen Tuzla/İstanbul adresi esas alınarak davacı ve boşandığı eşinin dava konusu dönemde eylemli olarak birlikte yaşayıp yaşamadıklarının da araştırılması gerekmektedir.
Mahkemece verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Bu aşamada, ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere deliller toplanarak “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 12.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.