Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2790
Karar No: 2021/1893
Karar Tarihi: 18.10.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2790 Esas 2021/1893 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2790
Karar No : 2021/1893


TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
UETS Kodu: ...

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ...
UETS Kodu: ...
2- ... Bakanlığı
UETS Kodu: ...
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 23/06/2021 tarih ve E:2020/11147, K:2021/8718 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Şırnak İli, İdil İlçesi, ... Köyü, ... parsel sayılı taşınmazın, ... Güneş Enerjisi Santralinin yapımı amacıyla, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 24/09/2020 tarih ve 31254 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 23/09/2020 tarih ve 2969 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 23/06/2021 tarih ve E:2020/11147, K:2021/8718 sayılı kararıyla; özel mülkiyet hakkının korunması gereken temel insan hakları arasında öngörüldüğü, anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği, bu düzenlemelerde mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin öngörüldüğü, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi, kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük ya da orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağı,
Nitekim Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla da bu hususların açık bir şekilde ortaya konulduğu,
Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gereğinin ifade edildiği, acele kamulaştırma usulünün idareye kamulaştırma işlemlerinin neticelenmesini beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma imkânı tanıyan olağanüstü bir kamulaştırma usulü olduğu,
Acele kamulaştırmada, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile Mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın kanunda belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği,
Acele kamulaştırma usulünün, olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmediği; yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye, kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkânı tanıdığı,
Taşınmaza el konulduktan sonra idare tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi, bunun mümkün olamaması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerektiği, kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza acele olarak ihtiyaç duyulması halinde, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırmanın acele usulle yapıldığı,
Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığının arandığı ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanındığı, anılan hüküm uyarınca taşınmazların bir an önce kullanılmasına ihtiyaç duyulan, kamu düzenine ilişkin olarak acelilik halinin bulunduğu durumlarda Cumhurbaşkanınca, taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilebileceği,
Acele kamulaştırma istisnai bir yöntem olduğundan, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına dair şartlarının ortaya konulması gerektiği,
Acelelik koşulunun kamu düzenine ilişkin olması gerektiği ve kamu yararının ise, olağan kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, aceleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu,
Uyuşmazlıkta; davaya konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına yönelik şartların oluşup oluşmadığı, yani acelelik durumunun bulunup bulunmadığı yönünden bir değerlendirme yapıldığında; 2942 sayılı Kanunun 3. maddesinde, Cumhurbaşkanınca kabul olunan, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda, kamulaştırma yöntemi konusunda özel bir düzenleme getirildiği, dava konusu işlem ile enerji üretiminde kamu yararı görülmüş ve en kısa sürede enerji üretimine geçilmesinin acelelik hali oluşturması sebebiyle davaya konu taşınmazın acele kamulaştırılmasına karar verildiği,
Öte yandan, Ülkemizin enerji açığı değerlendirildiğinde, dava konusu olayda olduğu gibi Devlet adına lisans verilmek suretiyle yapılan enerji yatırımlarında kamulaştırma ile ilgili diğer hususların yerine getirilmiş olması koşuluyla acelelik halinin bulunduğu,
Bu durumda; davaya konu güneş enerji santralinin kurulması ve bu suretle en kısa sürede elektrik üretiminin sağlanması amacıyla yapılacak kamulaştırmada acelelik halinin bulunduğu sonucuna varıldığından, enerji yatırımının bir an önce yapılabilmesi maksadıyla taşınmaza el konulmasına imkan veren dava konusu Cumhurbaşkanı kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, Kamulaştırma Kanunun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırmayı gerektiren hallerden herhangi birisinin olayda gerçekleşmediği, kamulaştırma kararı için gerekli kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin açıklanmadığı ve acelelik halinin ortaya konulmadığı, kaldı ki taşınmazın güneş enerji santrali kurulması amacıyla otuz yıllığına bir başka şirkete kiralandığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup, Cumhurbaşkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ :Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlenmiş, acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla daha özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yapılmasına olanak tanınmıştır.
Bu koşullardan ikisinde, Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir.
Bu kapsamda üçüncü koşul olan aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerektiği açıktır. Nitekim anılan maddenin gerekçesinde de, acele ve istisnai hallerde, Kanunun önceki hükümlerine uyulmasının çeşitli sakıncalar yaratabileceği gibi, kamunun büyük zararlara uğramasının da muhtemel olabileceği belirtilerek maddede belirtilen şartların varlığına bağlı olarak kıymet takdiri dışındaki bazı yasal işlemlerin sonraya bırakılarak, maddede öngörülen süre ve şekilde taşınmaza el konulması düzenlenmiştir.
Acele kamulaştırma, olağanüstü bir kamulaştırma usulü olup, istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğundan, acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde acele kamulaştırması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik gerekli tespitler yapılıp sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında bu yöntemin uygulanma gerekçesinin, olağanüstü durumların, bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının, kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin somut olarak ortaya konulması ve başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde Cumhurbaşkanınca 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.
Olayda, lisans sahibi şirketin taşınmazın acele kamulaştırılmasına dair talebinin, acele kamulaştırmanın gerekçesi olamayacağı gibi projenin tek parsel özelinde yürütüldüğü ve mülkiyet sorunu bulunmayan taşınmazın olağan usulle kamulaştırılmasında kamu yararına aykırı bir durumun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun "Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı" başlıklı 13. maddesinde, "Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla; ... f) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun talebi üzerine 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yenilenebilir enerji kaynak alanlarının kullanımı ile ilgili yatırımları, ... için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir. Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir." hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere, 5403 sayılı Kanun uyarınca, mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin tarımsal üretim amacının dışında kullanılabilmesi ancak Kanun'da sayma yoluyla belirtilen bazı yatırım ve projeler için söz konusu olabilmekte olup, bu arazilere alternatif bir alan bulunmaması şartı yanında, anılan arazilerin tarım dışı amaçla kullanımının Toprak Koruma Kurulunca uygun bulunması gerektiği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 27/08/2020 tarih ve 9517/21 sayılı kararı ile Silopi GES üretim tesisi için gerekli olan dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasında 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu gereğince kamu yararı bulunduğu, ayrıca söz konusu taşınmazın kamulaştırılması işlemlerinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinin uygulanmasına dair lisans sahibi şirketin talebinin uygun görülmesine karar verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun 31/08/2020 tarih ve 37396 sayılı yazısı ile de; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Milli Emlak Genel Müdürlüğü)'ne Silopi GES üretim tesisi kapsamında kalan tarım arazisi nitelikli taşınmazın tarım dışı amaçla kullanımlarına ilişkin izin verilmesi talebinin Kurumun 23/07/2020 tarih ve E:32972 sayılı yazısı ile Şırnak İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne iletildiğinin, taşınmazın kamulaştırılması işlemlerinde acele kamulaştırma yönteminin uygulanması amacıyla Cumhurbaşkanı Kararı alınmasında kamu yararının bulunduğu, kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi ve işlemler sonuçlandırıldıktan sonra Maliye Hazinesi adına tescil edilecek taşınmazın tapu kayıt örneklerinin Kuruma gönderilmesinin belirtildiği; bunun üzerine, uyuşmazlığa konu taşınmazın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin kararın alındığı, ancak tarım arazisi vasfında olduğu anlaşılan taşınmazın tarım dışı amaçla kullanımına izin veren toprak koruma kurulu kararının dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, enerji üretimi açısından uyuşmazlığa konu taşınmazın acele kamulaştırılmasında kamu yararı bulunmakta ise de, tarım arazisi niteliğindeki bu taşınmazın tarım dışı amaçla kullanım iznine yönelik olarak alınmış bir karar bulunmadığından dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, olayda hem acelelik halinin bulunmaması hem de gerekli izinler alınmadan dava konusu taşınmazın acele kamulaştırılması yolunda tesis edilen Cumhurbaşkanı kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması ile işlemin iptaline karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 23/06/2021 tarih ve E:2020/11147, K:2021/8718 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 18/10/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.




KARŞI OY

X- Anayasa'nın 35. maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolü'nün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde; "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesinde, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu'nun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanun'un 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktarın, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu hükmü kurala bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat düzenlemelerine göre, özel mülkiyet hakkının, korunması gereken temel insan hakları arasında yer aldığı, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği, bu düzenlemelerde mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin öngörüldüğü, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi, kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük ya da orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağı kabul edilmiştir.
Bu açıdan, kamu gücü kullanılarak özel mülkiyetteki taşınmazların kamu eline geçirilmesini ifade etmesi anlamında kamulaştırmanın yargısal incelemesinde, mülkiyet hakkına söz konusu müdahalede anılan hükümler çerçevesinde kamu yararının varlığının, kanuni düzenleme gereğinin ve orantılılık noktasında adil dengenin sağlanıp sağlanmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anayasa'da herkesin, mülkiyet hakkına sahip olduğu ancak bu hakkın kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği ifade edilmiştir. Yine ülkemizin taraf olduğu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolü'yle, mülkiyet hakkı bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve bu hakkın orantılılık ilkesi çerçevesinde kamu yararı gözetilerek sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir. Bu hükümlerden hareketle, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yoluyla kaldırılmasının ancak kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlı olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca, acele kamulaştırma, olağanüstü bir kamulaştırma usulü olup istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntemdir. Bu nedenle, acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik gerekli tespitler yapılıp sebeplerin de somut olarak belirtilmesi suretiyle uygulanmalıdır. Olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında bu yöntemin uygulanması halinde uygulanma gerekçesinin, olağanüstü durumların, bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının, kamu düzeninin korunmasını gerektiren hallerin somut olarak ortaya konulması suretiyle acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda uyuşmazlıkta; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 27/08/2020 tarih ve 9517/21 sayılı kararı ile Silopi GES üretim tesisi için gerekli olan dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasında 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu gereğince kamu yararı bulunduğu, ayrıca söz konusu taşınmazın kamulaştırılması işlemlerinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinin uygulanmasına dair lisans sahibi şirketin talebinin uygun görülmesine karar verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun 31/08/2020 tarih ve 37396 sayılı yazısı ile de; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Milli Emlak Genel Müdürlüğü)'ne Silopi GES üretim tesisi kapsamında kalan tarım arazisi nitelikli taşınmazın tarım dışı amaçla kullanımlarına ilişkin izin verilmesi talebinin Kurumun 23/07/2020 tarih ve E:32972 sayılı yazısı ile Şırnak İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne iletildiğinin, taşınmazın kamulaştırılması işlemlerinde acele kamulaştırma yönteminin uygulanması amacıyla Cumhurbaşkanı Kararı alınmasında kamu yararının bulunduğu, kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi ve işlemler sonuçlandırıldıktan sonra Maliye Hazinesi adına tescil edilecek taşınmazın tapu kayıt örneklerinin Kuruma gönderilmesinin belirtildiği; bunun üzerine, uyuşmazlığa konu taşınmazın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin Kararın alındığı görülmektedir.
Ancak özetlenen bu hususların tek başına acele kamulaştırma yapılması için yeterli olmadığı; öte yandan, Cumhurbaşkanı Kararında 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulamadığı görülmektedir.
Bu durumda, 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesinde öngörülen şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından dava konusu Cumhurbaşkanı kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz isteminin kabulü ile davanın reddi yolundaki Daire kararının bozularak, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi