8. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4973 Karar No: 2017/7242 Karar Tarihi: 17.05.2017
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/4973 Esas 2017/7242 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2015/4973 E. , 2017/7242 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, takibe dayanak ilamın kira bedelinin tespite ilişkin olduğunu, eda hükmü içermediğini, ayrıca kesinleşmediğini düzenlenen 4-5 ödeme emrinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ileri sürerek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yasal yedi günlük süre içerisinde takip dayanağı ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağına ilişkin şikayet ileri sürülmediği gerekçesi ile şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrası İİK.nun 32 ve ardından gelen maddelerde düzenlenmiştir. Anılan maddede (para borcuna veya teminat verilmesine dair ilam icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ eder…), İİK.nun “ilam mahiyetini haiz belgeler” başlığını taşıyan 38. maddesinde ise (Mahkeme huzurunda sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi re’sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir…) şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir. İlgili yasa maddeleri ile yasa koyucu hangi belgelere dayanılarak ilamlı takip yapılabileceğini, önemine binaen titizlikle düzenlemiş gerekli gördüğü yerlerde bunu özel kanunlarda belirleyip sınırlandırmıştır. Burada gözardı edilmemesi gereken husus ise, maddede yer verilen ilamların, icrası yorum gerektirmeyecek açık tahsil hükmü (eda hükmü) taşıyan ilamlar olduğu noktasıdır. Bu nedenle eda hükmü içermeyen “Tespite” ilişkin ilamlar, ilamlı icra takibine konu edilemez. Ancak, kesinleşmeleri halinde bu ilamlardaki vekalet ücreti ve yargılama giderine dayalı likit miktarların ilamlı icra yolu ile infazı mümkündür. İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazı zorunludur. İcra mahkemesince hükmün (infaz edilecek kısmının) yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi yeniden belirlenmesi de mümkün değildir (HGK 8.10.1997 tarih 1997/12-517 E, 1997/776 K sayılı kararı). Bu kabule aykırı talepler içeren takipler ilama aykırılık yaratacağından icra mahkemesinde süresiz şikayet konusu yapılabilir (HGK 21.6.2000 Tarih, 2000/12-1002 E). Somut olayda takibe dayanak yapılan Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesi 11.06.2008 tarih 2007/71 Esas, 2008/585 Karar sayılı kararında “… aylık kira bedelinin 13.5000,00 YTL olarak tespitine” karar verilmiş, likit bir miktarın ödenmesi yönünde eda hükmü oluşturulmamıştır. Bu durumda ilamın kesinleşmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti kalemlerin istenebilmesi dışında icra yolu ile infazı da mümkün değildir. İstem ilama aykırılığı içermekte ve ilama aykırılık şikayeti kamu düzenine ilişkin olduğundan İİK.nun 16/2. maddesi kapsamında değerlendirilip şikayetin esası incelenerek karar verilmesi yerine şikayetin süreden reddi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366, HMK.nun 361. maddeleri gereğince BOZULMASINA,taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edee iadesine, 17.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.