Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/607
Karar No: 2021/1897
Karar Tarihi: 18.10.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/607 Esas 2021/1897 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/607
Karar No : 2021/1897


TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1-...
2- ...
VEKİLLERİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurumu
UETS Kodu: ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : ... A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
UETS Kodu: ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 09/07/2020 tarih ve E:2016/13725, K:2020/7092 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılara ait İstanbul İli, Silivri İlçesi, ... Köyü, ... parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanın Silivri Rüzgar Enerjisi Santralinin yapımı amacıyla acele kamulaştırılmasına ilişkin 04/12/2012 tarih ve 2012/4037 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle davacılar tarafından açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 25/06/2014 tarih ve E:2014/2582 sayılı yürütmeyi durdurma kararının ve anılan işlemin iptaline karar verilmesine dair Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/11/2015 tarih ve E:2015/3614, K:2015/4279 sayılı kararının uygulanmaması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 500.000,00-TL maddi tazminata hükmedilmesi istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 09/07/2020 tarih ve E:2016/13725, K:2020/7092 sayılı kararıyla; taşınmazın kullanılamamış olması ve lojistik yatırımların yapılamamış olması nedeniyle zarara uğrandığı ileri sürülerek bu zararın tazmini istenilmiş ise de, söz konusu taşınmazın kamulaştırılmayan diğer kısımlarının halihazırda boş olduğu, üzerinde herhangi bir ticari faaliyete ilişkin yapı veya yapıların bulunmadığı, ayrıca uğranıldığı öne sürülen zarara yönelik bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı,
Uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma işlemleri devam ederken, davalı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunca olağan kamulaştırma prosedürü uygulanarak 03/01/2013 tarih ve 4224-2 sayılı karar ile rüzgar enerji santrali kapsamında kalan taşınmazların 4628 sayılı Kanunun 15/c maddesi ile 2942 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca kamulaştırılmasına karar verildiği ve kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesine devam edildiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bedel tespiti ve tescil davasının 23/03/2017 tarihinde sonuçlandırılarak taşınmazın Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kamulaştırma işlemine karşı açılan davanın ... İdare Mahkemesinin tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla reddine karar verildiği ve bu kararın davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay Altıncı Dairesinin 18/10/2018 tarih ve E:2018/6913 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verildiği,
Belirtilen gelişim sürecine göre, taşınmaza acele kamulaştırma süreci uygulanarak acele el koyma kararı alınmış ve bu karara ilişkin işlemlerin iptaline karar verilmiş ise de, taşınmazın aynı zamanda 03/01/2013 tarihli kararla kamulaştırmasına karar verilerek 23/03/2017 tarihinde Hazine adına tescil edildiği, kamulaştırma işlemine yönelik olarak açılan davanın reddine karar verildiği, acele kamulaştırma işleminin iptali yolunda verilen karar tarihinde kamulaştırma işleminin de bulunduğu, bu itibarla davacının taşınmazını kullanamadığı ya da yargı kararının uygulanmadığı nedeniyle oluşan somut bir zararın ortaya konulamadığı,
Bu durumda, uğranıldığı öne sürülen zararın davalı idarenin işlem ve eylemlerinden kaynaklanmadığı ve davalı idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından tazminat istemi yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, her ne kadar taşınmazın kamulaştırılmasına dair 03/01/2013 tarih ve 4224-2 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararına karşı açılan davada, nihai olarak davanın reddine karar verilmiş ise de, ilk aşamada ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... sayılı kararı ile yürütmenin durdurulmasına, ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile de dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, yine taşınmazın acele kamulaştırılmasına dair işlemin iptali istemiyle açılan davada, davanın reddine dair Danıştay Altıncı Dairesi kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından bozularak 23/11/2015 tarihinde işlemin iptaline karar verildiği, görülmekte olan davanın ise 2016 yılında açıldığı, 2014 yılından itibaren yargı yerlerince verilen yürütmenin durdurulması ve iptale ilişkin kararların davalı idarece uygulanmayarak taşınmazın işgal edildiği, oysa yargı kararlarının otuz gün içinde uygulanmasının yasal zorunluluk olduğu, köşe parsel konumundaki taşınmazın en değerli yerinin kamulaştırmaya konu edilerek taşınmazın tamamının %50 oranında değer kaybına uğradığı, bu hususun yerinde yaptırılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı, adil yargılanma, mülkiyet ve yargı yerinde hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiği, tazminata hükmedilmesi için yargı kararının uygulanmamasının yeterli olduğu, adli yargıda açılan bedel tespit ve tescil davasında verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesinin 16/10/2018 tarihli ara kararı ile ... Asliye Hukuk Mahkemesince, acele kamulaştırmaya ilişkin kararın yargı yerince iptaline karar verildiğinden taşınmazla ilgili kamulaştırma kararı alınıp alınmadığının davalı idareden sorularak cevap verilmesinin istenildiği, bu doğrultuda davalı idare tarafından verilen cevabi yazıda da taşınmaza ilişkin verilen acele kamulaştırma ve kamulaştırma kararlarının iptaline karar verildiğinden ortada mevcut bir kamulaştırma kararı olmadığının ikrar edildiği, HMK'nın 188. maddesi uyarınca mahkeme önünde yapılan ikrarın vakıaları çekişmeli olmaktan çıkaracağı iddia edilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare müdahil tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 09/07/2020 tarih ve E:2016/13725, K:2020/7092 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 18/10/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.




KARŞI OY

X- Dava, davacılara ait İstanbul İli, Silivri İlçesi, ... Köyü, ... parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanın Silivri Rüzgar Enerjisi Santralinin yapımı amacıyla acele kamulaştırılmasına ilişkin 04/12/2012 tarih ve 2012/4037 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle davacılar tarafından açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 25/06/2014 tarih ve E:2014/2582 sayılı yürütmeyi durdurma kararının ve anılan işlemin iptaline karar verilmesine dair Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/11/2015 tarih ve E:2015/3614, K:2015/4279 sayılı kararının uygulanmaması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 500.000,00-TL maddi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında ise, idarenin Danıştay, bölge idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre en geç otuz gün içinde işlem tesis etmeye ya da eylemde bulunmaya mecbur oldukları, işlem tesis edilmeyen ya da eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun'un 12. maddesinde, "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarının başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır." hükmüne yer verilmiştir.
İdare kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya eksiklik şeklinde tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşir ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açar.
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul İli, Silivri İlçesi, ... pafta, ... parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda rüzgar enerji santrali kurulması amacıyla proje hazırlanarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca taşınmazların acele kamulaştırma için 04/12/2012 tarih ve 2012/4037 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile rüzgar enerji santrali kapsamında kalan taşınmazların Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından acele kamulaştırılmasına karar verilmiş, bu doğrultuda davacıların taşınmazına yönelik ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı acele el koyma kararı verilmiştir.
Yukarıda anılan Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 25/06/2014 tarih ve E:2014/2582 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş ise de, nihai olarak Danıştay Altıncı Dairesinin 09/06/2015 tarih ve E:2014/2582, K:2015/3914 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Bu kararın temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Dairesinin 23/11/2015 tarih ve E:2015/3614 K:2015/4279 sayılı kararı ile Daire kararı bozularak dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi ve bu kararın 29/03/2016 tarihinde davacılara tebliğ edilmesi üzerine; davacılar tarafından anılan kararın uygulanması, taşınmazdaki işgalin üç gün içinde sona erdirilmesi ve yargılama gideri olarak harcanan belirli miktar bedelin davacılara ödenmesi amacıyla 11/04/2016 tarihinde noter kanalı ile davalı idareye yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine 13/06/2016 tarihinde bakılmakta olan dava açılmıştır.
Acele kamulaştırmaya ilişkin yukarıda özetlenen süreç devam ederken diğer yandan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 03/01/2013 tarih ve 4224-2 sayılı kararı ile rüzgar enerji santrali kapsamında kalan taşınmazların 4628 sayılı Kanunun 15/c maddesi ile 2942 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca kamulaştırılmasına karar verildiği, bu nedenle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi kapsamında taşınmazın bedelinin tespiti ile idare adına tescil istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinde ... tarihinde açılan davada, Mahkemenin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği görülmektedir.
Taşınmazın olağan usulle kamulaştırılmasına dair 03/01/2013 tarih ve 4224-2 sayılı Kurul kararının iptali istemiyle davacılar tarafından açılan davada, anılan işlemin iptali yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı, Danıştay Altıncı Dairesinin 11/10/2017 tarih ve E:2016/12553 K:2017/7389 sayılı kararı ile bozulması üzerine, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiş, bu karar Danıştay Altıncı Dairesinin 29/06/2021 tarih ve E:2018/6913, K:2021/9090 sayılı kararı ile onanmıştır.
Davacılar tarafından, taşınmazın Yavuz Sultan Selim (3. Köprü) Köprüsü bağlantı yollarından Silivri çıkışına 1 km mesafede ve yatırım için cazip bir noktada bulunduğu, lojistik yatırımı yapılmak amacıyla satın alınan taşınmazın en işlevsel (iki caddenin kesişiminde kalan köşe) kısmının işgal edildiği, idarenin bu işgali nedeniyle taşınmazın tamamının 10 milyon TL değer kaybettiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından iptaline karar verilen acele kamulaştırma kararına dayanılarak davalı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanlığı tarafından tesis edilen kamulaştırma kararının dayanaktan yoksun kaldığı, dolayısıyla kamulaştırma işlemlerinin hukuka aykırı hale geldiği, dava konusu tazminat talebinin acele kamulaştırma kararına ilişkin Danıştay Altıncı Dairesince verilen yürütmenin durdurulmasının kabulü kararı ile Danıştay İdari Dava Dairesince verilen iptal kararının uygulanmamasından kaynaklandığı iddiaları ile dava açılmıştır.
Uyuşmazlık, yargı kararının uygulanmaması nedeniyle, 105.300,00m2 büyüklüğündeki taşınmazın en değerli noktasına hukuka aykırı şekilde el konulduğundan bahisle taşınmazın tamamının değer kaybına uğradığı iddiasına dayalıdır.
Taşınmazın, proje güzergahında kalan ve kamulaştırılan 8.277,38 m2'lik kısmının acele kamulaştırılmasına dair Bakanlar Kurulu kararı, yargı yerince iptal edilmiş ise de; aynı zamanda taşınmaza ilişkin olağan kamulaştırma kararının alındığı ve bu karara karşı açılan davanın reddine ilişkin kararın onandığı, diğer yandan adli yargıda 2017 yılında taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği, taşınmazın proje güzergahında kalan köşe kısmının kamulaştırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı yargı kararıyla ortaya konulduğundan; taşınmazın, kamulaştırılmayan kalan kısmı açısından da herhangi bir değer kaybından söz edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, temyiz isteminin reddi ile, Daire kararının yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi