Esas No: 2021/1073
Karar No: 2021/1896
Karar Tarihi: 18.10.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1073 Esas 2021/1896 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1073
Karar No : 2021/1896
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Turizm Yatırımları A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
UETS Kodu: ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
UETS Kodu: ...
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Altıncı Dairesinin 24/12/2020 tarih ve E:2020/10431, K:2020/13607 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 15/09/2020 tarih ve 31245 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Hakkında Yönetmeliğin "Mahkeme imar planı iptal edilerek plansız kalan taşınmazlarda, idareye sunulan yeni plan teklifleri ile iptal edilen plan koşulları arasındaki değer farkı değer artış payına konu edilir. Bu durumda 5 inci maddesindeki koşulları sağlamak esastır." düzenlemesini içeren 6. maddesinin ikinci fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 24/12/2020 tarih ve E:2020/10431, K:2020/13607 sayılı kararıyla;
İdari yargılama hukukunda, iptal davaları için aranan ehliyet koşulu; objektif dava ehliyeti olarak adlandırılan kişinin dava açma yeteneğinin yanında sübjektif dava ehliyeti olarak adlandırılan dava açacak kişi ile davaya konu edilecek idari işlem arasında bir menfaat bağı bulunmasını da içerecek şekilde anlaşıldığı,
Davacı ile dava konusu ettiği işlem arasında bulunması gereken menfaat bağının bulunup bulunmadığı, her bir davada iptal davasının yukarıda açıklanan özellikleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yargı mercilerince takdir edildiği, bu değerlendirme yapılırken iptal davasının objektif niteliği nedeniyle dava açma imkanını makul olmayan ölçüde sınırlandıran bir yaklaşımdan kaçınılması gerektiği gibi herkesin makul bir menfaat bağı bulunmaksızın her istediği idari işleme karşı dava açabilmesine imkan tanıyacak ve bu nedenle idarenin işlemlerinde ve işleyişinde istikrarsızlığa neden olacak bir yaklaşımdan da kaçınılması gerektiği,
İptal davasında sübjektif dava ehliyeti olarak dava konusu edilecek işlem ile ihlal edilen menfaatin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması gerektiği,
Menfaatin güncel olmasından anlaşılması gerekenin, dava konusu edilecek işlem nedeniyle gerçekleşen menfaat ihlalinin geçmişte kalmış ve etkilerini kaybetmiş ya da gelecekte yaşanması muhtemel olan bir menfaat ihlali olmaması; aksine davanın açıldığı tarihte yaşanan ve dava boyunca da devam eden bir menfaat ihlali olması gerektiği,
İdarenin genel düzenleyici işlemlerine karşı açılacak davalarda, söz konusu işlemin doğrudan doğruya kişinin hukuki durumunda bir değişiklik meydana getirmesi ve bu nedenle menfaatini ihlal etmesi halinde, henüz bu işleme dayanılarak kişi hakkında bireysel bir idari işlem tesis edilmemiş olsa bile kişinin bu işlemi doğrudan doğruya dava konusu etmesinin mümkün olduğu; ancak, kişinin hukuki durumunda değişiklik meydana getirmeyen ve dolayısıyla menfaatini ihlal etmeyen genel düzenleyici işlemlerin, bu işlemlere dayanılarak kişi hakkında hukuki durumunda değişiklik meydana getiren ve menfaatini ihlal eden bireysel bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan doğruya dava konusu edilmelerine hukuken olanak bulunmadığı,
Zira; doğrudan doğruya kişinin hukuki durumunda değişiklik meydana getirmeyen ve menfaatini ihlal etmeyen, ancak uygulandığı takdirde kişi üzerinde etki doğurması mümkün olan genel düzenleyici işlemler ile söz konusu kişi arasında meşru, kişisel ve güncel bir menfaat bağının bulunduğundan bahsedilemeyeceği,
Davacı, yönetmeliğin uygulanacağı ülke sathında taşınmaz maliki olduğu ve dolayısıyla da iptalini istediği düzenlemenin gelecekte kendi taşınmazı hakkında uygulanması halinde menfaatinin ihlal edileceği iddiası ile bakılan davayı açmış olup davanın incelenebilmesi için gerekli olan güncel bir menfaat ihlalinin söz konusu olmadığını kendisinin de kabul ettiği,
Bu durumda, şu an itibarıyla davacının menfaatini herhangi bir şekilde ihlal etmeyen dava konusu düzenleme ile davacı arasında güncel bir menfaat bağı bulunmadığından davanın ehliyet yönünden reddine davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu edilen işlem açısından menfaatten bahsedebilmek için herhangi bir taşınmazın maliki olunmasının gerekli ve yeterli olduğu, iptal davasının açılması için gerekli olan menfaat koşulunun Dairece dar yorumlandığı, davacının taşınmaz maliki olarak davanın talep sonucu yönünden ehliyet şartını taşıdığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 24/12/2020 tarih ve E:2020/10431, K:2020/13607 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan ...-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 18/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.