Esas No: 2020/2110
Karar No: 2021/1887
Karar Tarihi: 18.10.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2110 Esas 2021/1887 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2110
Karar No : 2021/1887
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... adına ... Sendikası (...)
VEKİLİ : Av. ...
UETS Kodu: ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı
(... Bakanlığı)
UETS Kodu: ...
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri ...
2- ... Başkanlığı
UETS Kodu: ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU: Danıştay Sekizinci Dairesinin 12/03/2020 tarih ve E:2016/5800, K:2020/1829 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Eğitim Fakültelerinin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümünün, Teknik Eğitim Fakültesine denk olmadığına ve bu bölümden mezun olanların da teknik öğretmen unvanı almalarının uygun olmadığına ilişkin 15/10/2015 tarihli Yürütme Kurulu Kararının uygulanmasının istenilmesine ilişkin 19/10/2015 tarih ve 56945 sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işlemi ile bu işlem doğrultusunda Aile ve Sosyal Politakalar Bakanlığınca tesis edilen ve ilgililerin mali haklarının bu karara uygun olarak düzenleneceğine ilişkin 24/11/2015 tarih ve 171815 sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 12/03/2020 tarih ve E:2016/5800, K:2020/1829 sayılı kararıyla;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 43. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36. maddesi, 05/01/2015 tarih ve 2015/7177 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2015 yılında da uygulanmasına devam edilmesine karar verilen 17/04/2006 tarih ve 2006/10344 sayılı Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı'nın 1. maddesi ile bu Karar'a ekli II sayılı Cetvel ve 3795 sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi Hakkında Kanun'un 3. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,
2011 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümünden mezun olan davacının, 2012 yılında davalı Bakanlıkta Teknik Hizmetler Sınıfında Programcı olarak göreve başladığı,
13/05/2014 tarih ve 2014.17.2821 sayılı Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulu Kararı ile, davacının mezun olduğu bölümün teknik eğitim yapan veya teknik öğretmen kapsamında sayılmasına karar verilmesi üzerine, davacının görev yaptığı Bakanlıkça, bu karar uyarınca teknik öğretmen sayılan davacıya 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 152. maddesine göre Bakanlar Kurulunca belirlenen oranda özel hizmet tazminatı ödendiği,
2015 yılında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında görev yapan aynı bölüm mezunu olan bir kişi ile ilgili çıkan uyuşmazlık üzerine, davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından, Üniversitelerarası Kuruldan, Eğitim Fakültelerinin bu bölümü ile Teknik Eğitim Fakültelerinin eşdeğer olup olmadığı yönünde görüş sorulması üzerine, 3795 sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi Hakkında Kanun uyarınca yalnız Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarına teknik öğretmen unvanı verileceği, oysa bu bölümün bağlı olduğu Eğitim Fakültelerinin sosyal bilim tabanlı eğitim veren fakülteler olduğu ve burdan mezun olanların teknik öğretmen unvanı almasının uygun olmadığı yönünde görüş verildiği,
Bunun üzerine, Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulu tarafından alınan 15/10/2015 tarih ve 2015.42.4984 sayılı kararda, Eğitim Fakültelerinin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Bölümü mezunlarının teknik öğretmen unvanı almasının uygun olmadığına ve Teknik Eğitim Fakültesine eşdeğer olmadığına, aksi yöndeki 2014 tarihli kararın iptal edilmesine karar verildiği,
Bu kararın dava konusu Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işlemi ile kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilerek gereğinin yapılmasının istenilmesi sonrasında, davalı Bakanlıkça, bu karar uyarınca özlük hakların belirleneceğine ilişkin dava konusu işlemin tesis edilmesi üzerine, bu işlem ile dayanağı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı,
Dava Konusu Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işlemi yönünden;
Dava konusu karar ile Eğitim Fakültelerinin Bilgisayar ve Öğretim Teknoloji Öğretmenliği Bölümünün, Teknik Eğitim Fakülteleri ile eşdeğer sayılmaması ve bu bölümden mezun olanların teknik öğretmen unvanı almasının uygun olmadığı kararlaştırılmış olup, söz konusu fakültelerdeki eşdeğerlik ile eğitim sonunda alınacak unvanların eşdeğer sayılıp sayılmamasına karar verme konusunda davalı idarenin yetkisinin bulunduğu,
Anayasa Mahkemesinin 25/01/1994 tarih ve E:1993/25, K:1994/2 sayılı kararında da belirtildiği üzere; sanayi ve teknoloji alanında kültürlü fenni bilgilerle donatılmış, eğitilmiş teknik personel açığını kapatmak amacıyla 1930'lu yıllarda sanat estitüleri, endüstri meslek liseleri, teknisyen okulları, teknik liseler ve kız meslek liselerinin eğitim ve öğretime başladığı,1937 yılında da Ankara'da bu mesleki ve teknik okulların atelye ve meslek dersleri öğretmenlerini yetiştirmek üzere ilk erkek teknik öğretmen okulunun açıldığı, mesleki ve teknik okulların artan teknik öğretmen ihtiyacını karşılamak amacıyla 1976 yılında da İstanbul'da ikinci yüksek teknik öğretmen okulunun eğitim ve öğretime başladığı, daha sonraki yıllarda sayıları artan ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 4 yıllık eğitim-öğretim veren erkek teknik öğretmen okulu, yüksek teknik öğretmen okulu, kız teknik yüksek öğretmen okulu olarak adlandırılan teknik öğretmen okullarının, 2809 sayılı Kanun ile değiştirilerek kabul edilen 41 sayılı KHK ile Teknik Eğitim Fakültelerine dönüştürüldüğü ve üniversitelere bağlandığı,
Yüksek Teknik Öğretmen Okulları ile Teknik Eğitim Fakültelerinin mezunlarının, teknik öğretmen olarak mesleki ve teknik okullarda görev yaparak, ülkemizin ihtiyacı olan nitelikli işgücünün yetiştirilmesine, endüstrinin bilim ve teknolojiye dayalı olarak geliştirilmesine katkıda bulundukları; ayrıca kamu ve özel sektör işletmelerinde teknik eleman olarak da görev yaptıkları, Eğitim Fakültelerinin ise, ilk ve ortaöğretimin her kademesindeki okullarda öğretmen olarak görev yapacaklara eğitim ve öğretimin verildiği yüksek öğretim kurumları olduğu,
3795 sayılı Kanun uyarınca, yalnız Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarına "teknik öğretmen" unvanı verilebilecek olup, bu Kanun'da bu unvanın Eğitim Fakültesinden mezun olanlara da verileceğine cevaz veren bir düzenlemenin bulunmadığı,
Diğer taraftan, 657 sayılı Kanun'un 36. maddesi uyarınca kamu kurumlarında teknik hizmetler sınıfında istihdamı mümkün olan teknik öğretmen okulu mezunları ile mesleki tahsil görmüş kimselerin, yine aynı Kanun'un 152. maddesinde düzenlenen ve oranları belirlenen özel hizmet tazminatını alabilmesinin koşullarını belirleme yetkisinin Bakanlar Kuruluna bırakıldığı,
Bakanlar Kurulu tarafından da, teknik hizmetler sınıfında istihdam edilip, 3795 sayılı Kanun'a göre teknik öğretmen unvanı alanların %122 oranında, sadece teknik hizmetler sınıfında olup da unvanı Bakanlar Kurulu Kararı'nda sayma yoluyla belirtilmeyenlerin %93 oranında özel hizmet tazminatı alacağının kararlaştırılmış olması karşısında, kamu görevlilerine ilişkin söz konusu düzenlemelerde de, teknik öğretmen unvanı alınabilmesi için 3795 sayılı Kanun'a uygun olarak Teknik Eğitim Fakültesi mezunu olmanın ön koşul olarak belirlendiğinin görüldüğü,
Bu hale göre; Eğitim Fakülteleri ile Teknik Eğitim Fakültelerinin eğitim-öğretim amaç ve kapsamlarının farklı olduğu gibi örgütlenmeleri ile mezunlarının kazandığı unvanların da farklılık arz etmesi ve çeşitli unvanların verilmesine ilişkin esasları belirleyen mevzuat uyarınca, teknik öğretmen unvanının Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarına verileceğinin anlaşılması karşısında, Eğitim Fakültelerinin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümünden mezun olanların teknik öğretmen unvanı almasının uygun olmadığına ve eğitimin eşdeğer sayılmamasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Dava Konusu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı işlemi yönünden;
Dava konusu Bakanlık işleminin, dayanak Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işlemi doğrultusunda ve bu işleme uygun olarak tesis edildiği görüldüğünden, söz konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Öte yandan, Eğitim Fakültelerinin Bilgisayar ve Öğretim Teknoloji Öğretmenliği Bölümünün, Teknik Eğitim Fakültesine eşdeğer sayılması ve ikisinden mezun olanlara da teknik öğretmen unvanı verilmesine ilişkin 13/05/2014 tarih ve 2014.17.2821 sayılı Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulu Kararının yürürlükte olduğu dönemde dahi, 657 sayılı Kanun'un 36(A-2) maddesi uyarınca ek bir derece verilmesinin istenilmesine ilişkin uyuşmazlıklarda verilen Danıştay Onikinci Dairesinin istikrar kazanmış kararlarında, Teknik Eğitim Fakültesi mezunu olmayanlara bu hakkın verilemeyeceğinin açıkça ifade edildiği gerekçeleriyle,
davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemlerin kendisine ödenen özel hizmet tazminatı tutarının düşmesine neden olacağı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının herhangi bir hukuki gerekçe sunmaksızın bir yıl sonra kararını değiştirdiği, bu durumun kazanılmış hak, haklı beklenti ve idari istikrar ilkelerine aykırılık teşkil ettiği, idarenin, dava açma süresi geçtikten sonra hak yaratıcı nitelikteki bireysel işlemleri hukuka aykırı olsalar bile geri alamayacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 12/03/2020 tarih ve E:2016/5800, K:2020/1829 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 18/10/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 43. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, "Aynı meslek ve bilim dallarında, eğitim - öğretim yapan üniversitelerde, eğitim-öğretim, metod, kapsam, öğretim süresi ve yıl içindeki değerlendirme esasları bakımından eşdeğer olması ve öğrenimden sonra kazanılan unvanların aynı ve elde edilen hakların eşdeğer sayılması hususu Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine; öğretmen yetiştiren birimler için belirtilen esasların tespiti Milli Eğitim Bakanlığı ile de işbirliği yapılarak, Yükseköğretim Kurulunca düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; Eğitim Fakültelerinin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümünün, Teknik Eğitim Fakültesine denk olmadığına ve bu bölümden mezun olanların da teknik öğretmen unvanı almalarının uygun olmadığına ilişkin dava konusu işlem tesis edilmeden önce, Yükseköğretim Kurulunca Üniversitelerarası Kurulun görüşünün alındığı anlaşılmakta ise de, Milli Eğitim Bakanlığı ile de işbirliği yapılıp yapılmadığı hususunda tereddüt bulunmaktadır.
Bu durumda, konunun aydınlatılması için ara kararı yapılarak, söz konusu işlem tesis edilirken Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılıp yapılmadığı hususunun Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından sorulması ve temyiz isteminin gelecek cevaba göre karara bağlanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
KARŞI OY
XX- 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 43. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, "Aynı meslek ve bilim dallarında, eğitim - öğretim yapan üniversitelerde, eğitim-öğretim, metod, kapsam, öğretim süresi ve yıl içindeki değerlendirme esasları bakımından eşdeğer olması ve öğrenimden sonra kazanılan unvanların aynı ve elde edilen hakların eşdeğer sayılması hususu Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine; öğretmen yetiştiren birimler için belirtilen esasların tespiti Milli Eğitim Bakanlığı ile de işbirliği yapılarak, Yükseköğretim Kurulunca düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir.
İdari işlemler tesis olunurken, mutlaka bir yol, bir usul izlenerek hazırlanırlar. İdarenin irade açıklamaları, önceden birtakım kurallara bağlıdır. İdari işlemde "şekil" unsuru da, idarenin iradesinin ortaya çıkması için izlenecek usul, yol kavramını ifade etmektedir.
İdari işlemlerde "şekil" unsuru önemli bir unsurdur. İdarenin iradesinin ortaya konulabilmesi için veya idari işlemin oluşabilmesi için şekil şartına uyulması gerekmektedir. Aksi takdirde, şekil unsurundaki bozukluk idari işlemin sakatlığı sonucunu doğurmaktadır.
İdari işlemin ya da idarenin iradesinin ortaya çıkması için izlenen yoldaki prosedürler hazırlık işlemlerini oluşturmaktadır. Bu işlemlere karşı kural olarak doğrudan doğruya iptal davası açılamaz, fakat bu işlemlerin eksikliği ya da hukuka aykırılıkları nihai ve icrai işlemin iptali konusundaki istem ile birlikte ileri sürülebilir.
Eğer yasal mevzuatta, nihai işlemi tesis edecek idari makam açısından tesis olunacak işlemin içeriğine ilişkin bilgi sahibi olan başka idari makamlardan, otoritelerden ya da uzmanlardan görüş alınması veya işbirliği yapılması konusunda düzenleme var ve bu kurala uyulmadan işlem tesis edilmişse, işlemin hazırlık aşamasındaki bu eksiklik idari işlemi şekil unsuru yönünden sakatlayacaktır.
Uyuşmazlıkta; Eğitim Fakültelerinin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümünün, Teknik Eğitim Fakültesine denk olmadığına ve bu bölümden mezun olanların da teknik öğretmen unvanı almalarının uygun olmadığına ilişkin dava konusu işlem tesis edilmeden önce, Yükseköğretim Kurulunca Üniversitelerarası Kurulun görüşünün alındığı anlaşılmakta ise de, Milli Eğitim Bakanlığı ile de işbirliği yapılıp yapılmadığı hususunda tereddüt bulunmaktadır.
Bu durumda, Dairece ara kararı yapılarak bu hususun netleştirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak verilen temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.