22. Hukuk Dairesi 2015/24834 E. , 2015/25499 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, asıl davada, davalı sendika .... 1 nolu şubesi delege seçimlerinin iptali ile şubeye kayyım tayinine karar verilmesini, birleşen davada ise davalı sendika .... 1 nolu şubesinin 27.09.2014 tarihli genel kurulunun bütün sonuçları ile birlikte iptaline ve şubeye kayyım tayinine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacılar ve asli müdahiller avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, asıl davada, davalı sendikanın .... 1 nolu şubesinin genel kurulu için delege seçimleri yapılmaya başlandığını ve 30 nolu seçim ünitesinde 03.06.2014 tarihinde yapılan seçimlerin demokratik olmayan usullerle kanuna, sendika tüzüğü ve seçim yönetmeliğine aykırı olarak yapıldığını, sandık kurulu başkanının oy kullanımı sırasında sandığın önününü kapattırdığını, sayım sırasında oy pusulalarını kimseye göstermediğini, seçim yönetmeliğine aykırı olarak iki adet gözlemcinin atanmadığını, oy pusulalarının mühürlü olmadığını, açık olması gereken sayımın gizli yapıldığını, sandık kurulu başkanı ....."in aynı şubenin 2, 7, 24 ve 40 nolu seçim ünitelerinde de görevli olup bu ünite seçimlerinin de aynı nedenle şaibeli olduğunu ileri sürerek .... Sendikası .... 1 nolu şubesi delege seçimlerinin iptaline ve sandık kurulu olarak kayyım tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava yönünden asli müdahale talep edenler vekili de, .... sendikası .... 1 nolu şubesi delege seçimlerinin iptaline ve sandık kurulu olarak kayyım tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacılar vekili ise, davalı sendika .... 1 nolu şubesinin şube genel kurulunun 27.09.2014 tarihinde yapıldığını, şube genel kurulunu oluşturacak delege seçimlerinin açık oy gizli tasnif sistemine göre ve anti demokratik usullerle yapıldığını şube delege seçimlerinin kanuna, sendika tüzük ve seçim yönetmeliğine aykırı olarak yapıldığını, yapılan tüm delege seçimlerinin iptali gerektiğini ileri sürerek .... sendikası .... 1 nolu şubesinin 27.09.2014 tarihli şube genel kurulunun bütün sonuçları ile birlikte iptaline ve sendikaya kayyım tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, asıl dava yönünden, davacının başka bir üniteye ait delege seçimlerini dava konusu yapamayacağını, şube yönetim kurulu başkan ve üyelerinin sandık ve tasnif kurulunda görev yapabileceğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu, oy pusulalarının mühürlü olduğunu, delege seçimlerinin yönetmeliğe uygun olarak şeffaflık içerisinde gerçekleştirildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, birleşen dosya yönünden, davacının sadece 30 nolu seçim ünitesinde anti demokratik usullerle delege seçimi yapıldığını iddia ederken başka bir üniteye ilişkin iptal gerekçesi aramasının kötüniyetin açık örneği olduğunu, dava dilekçesinde genel kurulun neden iptal edilmesi gerektiğine dair herhangi bir açıklamanın yer almadığını, davacının, davasını sadece 30 nolu ünite ile sınırlandırmış bulunduğunu söz konusu ünitede seçilen delege sayısının genel kuruldaki seçim sonuçlarını etkileyecek sayıda olmadığını belirterek birleşen davanın da reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı asıl ve birleşen dosya davacılar vekili ile asli müdahiller vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
A-Delege seçimlerinin iptali ve kayyım tayini talebine ilişkin asıl dava yönünden mahkeme kararını davacı vekili ve asli müdahiller vekili temyiz etmiştir.
1-Asıl dava yönünden asli müdahiller vekilinin temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
Eldeki davanın, davacısı ve davalısına karşı açılan ayrı bir dava olan asli müdahale 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 65. maddesinde “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir” şeklinde tanımlanmıştır.
Somut olayda, delege seçimlerinin iptali ve kayyım tayini talepli olarak açılan asıl dava yönünden asli müdahalenin mümkün olmadığı açıktır. Bu itibarla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi ile uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427/1 ve 432. maddeleri hükümlerine göre asli müdahillerin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl davadaki delege seçimlerinin iptaline dair talep yönünden davacı vekilinin temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 16. maddesinin ikinci fıkrasında, genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine yapılan itirazların, mahkemece kesin olarak karara bağlanacağı ve mahkemece verilen kararlara karşı temyiz yolunun kapalı bulunduğu açık olarak ifade edilmiştir.
Davacı vekili, davalı sendikanın .... 1 nolu şubesinin delege seçimlerinin iptaline ilişkin talep yönünden mahkemece verilen kararı temyiz etmiş ise de, 6356 sayılı Kanun’un 16/2. maddesi uyarınca mahkeme kararı kesin nitelikte olduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi ile uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427/1 ve 432. maddeleri hükümlerine göre davacının temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Asıl davadaki kayyım tayinine dair talep yönünden davacı vekilinin temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
B-Birleşen dava yönünden davacı vekilinin temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
Dava, .... Sendikası .... 1 nolu şubesinin, 27.09.2014 tarihli şube genel kurulunun iptali istemine ilişkindir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 2/1-ğ maddesinde sendikalar “İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar” olarak tanımlanmıştır. Anayasanın 51. maddesi de aynı doğrultudadır. Aynı maddenin son fıkrasında sendikaların yönetim ve işleyişlerinin demokrasi esaslarına aykırı olamayacağı vurgulanmıştır.
6356 sayılı Kanun"un 9. maddesinde, genel kurulun, sendika ve şubelerin zorunlu organlarından olduğu belirtilmiştir. Genel kurulun görev ve yetkileri, aynı Kanun"un 11. maddesinde düzenlenmiş olup, maddeye göre, sendika organlarının seçimi yetkisi de genel kuruldadır. Bu itibarla, sendikanın yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyelerinin belirlendiği genel kurulların, demokratik esaslar doğrultusunda icra edilmesi, sendika içi demokrasinin gerçekleşmesi yönünden son derece önemlidir. Bu cümleden olarak, bir sendikanın demokratik yapıya sahip olup olmadığına ilişkin en somut ölçüler genel kurulun yapısı ve işleyişinde aranmalıdır (ŞAHLANAN, Fevzi, Sendikaların İşleyişinin Demokratik İlkelere Uygunluğu, İstanbul, 1980, sh.119).
Sendikalar hukukunda, tüzel kişiliğin sadece sendika genel merkezlerine ait olması ve sendika şubelerinin tüzel kişiliğinin bulunmaması sebebiyle, sendika şubelerine dava yöneltilemeyeceği söylenilebilirse de, şube genel kurulunun iptali davaları söz konusu olduğunda konuya ihtiyatla yaklaşmakta zaruret bulunmaktadır. Nitekim sendika şubelerinin, anılan davada taraf olarak yer almaması, şubelerin haklarını yeterince savunamama sonucuna yol açabilmekte ve bu durum da, 6100 sayılı Kanun"un 27. maddesinde ifade edilen hukuki dinlenilme hakkının ihlali neticesini doğurmaktadır. Şu halde, şube genel kurulunun iptali davalarında, sendika genel merkezi ile sendika şubesi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve davanın, sendika genel merkezi yanında, ilgili sendika şubesine de yöneltilmesi gerektiği kabul edilmelidir. Nitekim yerleşik Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 09.06.2014 tarih, 2014/15387 esas, 2014/16184 karar sayılı ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 21.06.2011 tarih, 2011/27022 esas, 2011/18864 karar sayılı ilâmı)
Somut olayda, birleşen dava ile .... sendikası .... 1 nolu şubesinin 27.09.2014 tarihli genel kurulunun iptali talep edilmiştir. Dava, sendika genel merkezine karşı açılmış ve mahkemece de, genel kurulunun iptali talep edilen sendika şubesine davanın yöneltilmesi sağlanmamıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, şube genel kurulunun iptali davalarının sendika genel merkezi ile sendika ilgili şubesine yöneltilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, davacıya, davasını Türk Harb İş Sendikası .... 1 nolu Şubesi"ne de yöneltmesi için süre verilmesi, daha sonra sendika şubesine dava dilekçesinin tebliği ile ilgili şubenin göstereceği deliller toplandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, hükmün sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Yukarıda belirtilen gerekçe ile;
1-Asli müdahillerin ve delege seçimlerinin iptaline dair mahkeme kararı yönünden davacının temyiz isteminin REDDİNE,
2-Birleşen dava yönünden, temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA,
3-Asıl davada kayyım tayinine dair talep yönünden mahkeme kararının ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.09.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.