10. Hukuk Dairesi 2021/944 E. , 2021/12104 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın redine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ...Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, 2005- 2011 yılları arasında hizmet akdine dayalı çalışmaların tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili, davacının müvekkil işyerinde çalışması olmadığını belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, talep edilen yıllar arasında davacının başka şirketlerde çalışması olduğu görüldüğünden, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla istinaf talebinde bulunmuştur.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak; dava tarihinin 14.5.2015 olması karşısında, 2008/1 ay öncesi çalışması yönünden talebin hak düşürücü süre nedeni ile reddine; 2008/1 ile 2011 tarih aralığındaki talep yönünden ise ispatlanamayan davanın reddine dair karar tesis edilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı, kararının bozulmasına dair karar verilmesini talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 79. maddesidir. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır.
Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, öncelikle davacının dava konusu dönemde davalı şirket nezdinde sürekli çalışıp, çalışmadığı sorularak bu kapsamda hizmet cetveli irdelendiğinde talep döneminde dava dışı işyerlerinden bildirimler olduğu saptandığından, bu işyerlerindeki çalışmalarının iptalinin de talep edilip edilmediği de açıklığa kavuşturulmalıdır. Şayet davacının iptal talebi varsa, iş bu husus dava dışı şirketlerin de hak alanını ilgilendirdiğinden HMK m. 124 gereğince usulüne uygun bir biçimde husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilip, davaya dahil edilerek, deliller toplandıktan sonra hak düşürücü süre ve hizmetlerin tespiti noktasında karar verilmeli; öte yandan hizmetlerin tespiti noktasında; yapılacak araştırma kapsamında dava dışı şirketlerden ve davalı şirketten dönem bordroları celp edilerek, bodro tanıkları dinlenilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Daiyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.10.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.