9. Hukuk Dairesi 2011/10956 E. , 2013/19248 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı vekili, emekli olan davacı işçinin memuriyete geçen süresi için kıdem tazminatı ödenmediğini belirterek, fark kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkette 18.08.1980 tarihinden emekli olduğu 16.11.2005 tarihine kadar çalıştığını, 16.10.2000 tarihinde işçi statüsüne geçirildiğini, emekli olurken Özelleştirme Kanunu kapsamında olan ve çalışanların ayrılmalarını özendirme amacıyla hak edilen kıdem tazminatının %30"u nispetinde ilave ikramiye ödendiğini, ancak davalının kıdem tazminatı hesabı yaparken Emekli Sandığına tabi çalışmalarını hizmet süresinden saymadığını, gerek 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesi hükmü gerekse 406 sayılı Kanunu"nun Ek 32. maddesindeki hükme rağmen 5434 sayılı Yasaya tabi çalışmasının kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmadığını belirterek, fark kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, 4502, 4673, 5189, 5398 ve 5457 sayılı Kanunla ile yapılan değişiklik ve düzenlemeler neticesinde özel hukuk hükümlerine tabi Anonim Şirket statüsüne kavuşturulduğunu, 14.11.2005 tarihinde yapılan hisse devri ile..."daki kamu payının %50"nin altına düştüğünden kamu şirketi olma niteliğinin ortadan kalktığım, davacının şahsi dosyasında yapılan incelemeye göre, 30.09.2005 tarihinde emeklilik talebinde bulunan ve 5434 sayılı Kanunun 4749 sayılı Kanunun 5 nci maddesi ile değiştirilen geçici 205 ve 5398 sayılı Kanunla 406 sayılı Kanununun ek 32 nci maddesinde yapılan değişikliğe göre 16.11.2005 tarihinde emeklilik nedeniyle görevinden ayrılan davacıya emeklilik ikramiyeleri veya kıdem tazminatlarının %30 fazlası ile ödendiğini, davacının özelleştirme aşamasında şirketten emekli olduğunu, emeklilik aşamasında emeklilik teşviki kapsamından yararlandığını, emekli olarak ikramiyesini %30 fazlası ile aldığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan hesap raporuna itibar edilerek, 406 sayılı yasanın ek 32/4 maddede... A.Ş de kamu payının % 50 nin altına düşmesinden sonra işten ayrılan işçilerin hak kazandıkları kıdem tazminatı alacağının
hesaplanmasına ilişkin özel bir hükme yer verildiği, hükme göre... A.Ş de ki kamu payının % 50 nin altına düşmesinden sonra işten ayrılan personelin T.C Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmet süresi işçilikte geçmiş gibi kabul edileceği, 14/11/2005 tarihi itibariyle... A.Ş deki kamu payı % 50 altına indiği, davacının ise 16/11/2005 tarihinde işten ayrıldığı, davacının tüm çalışmalarının işçilikte geçmiş gibi kabul edilmek suretiyle fesih tarihinde yürürlükte olan kıdem tazminatı tavanı üzerinden kıdem tazminatına hak kazandığı ve bu tazminatın % 30 zamlı ödenmesinin gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından cevap nedenleri ile temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının emeklilik nedeniyle işten ayrıldığı 17.11.2005 tarihinden önce...’un 14.11.2005 tarihinde özelleştirilmesinden dolayı 406 Sayılı Yasa ek 32 maddesinin 4. Fıkrasının davacı hakkında uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır. Anılan hüküm de “İş mevzuatına tâbi personele, kadrolu ve sözleşmeli statüde iken 5434 sayılı Kanuna tâbi olarak geçen hizmet süreleri için ödenecek kıdem tazminatının tutarının...’daki kamu payı % 50’nin altına düştükten sonra bu hizmetleri işçilikte geçmiş gibi kabul edilerek iş mevzuatına göre hesaplanacağı” belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre; davacının 399 Sayılı K.H.K. kapsamında sözleşmeli olarak çalışmaya başladığı, 4502 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince ve talebi üzerine 16.10.2000 tarihinden itibaren 1475 Sayılı Yasaya tabi işçi statüsüne geçirildiği, 29.9.2005 tarihli dilekçe ile emeklilik talebinde bulunduğu, 406 Sayılı Yasaya 5189 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen ve 5398 Sayılı Yasanın 17 maddesi ile uygulama süresi değiştirilerek 32 maddenin 2. fıkrası kapsamında 16.11.2005 tarihinde emekli olup işten ayrıldığı davacıya sözleşmeli personel statüsünde geçen hizmet süresi için emeklilik ikramiyesinin % 30 fazlası ile ve işçilikte geçen hizmet süresi içinde kıdem tazminatının yine %30 fazlası ile ödendiği,... A.Ş. den kamu payının davacının işten ayrıldığı 17.11.2005 tarihinden önce 14.11.2005 tarihinde özelleştirildiği anlaşılmaktadır.
Davacının, emeklilik başvurusunda bulunduğu 29.9.2005 tarihinde ek 32 maddenin 2. fıkrası hükmü kapsamında olduğu açıktır. Anılan fıkra hükmünde emeklilik başvurusu yeterli sayılmış işten ayrılma koşuluna yer verilmemiştir. Davacının başvurduğu tarihte davalının kamudaki hissesi % 50’nin altına düşmediğinden, emeklilik için başvurduğu tarihten sonraki işlemlerinin tamamlanması sürecinde geçen çalışmasına dayanarak söz konusu ek maddenin 4. fıkrasında yer alan hüküm gereğince sözleşmeli statüde geçmiş hizmet süresinin işçilikte geçmiş gibi değerlendirilerek fark kıdem tazminatı isteğinin kabulü mümkün değildir.
Kaldı ki 1475 sayılı yasanın 14. maddesinde, “Toplu sözleşmelerle ve hizmet akitleriyle belirlenen kıdem tazminatlarının yıllık miktarı, Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez” şeklinde kurala yer verilmiştir. Belirtilen üst sınır, “genel tavan” olarak adlandırılabilir. En yüksek devlet memuru da Başbakanlık Müsteşarı olduğundan genel tavan, bu görevdeki kişinin emekliliği halinde Emekli Sandığınca ödenecek olan bir yıllık ikramiye oranını geçemeyecektir. Genel tavan, iş sözleşmesinin feshedildiği andaki tavandır.
Özel tavan ise 1475 sayılı Kanunun 14/6. fıkrasında öngörülmektedir. Buna göre, işçinin iş sözleşmesinin yaşlılık veya malullük aylığına hak kazanması ve T.C.Emekli Sandığına tabi olarak hizmetlerinin bulunması durumunda son kamu kurumu işverenince Emekli Sandığına tabi hizmetleri için ödenmesi gereken kıdem tazminatı tutarı, anılan kanun hükümlerine göre ödenmesi gereken emeklilik ikramiyesi için öngörülen miktarı geçemez. Bir başka anlatımla işçiye ödenmesi gereken kıdem tazminatı tutarı o işçinin Emekli Sandığına tabi hizmetleri karşılığında kendisine ödenmesi gereken emeklilik ikramiyesini
aşamaz. Bu özel tavan, işçinin yaşlılık veya malullük aylığının başlangıç tarihi esas alınarak belirlenir. Dairemizin istikrar kazanmış olan uygulaması bu doğrultudadır(Yargıtay 9.HD. 27.3.2006 gün 2005/ 29328 E, 2006/ 7379 K.). 5434 sayılı yasaya tabi hizmetlerinin tamamı için kıdem tazminatı ödeneceğini öngören yasa, ya da sözleşme hükümleri 1475 sayılı yasanın 14. maddesinin 6. fıkrasındaki özel tavanı bertaraf etmez(Yargıtay 9.HD. 8.4.2003 gün 2002/21820 E, 2003/ 5911 K.). Kamu payının % 50’nin altında düştükten sonra kadrolu ve sözleşmeli statüde geçen sürenin işçilikte geçmiş gibi kabul edilerek iş mevzuatına göre hesaplanacağına ilişkin kuralın da özel tavan dikkate alınarak uygulanması gerekir. Kural iş mevzuatına atıf yaptığına göre 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte olan 14/6 maddesi uyarınca işlem yapılması yerindedir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre davacının fark kıdem tazminatının isteğinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.