11. Hukuk Dairesi 2018/4816 E. , 2019/6367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Gerede Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 29/03/2018 tarih ve 2017/62-2018/189 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2006 yılı Mayıs ayından, 2007 yılı Aralık ayına kadar davalı şirkete, inşaat malzemesi taşıdığını, müvekkili şirketin bu taşıma işini 2007 yılı Aralık ayı sonu itibariyle sonlandırdığını, davalı şirketin 2006 yılına ait nakliye (taşıma) ile ilgili fatura karşılığında müvekkili şirkete ödeme yaptığını, ancak taşıma ile ilgili irsaliye ve açık fatura mevcut olduğu ve müvekkil şirketin nakliyeyi gerçekleştirdiği konusunda davalı şirketin hiçbir itirazı olmadığı ve 2007 yılına ait taşımalarla ilgili faturaları itirazsız kabul etmiş olmasına rağmen, müvekkili şirkete davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek, 2007 yılı içinde yapılan nakliyeden doğan alacağından fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak üzere 100.000,00 TL"nin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacı şirkete nakit ve çeklerle ödeme yaptığını, fatura karşılığı iki adet römork verdiğini ve davacı şirketin Kemal Birbilener"e olan yakıt borçlarının alacağın temliki yoluyla davalı şirkete geçmiş olduğundan davacı şirkete borçlu olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; römorkların satım tarihi itibariyle davacının davalıdan 90.527,40 TL alacaklı olduğu, bu durumda davacı tarafın davalı tarafa römork satımı nedeniyle peşin olarak ödeme yapması hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu, davalı tarafın römorkların borca mahsuben verildiği iddiasının kabul edilmesi gerektiği, toplam borç miktarından römork satış bedelleri toplamından mahsup edilmesi sonucunda davacı alacağının 22.490,01 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 22.490,01 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, 18.04.2014 tarih, 2014/85 esas, 2014/133 karar numaralı karar ile davanın kısmen kabulü ile 23.846,29 TL’nin dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, anılan karara ilişkin davacı vekilince temyiz edilmiş ve 21.04.2015 tarih, 2015/793 esas, 2015/5609 karar numaralı Dairemiz kararı ile anılan hüküm davacı lehine bozulmuştur. Böylelikle, davacı taraf lehine 23.846,29 TL için müktesep hak oluştuğu gözönüne alınmadan, mahkemece, işbu temyiz incelemesine konu kararında, 22.490,01 TL’ye hükmedilmesi müktesep hak ihlali niteliğinde olup anılan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
3- Mahkemece, Dairemizin son bozma ilamına uyularak kurulan kararında, itibar edilen bilirkişi raporunda römorkların devir tarihi itibariyle davacının davalıdan 90.527,40 TL alacağı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak dava dosyası içerisindeki 08.10.2012 tarihli bilirkişi raporunda, römorkların satış tarihinde, davacı alacağı, davalı defterlerine göre 28.385 TL, davacı defterlerine göre ise 31.800 TL olarak gösterildiği belirtilmiştir. Bu bağlamda aradaki çelişki ve bilirkişi raporlarına itirazlara rağmen gerekçesi açıklanmaksızın son rapordaki tespite dayalı hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin siar temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı taraf lehine BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.