Esas No: 2021/14152
Karar No: 2021/3484
Karar Tarihi: 18.10.2021
Danıştay 2. Daire 2021/14152 Esas 2021/3484 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/14152
Karar No : 2021/3484
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın onanmasına dair Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesinin 20/04/2016 günlü, E:2015/7803, K:2016/3014 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; davacının fırın olarak işlettiği işyerinin tahliye edilmesini müteakiben davalı idarece işyerine hukuka aykırı olarak ruhsat verildiğinden bahisle uğradığını ileri sürdüğü 50.000,00 TL maddi zararının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesince; davacının kendi isteği doğrultusunda düzenlenen işyeri ruhsatının hukuka aykırı olduğunu, ruhsatın verilişinde ileri sürmeyip, uzun bir süre boyunca da bu işlemden ötürü maddi menfaat sağladıktan sonra davalı idare haricinde cereyan eden hukuki hadiseler nedeniyle tahliye edilmesi neticesinde ruhsatın hukuka aykırı olduğunu ileri sürmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde belirtilen hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiği ve yine aynı maddede öngörülen hukukun en temel ilkelerinden olan dürüstlük kaidesine aykırılık teşkil ettiği, bu nedenle davacının tazminat talebinin kabul edilmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Daire Kararının Özeti : Davacının temyiz başvurusu üzerine anılan karar, Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesince onanmıştır.
KARAR DÜZELTME TALEBİNDE
BULUNANIN İDDİALARI : Davacı tarafından; belediyenin çalışma ruhsatı vermesinden dolayı işyerini açtığı, Belediyeler Kanununda; bu tür işletmelerin açılmasında 2004 yılından itibaren, işyeri açma şartlarının belirlendiği ve bu şartların oluşmadığı yerlerde işletme ruhsatının verilemeyeceğinin açıkça belirtildiği, buna rağmen ruhsat verilmesinin belediyenin sorumluluğunda olduğu ileri sürülerek, Daire kararının düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile onama kararının kaldırılarak, Mahkeme kararının gerekçe değiştirilmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onuncu Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen davada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davacının, karar düzeltme istemin kabulü ile Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesinin 20/04/2016 günlü, E:2015/7803, K:2016/3014 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlığın esası yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacının fırın olarak işlettiği işyerinin boşaltılmasını müteakiben, davalı idarece söz konusu iş yerine hukuka aykırı olarak ruhsat verildiğinden bahisle uğradığı ileri sürülen 50.000,00TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü; zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de; bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Hatay ili, İskenderun ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi … Apartmanı, No:… adresinde kat mülkiyeti esasına kayıtlı taşınmazın giriş katındaki bağımsız bölümü fırın olarak işletmek için sahibinden kiraladığı (15/09/2008 tarihli kira sözleşmesi ile), dosyadaki vergi levhasına göre 15/09/2008'de işe başladığı, daha sonra işyeri ruhsatı için davalı idareye başvuruda bulunduğu, idarece davacının işyerine (fırına) 23/01/2009 tarihinde işyeri açma ve çalışma ruhsatı verildiği, davacının fırın olarak faaliyet gösterdiği iş yerinin bulunduğu taşınmazdaki apartman sakinlerinin önceden muvafakat ettiği, ancak fırının çalışmasından doğan sorunlar nedeniyle; davacının apartmandaki kat malikleri ile hukuki ihtilafa düştüğü, apartman sakinlerinin; fırının bacasından özellikle gündüz vakti çıkan aşırı is ve koku ile evlerinin içi ve balkonlarının is dolması ve kullanılmaz hale gelmesi nedeniyle; ayrıca gece vakti ekmek fabrikasına ait jeneratör sesinden apartman sakinlerinin hasta ve çocuklarının tedirgin hale geldiği, aşırı sıcak ve jeneratör sesinden oturulamaz ve yaşanmaz bir duruma gelindiğinden bahisle fırının tahliyesine karar verilmesi istemiyle adli yargıda davacıya karşı açtıkları davada, bu şikayetlere ilişkin yapılan tespitlere göre davacı aleyhine verilen karar sonrasında davacının iş yerini boşalttığı, bilahare adli yargı yerinin 29/09/2010 tarihli kararı nedeniyle iş yerini boşaltmış olan davacı tarafından, davalı Belediyece kendisine hukuka aykırı biçimde ruhsat verildiğinden dolayı tahliye edilmek durumunda kaldığı ve bu durumun maddi zararına sebebiyet verdiği ileri sürülerek öncelikle adli yargıda tazminat davası açtığı, adliye mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi üzerine de bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; davacının iş yerindeki faaliyetlerinin Kat Mülkiyeti Kanunu'na aykırılığının adli yargı yerince tespit edildiği, bu aykırılıkları gidermeyen davacının işyerini boşalttığı; işyeri ruhsatının davalı belediye tarafından iptal edilmesinin söz konusu olmadığı gibi davacının davalı idarece verilen işyeri ruhsatından yararlanan kişi olduğu; bir başka anlatımla, verilen ruhsat nedeniyle zarar gören 3. kişi durumunda da bulunmadığı tartışmazsızdır.
Olayda; davacının, işyerini terk etmesi nedeniyle doğduğunu ileri sürdüğü zararın, davalı idarece hatalı ruhsat verilmesinden kaynaklandığı iddia edilmekte ise de; davacının fırın olarak iş yerinde faaliyet göstermekte iken ruhsat talebinde bulunduğu, işyeri ruhsatı verilmesine rıza gösteren diğer kat maliklerinin, davacıdan kaynaklı faaliyetler nedeniyle adli yargıda dava açma yoluna başvurduğu, adli yargı kararı ile davacının kusurlu davranışlarının saptandığı, anılan davada davalı idarenin ise taraf konumunda bulunmadığı ve aleyhine verilen karar neticesinde iş yerini boşaltmak yolunu seçen davacı tarafından, doğduğu ileri sürülen zarar ile davalı idare arasında illiyet bağı olmadığından işyeri ruhsatı verilmesi ile ilgili idarenin kusuru bulunup bulunmadığı yolundaki incelemenin gelinen bu aşamada yapılamayacağı açıktır.
Bu nedenle, İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 18/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dava dosyasının incelenmesinden; Hatay ili, İskenderun ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi … Apartmanı, No:… adresinde bulunan taşınmazın giriş katındaki bağımsız bölümü fırın olarak işletmek için bağımsız bölüm sahibinden kiralayan davacının, işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi için davalı idareye başvuruda bulunduğu, idarece davacının işyerine (fırına) 23/01/2009 tarihinde işyeri açma ve çalışma ruhsatı verildiği, taşınmazdaki diğer kat malikleri adına Apartman Yöneticiliği tarafından davacı aleyhine açılan tahliye davasında; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, "Davalının, ana binanın mimari projesine aykırı müdahalesinin önlenilmesine" karar verilmesi üzerine davacının taşınmazı tahliye ettiği, davacı tarafından, davalı Belediyece kendisine hukuka aykırı biçimde ruhsat verildiğinden dolayı işyerini tahliye etmek zorunda kaldığı ve bu durumun maddi zararına sebebiyet verdiğinden bahisle öncelikle adli yargıda tazminat davası açtığı, adliye mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi üzerine de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare hukukunda, idarenin hukuki sorumluğunun kabul edilebilmesi için -kusursuz sorumluluk halleri dışında- idarenin yürütmekle yükümlü olduğu hizmetin kusurlu şekilde işletilmiş olması gerekmektedir. Kusura dayalı sorumluluk hallerinden olan hizmet kusuru, idarenin bir işlem veya eyleminden doğabileceği gibi, yasal görevlerin beklendiği ya da gerektiği gibi yerine getirilmemiş olmasından da kaynaklanabilir. Bir başka ifadeyle, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü veya geç işlemesi ya da hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
İşyeri açma ve çalışma ruhsatı vermeye yetkili idarelerce, ruhsat başvurusunda bulunan iş yerlerine ruhsat verilebilmesi için, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikte işletmenin türüne göre belirlenen şartları taşıyıp taşımadığının incelenmesi, uygun bulunması halinde ruhsat verilmesi, aynı Yönetmelik hükümleri gereğince, iş yeri ruhsatı verildikten sonra yapılacak denetimlerde mevzuata uygun olmayan eksikliklerin tespiti halinde bu eksikliklerin giderilmesi için ilgililere belirli bir süre tanınarak işletmenin Yönetmelik hükümlerine uygun olarak faaliyette bulunmasının sağlanması gerekmektedir.
Dosyada bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun incelenmesinden, "uyuşmazlık konusu işyerine davalı idarece işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmiş olmakla birlikte, yangına karşı gerekli herhangi bir önlemin alınmadığı, tapu kayıtlarında dükkan olarak gösterilen bağımsız bölümün fırın şeklinde kullanılmak üzere tadil edilmesine karşın, binanın mimari projesinde bu yönde bir değişiklik yapılmadığı ve projeye işlenmediği" hususlarına yer verildiği görülmektedir.
Bu durumda; Mahkemece, davacıya ruhsat verildiği tarih itibarıyla, fırın ruhsatı verilebilmesi için gerekli koşulları taşıyıp taşımadığının tesbit edilmesi, ruhsat alma şartlarını taşımadığının anlaşılması halinde de, ruhsat verme konusunda yetkili olan davalı idarece Yönetmeliğe aykırı olarak gerekli denetim ve incelemeleri yapmamak ve hukuka aykırı olarak anılan işyerinin faaliyete başlamasına yol açmak suretiyle kusurlu bulunduğu sonucuna ulaşılarak tazmin sorumluluğuna hükmedilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, ruhsat verilemeyecek bir işyeri için davacının başvuruda bulunması, hakkın kötüye kullanımı olarak nitelendirilemeyeceği gibi, bu hususun, "ruhsat verme" yetki ve görevinin nihai olarak davalı idareye ait olduğu gerçeğini ve hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı açıktır.
Bu itibarla, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile yukarıda aktarılan yöntemle idarenin kusura dayalı sorumluluğu araştırıldıktan sonra karar verilmek üzere temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.