20. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/4020 Karar No: 2019/6195
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/4020 Esas 2019/6195 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, tapu sicilindeki yanlışlık nedeniyle uğradığı zararın tazmini için davalıdan 20.000 TL tazminat talep etmiştir. Mahkeme, taleple bağlılık kuralı gereği davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davasının kabulüne karar vermiştir. Ancak dava nisbi harca tâbi olmasına rağmen, davacı hiç harç yatırmamıştır. Mahkeme, yasal düzenlemeler göz ardı edilerek harç yatırılmadan hüküm kurmuştur. Bu nedenle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuştur. Dava dilekçesinde belirtilen kanun maddeleri ise 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 32. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesidir.
20. Hukuk Dairesi 2018/4020 E. , 2019/6195 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili 22.03.2013 tarihli dava dilekçesinde özetle;..... kayıtlı 29790 m² yüzölçümlü tapu kaydının ....dına kayıtlı iken 19790/29790 m²’sinin 40.000,00 TL bedelle 26.09.1978 tarihinde davacıya satıldığını, taşınmazın 644 parsel olarak tapulaması yapıldığını, 644 parselin 1937 yılında yapılan tapulama sınırları içinde kaldığından bahisle davacı adına yapılan mükerrer 2. tapulamanın iptal edildiğini, davacının 644 nolu parseli tapu kaydına iyiniyetle güvenerek 1978 senesinde ......atın aldığını, mükerrer tapu kaydını bilebilecek durumda olmadığını, tapu kaydına güvenerek satıcıya para ödediğini, tapunun iptali ile mülkiyet hakkını kaybettiğini, davacının 19.790 m2’nin dava tarihindeki değeri kadar meydana gelen zararının tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, taleple bağlılık kuralı gereği davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davasının kabulü ile 20.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava tapu sicilinin gerektiği gibi tutulmaması nedeniyle uğranılan zararın TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine yöneliktir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3- 629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7 -31, K: 2013/1481, 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000.-TL tazminat talebinde bulunmuş, dava niteliği itibariyle nisbi harca tâbi olmasına rağmen, hiç harç yatırmamıştır. Mahkemece de, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, başvurma ve peşin nisbi harç tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında hüküm kurulmuştur. Bu durumda mahkemece; yürürlükteki harçlar tarifesi uyarınca başvurma ve peşin nisbi harcı ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harcı tamamlanan miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmayan dava dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 24/10/2019 günü oy birliği ile karar verildi.