Esas No: 2020/1316
Karar No: 2022/837
Karar Tarihi: 16.06.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1316 Esas 2022/837 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1316 - 2022/837
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1316
KARAR NO : 2022/837
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2020
NUMARASI : 2019/180 E. - 2020/125 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/06/2020 tarih ve 2019/180 E. - 2020/125 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının marka tescil başvurusunda bulunduğu 2017/103965 numaralı "..." ibaresi ile müvekkili adına tescilli tanınmış "..." markalarının benzer olduğunu ve bu benzerliğin iltibasa yol açtığını, başvurunun müvekkilinin "..." ibareli markalarının serisi niteliğini taşıdığını, taraf markalarının aynı sınıfları kapsadığını, davalının kötü niyetli olduğunu, buna rağmen müvekkilinin başvuruya itirazlarının YİDK’nın 2019-M-1081 sayılı kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-1081 sayılı kararının iptali ile davalı markasının tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, markaların tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin olmayacağını, davacı şirketin tanınmışlığından faydalanarak haksız yarar sağlaması yönündeki iddiaların yersiz olduğunu, müvekkilin kötü niyetli olmadığını, markaların benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının "..." ibareli marka başvurusu ile davacının "..." ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 6769 sayılı SMK 6/1 maddesindeki iltibasın bulunmadığı, aynı nedenle SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı, dava konusu marka açısından kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiasının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, "..." ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunun kabul edilemeyeceğini, davalı başvurusunun müvekkilinin tescilli ve tanınmış “...” ibareli markalarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzediğini, davalının müvekkiline ait “...” ve “...” markalarının tanınmışlığından faydalanarak haksız yarar elde etmek istediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davalının "..." ibareli marka başvurusu ile davacının "..." ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak, ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerliğin bulunmadığı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 6769 sayılı SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşulunun oluşmadığı, aynı nedenle SMK 6/5 maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL'nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2022
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.