11. Hukuk Dairesi 2019/3766 E. , 2019/6365 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 05.12.2017 tarih ve 2016/875-2017/1137 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/01/2009 tarihinden 12/10/2011 tarihine kadar net 2.000,00 Euro (5.044.00 TL) aylık ücret karşılığında davalı şirkette çalıştığını, maaşların Bulgaristan"dan gönderildiğini, işçilere maaş dağıtımını davacının yaptığını, iş akdinin haksız feshedildiğini, 3. aydan sonra ücretini eksik aldığını, davacının ve diğer işçilerin sabah saat 8.00"de işe başladığını ve akşam 19.00"a kadar çalıştıklarını, ayda 2 kez Cumartesi günleri çalıştıklarını, öğlen arasında 1 saat dinlenme vakitlerinin olduğunu, Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı ve yılbaşı tatilleri haricinde resmi tatillerde de çalıştıklarını, yıllık izinlerinin sadece 1 haftasını kullanabildiklerini ileri sürerek, şimdilik, 5.000,00 TL kıdem tazminatı, 5.000.- TL ihbar tazminatı, 15.000,00 TL fazla mesai alacağı, 500,00 TL yıllık izin alacağı, 2.000,00 TL eksik maaşının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkili şirket arasında iş akdi bulunmadığını, davacının müvekkili şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı, idda, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının şirkette sembolik olarak pay sahibi ve yönetici göründüğü, aslında maaşlı çalışan olduğu, İş Kanunu hükümleri uygulanması gerektiği, davalının bu iş akdini feshetmede haklı olduğunu ispatlayamadığı, davacının emsal değer üzerinden kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve yıllık izin alacağı talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 3.924,82 TL kıdem tazminatı (fesih tarihi itibariyle uygulanacak mevduat faizi ile), 2.219,83 TL ihbar tazminatı, 2.229,48 TL fazla mesai alacağı(dava tarihi itibariyle uygulanacak mevduat faizi ile) ve 555,00 TL yıllık izin ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmşitir.
Dava, şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi davacının davalı şirketten olan alacağının tahsili istemli olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı talepleri; kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ve eksik maaş alacağıdır. Anılan talepler, 4857 Sayılı İş Kanunundan doğan işçilik alacakları olup, Dairemiz bozma ilamında davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkinin 6762 sayılı TTK’nın 312. madde ve devamında düzenlenen şirket yönetim kurulu üyesi ile şirket arasındaki hizmet ilişkisi olduğu belirlenmiştir. Bu bağlamda, mahkemece, taraflar arasında, İş Kanunu kapsamında bir işçi işveren ilişkisi bulunmadığı ve buna bağlı olarak, davacının işçilik alacağı talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamış kararın anılan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile kararın davalı taraf lehine BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.