Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11405
Karar No: 2014/17271
Karar Tarihi: 12.09.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/11405 Esas 2014/17271 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/11405 E.  ,  2014/17271 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İstanbul 21. İş Mahkemesi
    Tarihi : 06.03.2014
    No : 2013/328-2014/103

    Dava, 06.05.1992-05.11.1999 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalılık tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4/l-b bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu ancak, geçiş hükümlerini içeren aynı Kanunun Geçici 7. maddesi gereğince mülga 1479 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, söz konusu mevzuat hükümlerine göre yapılan inceleme sonucunda; davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanunun 26. maddesi ile, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, bu Kanuna göre sigortalı sayılanların, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescil yaptırmalarının zorunlu olduğu, aksi durumda, Kurumca re"sen tescil işleminin yapılacağı hükme bağlanmıştır.
    Dairemiz bozma ilamında; " davacının 02.11.2010 tarihli giriş bildirgesine istinaden 01.10.2010 tarihi itibarıyla tescil edildiği, davalı Kurum"a 30.07.2003 tarihli başvurusu ile vergi kaydına istinaden tescilini talep ettiği, Kurumun ise 27.01.2005 tarihli cevabi yazısıyla talebi reddettiği, davacının sigortalılık tesciline ilişkin giriş bildirgesinin 30.07.2003 yılında tanzim edilerek kuruma ibraz edilmiş olması karşısında geçici 18. madde hükmünün Kanunun yayım tarihi olan 02.08.2003 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmasına göre; somut olayda uygulanma olanağı bulunmadığı belirtilerek, Mahkemece, 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25. maddeleri çerçevesinde ve yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davacının, ihtilaf konusu dönemde zorunlu sigortalılık şartlarını taşıyıp taşımadığı irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği" ifade edilmiştir.
    Davacının, dosyada mübrez vergi dairesi yazıları içeriğinden 06.05.1992-31.12.1994 arasında reklamcılık faaliyetinden dolayı, 01.10.1996-05.11.1999 tarihleri arasında ise; iş takipçiliğinden dolayı vergi kaydı bulunduğu, bozma sonrası yürütülen yargılama sürecince Mahkemece davacının 06.05.1992-05.11.1999 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle değişik 24 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; kanunla ve kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanların, Esnaf ve Sanatkâr siciline kayıtlı bulunanların veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yöntemince kayıtlı olanların sigortalı sayılacağı belirtilerek bu tür kayıtlardan yalnızca birinin varlığı yeterli görülmüştür.
    Mahkemece, yapılacak araştırma sonucunda, davacının, uyuşmazlık konusu dönemde, kuruluşlara kayıtlı olup, kendi adına ve hesabına bağımsız çalıştığı belirlenecek sürelerde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
    Diğer taraftan, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388/son ve 389’uncu (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297) maddeleri uyarınca, “verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, kamu düzeniyle ilgili olup, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir.
    Anılan hükme aykırı olarak, Mahkemece isabetli olarak zorunlu SSK"lı sürelerin dışlanacağı belirtilmesine rağmen, bu sürelerin infaza elverişli olacak şekilde hüküm fıkrasında belirtilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi de usul ve yasaya aykırıdır.
    O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi