1. Hukuk Dairesi 2016/2672 E. , 2019/757 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, ... 7. İcra Müdürlüğü’nün 2002/14760 esas sayılı dosyasında 22.120,00 TL asıl alacak üzerinden aleyhine yapılan icra takibi neticesinde ... İcra Müdürlüğü’nün 2002/942 sayılı talimat dosyası ile, maliki olduğu 132 ada 3, 131 ada 3, 553 ada 21 ve 552 ada 19 parsel sayılı taşınmazlarının toplamda 21.318,00 TL’ye alacağa mahsuben davalı ...’e ihale edildiğini, ne var ki ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/201 esas sayılı dosyasında davalıya olan borcunun 9.500,00 TL ile sınırlı tutulup, kalan miktardan sorumlu olmadığına karar verildiğini, anılan kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, çok daha değerli olan dava konusu taşınmazlarının menfi tespit kararına aykırı davalıya geçtiğini ileri sürerek, davalının alacağından fazla yaptığı tahsilatın haksız tahsilat tarihinden itibaren işleyecek kademeli reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının borcunu ödememesi nedeniyle dava konusu taşınmazlarının usulüne uygun olarak cebri icra suretiyle satıldığını, davacının kız kardeşinin eşi olduğunu, davacının icra dosyasındaki tüm işlemlerden haberdar olduğunu, itiraz etmediğini, eldeki davanın dinlenme olanağının bulunmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, dava konusu 131 ada 3 ve 132 ada 3 parsel sayılı taşınmazların üçüncü kişiler adına kayıtlı olması nedeniyle anılan taşınmazlar yönünden iptal ve tescil isteğinin pasif husumet yokluğundan reddine; iade edilmesi gereken bedelden daha kıymetli olduğu gerekçesiyle 553 ada 21 parsel yönünden iptal ve tescil isteğinin reddine; değeri, iade borcu içinde kalan 552 ada 19 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise iptal ve tescil isteğinin kabulüne; tazminat isteğinin de kısmen kabulü ile bakiye 1.100,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline ve 07.04.2005 tarihinden itibaren reeskont faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava dışı ...tarafından davacı ... aleyhine 22.120,00 TL üzerinden ... 7. İcra Müdürlüğü’nün 2002/14760 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalı ...’in anılan dosyadaki alacağı 25.02.2004 tarihinde dosya alacaklısı ...’ten temlik alarak icra takibine kendisinin devam ettiği, bu borç nedeniyle ... İcra Müdürlüğü’nün 2002/942 esas sayılı talimat dosyasında 07.04.2005 tarihinde yapılan ihale ile davacının maliki olduğu dava konusu 132 ada 3, 131 ada 3, 553 ada 21 ve 552 ada 19 parsel sayılı taşınmazların toplamda 21.318,00 TL’ye alacağa mahsuben davalı ...’e ihale edildiği, tescilinin sağlandığı, bilahare davalının 131 ada 3 ve 132 ada 3 parsel sayılı taşınmazları dava dışı kişilere sattığı, davacının 02.06.2005 tarihinde davalı aleyhine ... 7. Ticaret Mahkemesi’nin 2005/201 esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti davası açtığı, yapılan yargılama neticesinde 06.07.2006 tarihinde davanın kısmen kabulü ile, ...’in ...’den ...7. İcra Müdürlüğü’nün 2002/14760 sayılı takip dosyasında 25.02.2004 tarihinde yapılan temlik işlerinde 9.500,00 TL alacaklığı olduğu anlaşılmakla, 12.500,00 TL borçlu olmadığının tespitine, anılan icra dosyasında 25.02.2004 tarihinden itibaren 9.500,00 TL yönünden değişen reeskont faizi ile birlikte takibe devam edilmesine karar verildiği, kararın Yargıtay derecatından geçerek 13.09.2007 tarihinde kesinleştiği, davacı ... tarafından eldeki davanın 06.09.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi için davacının talebinin açıkça saptanması gerektiğinde kuşku yoktur. Bu noktadan hareket ile 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde hakime davayı aydınlatma ödevi yüklenmiş ise de; bu ödevin aynı Kanunun 26. maddesini aşmayacak şekilde yapılması gerektiği de muhakkaktır.
Davacı vekili, dava dilekçesinin olay anlatımı kısmında mamelekinden haksız olarak çıkan taşınmazların öncelikle tapu iptal ve tescil yoluyla, bu mümkün değilse değeri karşılığı nakden iadesinden bahsettikten sonra, ‘’ istem ve sonuç ‘’ başlıklı kısımda davalının ... 7. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3607 esas no’lu dosyası ve uzantısı ... İcra Müdürlüğü’nün 2002/942 talimat dosyası nezdinde alacağından fazla yaptığı tahsilatın haksız tahsilat tarihinden itibaren işleyecek kademeli reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 03.12.2013 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde de bu istekleri tekrarlamıştır.
Davacı vekili, 01.04.2014 tarihli celsede; ‘’ talebimiz dava dilekçesinin açıklama bölümünde olduğu şekliyle tapu iptal olmadığı takdirde tazminata yöneliktir, sonuç kısmında bu hususun yazılmaması maddi hatadır. ‘’ şeklinde yine 21.04.2015 tarihli celsede ise ‘’Aleyhe beyanları kabul etmiyoruz. Taşınmazların değerininde dikkate alınarak rapor alınmasını talep ederim, çünkü eldeki dava taşınmazların değerinin tespit edilerek bu oranda bedele hükmedilmesine ilişkindir. ‘’ şeklinde beyanlarda bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin 14.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de, açtıkları alacak davasını kısmen ıslah ettiklerini belirterek davalının 9.500,00 TL’den fazla yaptığı tahsilatın icranın eski hale iadesi hükümlerine göre davalıdan tahsilini ve ayrıca dava konusu taşınmazların keşfen saptanan değerlerinin bu tahsilatta dikkate alınmasını istemiştir.
Dava dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi, davacı vekilinin duruşmadaki beyanları ve özellikle ıslah dilekçesi bir bütün halinde gözetildiğinde, eldeki davada davacının talebini tazminata hasrettiği açıktır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 26/1. maddesinde; ‘’ Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. ‘’ düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, tazminat istendiği gözetilmeden mahkemece anılan yasal düzenlemeye aykırı olarak tapu iptal ve tescile karar verilmesi hatalıdır.
O halde yapılacak iş, ihale tarihi olan 07.04.2005 tarihi itibariyle kapak hesabı yaptırılarak ... 7. İcra Müdürlüğü’nün 2002/14760 esas sayılı dosyasında ( yenileme ile 2013/3607 esas ) davacının davalıya ne kadar borcu olduğu saptanması, saptanan bu bedelin dava konusu taşınmazların davalıya ihale bedeli olan 21.318,00 TL’den mahsubu ile arta kalan bedelin davacı yararına hükmedilmesi gerekmektedir.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kısmen tapu iptal ve tescile, kısmen de tazminata hükmedilmesi yerinde değildir.
Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.