6. Ceza Dairesi 2016/2172 E. , 2018/6184 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I- Sanık ... hakkında ...’a yönelik yağma suçundan kurulan beraat kararının incelenmesinde;
Dosya içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye ve takdire göre, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında yakınan ...’ya yönelik; sanıklar ... ve ... hakkında ...’a yönelik; sanıklar ..., ... ve ... hakkında yakınan ...’a yönelik; kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde ise;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Yakınan ...’nın 20/11/2004 günlü kolluk beyanında özetle; 02/11/2004 günü ... ve yanındaki ismini bilmediği bir şahısla karşılaştığını, ...’ın görüşelim diyerek kendisini arabaya bindirdiğini, üçü birlikte seyir halinde iken şehir merkezinden uzaklaştıklarını, aracın durmasını istemesine rağmen aracın durmayıp Aladağ ilçesi ... köyüne gelip ... isimli bir şahsın evine gittiklerini, orada ...’ın şirketin noterden kendisine devrini istediğini, kendilerini köye götüren ...’ın yanındaki ismini bilmediği şahsın aracı ile köyden ayrılıp,
kendisi ile ...’ın köyde kaldığını, ertesi gün şirketin devrini vermek istemediğini söylediği ...’ın “hepsini öldüreceğim sıra sana da gelecek” dediğini, ...’ın bu tehdidi üzerine korkup çekinerek şirketin devrini kabul ettiğini, ...’ın kendisinin de daha önceden tanıdığı ...’i arayıp Aladağ’a gelmesini istediğini, ... ile Aladağ ilçesindeki notere gittiklerinde ...’ın kendilerini bekliyor olduğunu, isteklerini ilettikleri noterin şirket devrinin tek ortağın müracaatıyla mümkün olmayıp ancak şirketteki hisselerinin satışı için vekalet verebileceğini söylemesi üzerine oradan ayrılıp hep birlikte köye döndüklerini, o gün aralarında durumu tekrar değerlendirip ... ile ...’ın kendisinden şirketin hisse devri vekaletini almaya karar verdiklerini, ertesi günü ..., ... ve ismini bilmediği köyden bir şahıs ile Aladağ ilçesindeki notere gidip şirket hisse devri vekaletnamesini ...’e noter kanalıyla verdiğini, ertesi günü köyden kendi imkanlarıyla Adana’ya gelip Adana’daki noterde ...’i sözkonusu vekaletten azlettiğini,
18/02/2005 günlü duruşmada ise; sanık ... ile gezmeye gittikleri Aladağ ilçesinde şirketteki hissesini ona vermeyi teklif ettiğini, ...’ın kabul etmesiyle ortak arkadaşları olan ...’ı çağırarak Aladağ’daki notere müracaat ettiklerini ve ...’a yetki verdiğini, kendine karşı herhangi bir zorlamanın olmadığını, beyan edip,
Sanıkların ise üzerlerine atılı suçu hiçbir aşamada benimsemedikleri,
Aladağ noteri ...’nun 26/11/2004 günlü kolluk beyanında, ..., ... ve ... tanık olarak alınan andlı beyanlarında özetle; yakınan ...’ın zorla vekaletname verdiğine ya da zorla tutulduğuna dair herhangi bir açıklamada bulunmadıkları,
Yakınan ...’ın eşi ... ile ...’nın 04/11/2004 günlü kolluk beyanlarında öz itibariyle; yakınan ...’ın bir süreliğine bir yere gittiğini ve kendisini merak etmemelerini, kaçırıldığına dair dilekçenin Savcılığa verilmesini istediğini, beyan ettikleri ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında;
Tamamı sözlü yargılamadan oluşan dosyada; yakınan ...’nın aşamalarda değişerek gelişen kendi içinde çelişen iddialarını doğrulayan, mahkumiyete yeterli, kesin, inandırıcı deliller açıklanıp denetime olanak verecek şekilde karar yerinde gösterilip tartışılmadan, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle sanıklar ..., ... ve ... hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanık ...’un 21/11/2004 günlü Savcılık ve aynı tarihli sorgu ifadesinde özetle; “yakınan ...’i yaralamadan birkaç gün önce ...’in kahvesinde otururken, ..., ..., ... ve tanımadığı 3-4 kişinin iki araçla gelip, konuşmak üzere yanlarına alıp emlakçı dükkanına götürdüklerini, burada ...’in masanın üzerine silah koyup tehditle ... tarafından kendisine verilen 15 milyar tutarındaki senedin zorla alındığını”, 18/02/2005 günlü duruşmada ise; ...’un şirketi devralacağını ancak kendisindeki senedi de almak istediğini ve bunun yerine senet düzenleyip ödeyeceğini söylemesi üzerine, zorlama olmadan rızasıyla sözkonusu senedi sanık ...’e verdiğini ifade ettiği,
Sanıkların ise atılı suçlamayı hiç bir aşamada kabul etmedikleri,
Tamamı sözlü yargılamadan oluşan dosyada;
Öğrenci taşıma işi nedeniyle taraflar arasında ihtilaflı bir dönemin bulunduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca;
...’un aşamalarda değişerek gelişen kendi içinde birbiri ile çelişen beyanından başka sanıkların mahkumiyetine yeter şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip, açıklanmadan yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle genel geçişli ifadelere yer verilerek sanıklar ... ve ...’un yazılı biçimde hükümlülüklerine karar verilmesi,
3- Yakınan ...’ın 18/11/2004 tarihli kolluk beyanında özetle; 20/09/2004 günü lisenin önünde ..., ... ve ..."un yanına gelerek "... korkusundan okula gelmiyor, seni öne atıyor, sende bir daha gelme" dediklerini, kendisinin ise servis işine devam ettiğini,
20/11/2004 tarihli ek kolluk beyanında ise; olay günü ... , ..., ... ve ...’un ilköğretim okuluna giderek kendisini arayıp sorduklarını, lise önüne gelerek sanık ..."ın kendisini çağırdığını, arabalarına aldıklarını, Denizli Mahallesinde bir tamirhaneye gittiklerini, orada oturdukları sırada sanık ...’ın “... ile tartışarak ona yarın okula taraflarından hiç kimsenin gelmemesi ve bundan sonra taşıma işini kendilerinin yapacaklarını söylediğini” anlattığını ancak şahısların kendisinden zorla senet almadıklarını,
18/02/2005 tarihli duruşmada ise; kendisinin kaçırılarak zorla senet alındığına ilişkin hususun doğru olmadığını, ..."a şirketi devir ettikten sonra işlemlere ilişkin yol göstermek amacı ile okula beraber gittiklerini, o gün kendisini bulamayınca insanların hakkında söylenti çıkarıp zorla senet imzalattırıldığını söylediklerini, böyle bir şeyin olmadığını, ileri sürdüğü,
Yakınan ...’nın 20/11/2004 günlü kolluk beyanında; 20/09/2004 günü ... , ..., ... ve ... ile 4-5 kişinin, ortağı ...’in ayrıca servis işi yaptığı ilköğretim okulunun önüne giderek olay çıkardıklarını ve oradan da ...’i bulmak için lisenin önüne gelip Naim’i şiddet ve cebir kullanarak Denizli mahallesindeki bir eve götürüp senet imzalatarak serbest bıraktıklarını, 18/02/2005 tarihli duruşmada ise; kollukta verdiği ifadesinin duyum üzerine olduğunu, söylediği,...’un 21/11/2004 günlü Savcılık ifadesinde; ...’ın kendisine verdiği senet tutarının ödenmemesi üzerine yakınanlar Naim ve ... ile konuştuğunu, kendisini sürekli oyaladıklarını hatta ...’un tanıdığı ... isimli şahsın ...’i kaçırıp senet imzalattığını, alacağını ...’dan almasını söylediklerini, Savaş ile görüştüğünde ise kendisiyle bir alışverişi olmadığından ödeme yapamayacağını belirttiğini; 21/11/2004 günlü sorgu tutanağında ise; alacağını almak için yanına gittiği ...’nın; ortağı ...’ın ... ve ... tarafından Denizli mahallesine zorla götürülerek senet imzalattırıldığını kendisine söylediğini beyan ettiği,
Bahsi geçen senedin ele geçirilmediği ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında;
Yakınan ...’ın hiç bir aşamada, sanıklar ..., ... ve ..."un kendisini bir eve zorla götürüp, hürriyetini kısıtlayarak senet imzalattıklarına dair iddia ve/veya şikayetinin bulunmadığı, sanıkların ise atılı suçu işlemediklerini savunmaları, ...’nın ilk aşamada görmüş ve/veya yakınandan duymuş gibi anlatımda bulunmasına rağmen mahkeme aşamasında kimden, nerede ve nasıl öğrendiğini açıklamadığı, ... ve ...’un salt duyuma yönelik açıklamalarının yakınan ...’ın iddiası ile doğrulanmadığı da dikkate alındığında, sanıkların savunmalarına hangi nedenlerle itibar edilmediği karar yerinde denetime olanak verecek şekilde açıklanıp tartışılmadan yerinde yeterli olmayan gerekçeyle sanıklar ..., ... ve ... hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
III- Kabule göre de;
1-Her üç olayda da, yakınanların şahsına zarar verici bir harekette bulunulmadığının anlaşılması karşısında sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 110. maddesiyle uygulama yapılıp yapılmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması,
2-24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinde yazılı, “seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları
kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... savunmanları ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 09.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.