8. Hukuk Dairesi 2015/17230 E. , 2017/7213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Katkı Payı ve Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı-karşı davalı ... vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte evlilik birliği içinde davalı adına bir adet dükkan ve bir adet yazlık alındığını belirterek taşınmazların taksimini bu mümkün olmadığı takdirde bedelini talep etmiş, Mahkemece verilen süre içerinde harcını yatırdıkları 18.12.2007 tarihli dilekçe ile dava değeri 75.000,00 TL olarak bildirilmiştir. Mal rejimine ilişkin talep tefrik edildikten sonra bilirkişi raporu doğrultusunda harcını yatırdıkları 03.03.2014 tarihli dilekçe ile dava değeri 165.000,00 TL olarak arttırılmış, yersiz açılan karşı davanın reddi savunulmuştur.
Davalı-karşı davacı ... vekili, müvekkilinin 1987"den beri kırtasiyecilik işi ile uğraştığını, önceleri karşı davalının babası yanında çalıştığını sonrasında karşı davalıyla birlikte 1993"te şirketi devralarak %50"şer ortak olduklarını ve 2006 yılına kadar ortaklığın devam ettiğini, 2006 yılında hisselerini karşı davalıya devrettiğini, karşı davalının dükkana girmesine engel olduğunu ve şirket gelir ve karlarından vermediğini açıklayarak taraflar arasındaki edinilmiş malların tasfiyesinde karşı davacının hissesi dikkate alınarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle alacağın faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Asıl davaya konu dükkanın davalının annesi tarafından bedeli ödenerek alındığını, yazlığın alımında ise davacının hiç bir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davaya konu edilen 30 nolu işyeri niteliğindeki taşınmazdan kaynaklı olarak bu taşınmazın alındığı dönemde davacı tarafın çalıştığına ya da sabit bir gelir elde ettiğine dair herhangi bir beyanda bulunulmadığı ve iş bu taşınmazın davalının kişisel malı niteliğinde olduğu kabul edilerek bu taşınmaz ile ilgili katkı payı alacağı bulunmadığından reddine, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen ... İli ... İlçesi 12 nolu bağımsız bölümden kaynaklı olarak; dosyaya sunulan belgeler birlikte değerlendirildiğinde , taşınmazın güncel sürüm değeri, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar ve tasfiye anındaki değerleri dikkate alınarak 44.000 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren geçerli yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, karşı dava yönünden tarafların bir süre ortak olarak bulundukları ... Kırtasiye Ticaret Limitet Şirketinden kaynaklı olarak boşanma davanın açıldığı tarih olan 14.09.2006 tarihinde mal rejiminin sona erdiği ve katılma alacağı bulunduğunu iddia ettiği ... Kırtasiye ve Ticaret Limited Şirketinin tarafların mal rejimine girdiği tarihten önce 17/01/2006 tarihinde tasfiyeye girdiği ve tasfiye kararının 25/01/2006 tarihinde tescil edildiği anlaşıldığından bu hususlar gözetildiğinde karşı davacı ..."ın bu şirkete ilişkin katılma alacağı bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, her iki taraf vekilinin esasa yönelik aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı-karşı davalı vekilinin asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Somut uyuşmazlık gelince, tasfiyeye konu edilen yazlık eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 10.12.2003 tarihinde davalı adına tapuda tescil edilmiştir. Mahkemece yazlık yönünden davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi yerinde ise de tasfiye tarihi (28.05.2015) iken nasıl hesaplandığı anlaşılamayan 44.000,00 TL değer üzerinden asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, karşı dava yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamının hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Taraflar, 30.11.1986 tarihinde evlenmiş olup, 14.07.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 01.03.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmıştır. Evlilik birliği içinde, 16.02.1993"te davalı ve davacının şirketi eşit hisse ile devraldıkları, 17.12.2002 yılında davalı erkeğin hissesini dava dışı babasına devrettiği, söz konusu şirketin 17.01.2006 tarihinde tasfiye kararı aldığı ve evlilik birliği devam ederken 05.06.2007 tarihinde tasfiyenin sona erdiği dosyadan sabit ise de bu tasfiye sonucu karşı davalı eşin artık değer elde edip etmediğine ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yapılacak iş şirkete ait tasfiye raporları, bilançoları ilgili yerlerden temin edilip getirtilerek gerekirse konusunda uzman bilirkişiden rapor aldırılmak suretiyle şirket nedeniyle karşı davalının artık değeri olup olmadığının tespiti ve sonucuna göre karşı davacının katılma alacağı talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin, (3) nolu bentte gösterilen nedenler ile davalı-karşı davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, her iki taraf vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 16.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.