Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/15061 Esas 2007/2899 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/15061
Karar No: 2007/2899

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/15061 Esas 2007/2899 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı koca eşini sürekli dövdüğü ve hakaret ettiği için boşanma davası açmıştır, ancak davalı kadının hakareti sadece tepki niteliğindedir ve bu nedenle davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi uyarınca boşanma isteyebilmek için tamamen kusursuz olmaya gerek olmamakla birlikte, daha fazla kusurlu olan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu durumda, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir ve açıklanan nedenle isteğin reddi gerektiği belirtilmiştir. Yasanın yorumunda bir yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi ise usul ve kanuna aykırıdır. Kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesi olarak belirtilmiştir.
2. Hukuk Dairesi         2006/15061 E.  ,  2007/2899 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ :Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    1-Toplanan delillerden boşanmaya neden olan olaylarda eşini sürekli döven, hakaret eden davacı koca tamamen kusurludur.Davalı kadının hakareti tepki niteliğindedir.
    Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
    Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.
    *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2)
    #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma sebebi yapılmamış yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
    2-Temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince;
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2007




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.