14. Hukuk Dairesi 2016/10959 E. , 2019/732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-k.davalı vekili tarafından, davalı-k.davacı aleyhine 01.12.2014 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme, karşı davada temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 26.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme; karşı dava, TMK"nin 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının, müvekkiline ait 376 parsel sayılı taşınmaz üzerine müvekkilinin rızası hilafına bina inşa ettiğini; yine müvekkiline ait 13 parsel sayılı taşınmaza komşu taşınmazının bulunduğunu, bu iki taşınmaz arasından geçen derenin yönünü 13 No"lu parselden geçecek şekilde değiştirdiğini ileri sürerek davalının müvekkiline ait taşınmazlara müdahalesinin önlenmesini, 376 No"lu parsel üzerindeki binanın yıkılmasını ve taşınmazın eski hale getirilmesini, bunun için yapılacak masraflar ile derenin önceki yatağından geçmesi için yapılacak masrafların davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu 376 No"lu parselin daha önce davacının babası ...adına kayıtlı olup müvekkili tarafından 1988 yılında haricen 1.400,00TL"ye satın alındığını, ancak..."ın hastalanması üzerine tapu devrinin gerçekleştirilemediğini ve ölümü üzerine de taşınmazın davacıya intikal ettiğini, satın aldığı tarihten beri müvekkilince kullanıldığını ve kendisine ait olduğunu düşünerek üzerine ev yaptığını, meyve ve zeytin ağaçları diktiğini, davacının kötüniyetli olarak bu davayı açtığını, 13 No"lu parselle ilgili olarak da müvekkilinin sadece dere yatağında temizlik yaptığını, başkaca bir müdahalesinin bulunmayıp sel basması nedeniyle dere yatağında değişiklik olabileceğini belirterek davanın reddini savunmuş; karşı davada ise uygun bir bedel karşılığında 376 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki binanın bulunduğu kısma ilişkin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile davalının 376 parsel sayılı taşınmaza müdahalesinin önlenmesine ve 8.531,20TL eski hale getirme bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı-karşı davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı-karşı davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) TMK m. 683"deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiş; ayrıca, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
Somut olayda her ne kadar mahkemece, davalının, davacıya ait 376 parsel sayılı taşınmaza müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi yerinde ise de davacının, elatmanın önlenmesi istemi yanında anılan taşınmaz üzerinde bulunan davalıya ait binanın yıkılması talebi de bulunmasına rağmen bu husus gözardı edilmek suretiyle yıkım talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir.
Kabule göre de mahkemece, hükmün infazı aşaması ile ilgili olduğu halde eski hale getirme bedeli olarak davalı-karşı davacı aleyhinde tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiş; bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) No"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) No"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
23.01.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.