16. Hukuk Dairesi 2016/943 E. , 2019/2568 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "dosya kapsamına alınan ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/52 Esas, 2000/118 Karar sayılı dava dosyasında davacı ... ve arkadaşlarının 28.01.1964 tarih 13 nolu tapu kaydı ve zilyetliğe dayanarak 20.07.1968 tarih 40 numaralı Hazine tapu kaydının iptali için Hazine aleyhine tapu iptali davası açtıkları; mahkemece davanın kabulüne karar verilerek Hazineye ait tapu kaydının dava konusu taşınmaz içinde kalan bölümünün iptaline karar verildiği ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği; Sulh Hukuk Mahkemesinden Kadastro Mahkemesine devredilen incelemeye konu bu dosyada ise, davacılar ... ve arkadaşları, 28.01.1964 tarih 13 numaralı tapu kaydının yüzölçümünün 32.000 metrekare olarak arttırılması için tapu kaydına ve ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2000/52 Esas, 2000/118 Karar sayılı dava dosyasına dayanarak dava açtıklarına göre, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin, Hazine yönünden kesin hüküm oluşturabilecek dava dosyasındaki davaya konu yer ile Kadastro Mahkemesindeki iş bu davaya konu olan taşınmazın aynı olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi gerektiği belirtilerek, üç kişiden oluşan uzman fen bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2000/52 Esas, 2000/118 Karar sayılı dava dosyasındaki fen bilirkişisi ...’ya ait rapor ile kadastro paftası ve yol nedeniyle yapılan kamulaştırmaya ait kamulaştırma haritası ölçeklerinin eşitlenip çakıştırılması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 152 ada 6, 38, 39, 44, 45 ve 46 parsellerin 2/8 hisse ile Halit oğlu ..., 3/8 hisse ile Halit oğlu ..., 3/8 hisse ile Halit oğlu ..."a ait olduğu anlaşılmakla taşınmazın tamamı 43008 pay kabul edilerek; hükümde gösterilen paylarla adı geçenlerin mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2000/52 Esas, 2000/118 Karar sayılı ilamına konu alanın, çekişmeli 152 ada 6, 38, 39, 46A, 45A ve 44A rumuzu ile gösterilen kısımları içine aldığı; krokide 44B, 45B ve 46B rumuzu ile gösterilen kısımların ise tapu kaydının ve mahkememizce ve Yargıtayca tapunun dayanağı kabul edilen krokinin kapsamı dışında kaldığı, tapu kaydının kapsamı dışında kalan kısımlar bakımından Kadastro Yasa"sının 30/2. maddesi gereğince, tapu maliklerinin ve mirasçılarının yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği, zira bu bölümlerin daha öncesinde Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve daha sonra Hazinenin idari yoldan kum ocağı arazisi olarak tapu oluşturduğu araziden kazanılan yerler olduğu, kara yolları haritası keşifte uygulanmaya çalışılmış ise de, kamulaştırma haritasının sayısal özelliği bulunmaması sebebiyle, yolun mevcut genişliği ve fiili zemine göre yapılan kadastro çalışmalarında zeminde gösterilen kamulaştırılan alan ile hali hazırda yol olarak tespit edilen kısmın kadastro durumunun, kamulaştırma planındaki yola göre daha geniş olduğu bu bakımdan dava konusu parsellerin yola ya da yolun şev"ine ya da şaranpolüne her hangi bir tecavüzünün bulunmadığı gerekçesiyle, yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa ki, bozma ilamına uyulmakla davanın tarafları yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı gibi, mahkemeye de bozma ilamı doğrultusunda işlem yapma zorunluluğu doğar. Bu ilke kamu düzenine ilişkindir. Hükmüne uyulan bozma ilamında ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2000/52 Esas, 2000/118 Karar sayılı dava dosyasındaki fen bilirkişisi ...’ya ait rapor ile kadastro paftası ve yol nedeniyle yapılan kamulaştırmaya ait kamulaştırma haritası ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak suretiyle uygulama yapılmasına işaret edilmiş olmasına ve teknik bilirkişi raporu içeriğinde, bu çakıştırmanın yapıldığı belirtilmiş olmasına rağmen, kamulaştırma haritası ile kadastro paftası ve mahkeme ilamının eki kroki, üst üste çakıştırılmış halde gösterilmemiş ve taraflar arasında kesin hüküm oluşturması muhtemel olan ilamın dayanağı fen bilirkişisi ... tarafından hazırlanan rapordaki istimlak sınırı ile dava konusu yer birbirine bitişik vaziyette olduğu halde bu husus üzerinde durulmamıştır. Ayrıca, mahkemece dava konusu 44, 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazların (B) rumuzu ile gösterilen bölümlerinin, taraflar arasında kesin hüküm oluşturan dayanak tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı ancak zilyetlikle edinilebilecek yerlerden olduğu kabul edilmiş ise de, taraflar arasında daha önce görülen dava neticesi verilen ve kesin hüküm oluşturması muhtemel olan ilamın dayanağı, fen bilirkişisi ... tarafından hazırlanan krokide bu bölümün çay ve çay yatağı olarak gösterildiği ve bu bölümlerin 1968 yılında kum ocağı arazisi vasfıyla Hazine adına oluşturulan tapu kaydı kapsamında kaldığı belirtilmiş olmakla bu nitelikteki bir yerin zilyetlikle kazanımı mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, üç kişilik fen bilirkişi kurulundan, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/52 Esas, 2000/118 Karar sayılı dava dosyasındaki fen bilirkişisi ... tarafından hazırlanan rapor ile kadastro paftası ve yol nedeniyle yapılan kamulaştırmaya ait kamulaştırma haritası, ölçekleri eşitlenip üst üste çakıştırılmak suretiyle uygulama yapılması istenilmeli ve ilamın dayanağı olan ...’nın düzenlediği krokinin ve dava konusu taşınmazların kadastral krokisinin, kamulaştırma planına göre konumunun kamulaştırma planı üzerinde gösterilmesi istenerek, çekişmeli taşınmazların kamulaştırma planına göre arz üzerindeki konumunu tereddütsüz olarak belirler mahiyette ve raporlar arasındaki irtibatı sağlar tarzda denetime elverişli rapor alınmalı ve bu şekilde düzenlenecek rapora göre, çekişmeli taşınmazların yalnızca kayıt kapsamında kalan bölümlerinin davacılar adına tescil edilmesi gerektiği düşünülmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm verilmesi isabetsiz olup, davalılar ... ve Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.