Esas No: 2021/3455
Karar No: 2022/1085
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3455 Esas 2022/1085 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/3455 E. , 2022/1085 K."İçtihat Metni"
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde özetle; kendi iş ortaklığı ile davalı arasında U1 İnternal İntenconnecting isimli bölüme ait inşaat işlerinin yapımı için sözleşme imzalandığını, işi sözleşmeye uygun olarak yapmasına rağmen hakedişlerinde haksız kesintiler yapıldığını belirterek ödenmeyen bir kısım imalat bedeli ile ödenmeyen hakediş farkını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; hakedişlerin birim fiyat tanımlamalarına, teknik şartnamelere göre yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan şirket ise; kendisi ile davacı şirket arasında akdi bir ilişki bulunmadığını belirterek kendisine ihbar olunan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme tarafından davanın adi ortaklık adına tek vekaletname ile açıldığı, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın aktif husumetten reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararının davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/2501 Esas, 2020/1092 Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek “...adi ortaklıkta zorunlu dava arkadaşlığı olup, ortaklardan bir tanesinin dava açması halinde mahkeme tarafından dava açan ortağın diğer ortakların muvafakatinin alınması için süre verilmesi ve yukarıda belirtilen içtihatlar doğrultusunda taraf teşkilinin sağlanması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra diğer ortakların da hukuki dinlenme hakkı sağlanarak, varsa delilleri de toplanmak suretiyle bir karar verilmesi, taraf teşkilinin sağlanamaması halinde ise, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, HMK'nın 114. ve devamı maddeleri gereğince, taraf teşkilinin mahkemenin yargılamanın her aşamasında resen gözetmesi gerektiği anlaşılmakla..” gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılmıştır.
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 02/12/2020 tarih 2020/420 Esas, 2020/394 Karar sayılı kararı ile aktif husumetten red kararı verilmiştir. Karar davacı vekilince istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK 620/1. madde). Ortaklığın kararları, bütün ortakların oybirliğiyle alınır. Sözleşmede kararların oy çokluğuyla alınacağı belirtilmişse çoğunluk, ortak sayısına göre belirlenir (TBK 624. madde). Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur. Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar (TBK 638. madde). Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır (TMK 701. madde). Elbirliği mülkiyetinde, ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır (TMK 702. madde). Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği hâlde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder (HMK 60/1).
Belirtilen bu hükümlerin sonucu olarak dava açan adi ortaklar elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre davada mecburi dava arkadaşı durumundadır. Adi ortaklıkta davanın tüm ortaklar tarafından açılması gereklidir. Birlikte dava açılmadığı takdirde diğer ortaktan davaya muvafakat alınması, muvafakat vermeyen ortak olursa onun hakkında da dava açılması ve bu suretle taraf teşkilinin tamamlanması gerekir. Aksi takdirde davanın dinlenme imkanı yoktur (YHGK'nın 17.01.1990 gün Esas 3-457, Karar 2 sayılı kararı).
Açılan davaya muvafakatın sağlanması, olmadığı takdirde taraf teşkili için diğer adi ortağın davalı olarak davada yer almasının sağlanması yoluyla davanın görülebilir hale gelmesi şeklinde bir uygulamanın benimsenmesi, Anayasanın hak arama özgürlüğünü düzenleyen 36. maddesine uygun yorumla, hukukun ve adaletin amacını sağlamaya yönelik olan temel hukuk ilkeleri yönünden de bir zorunluluktur. Muvafakat etmeyen adi ortak aleyhine husumet yöneltilmesine imkan tanınmaksızın davanın reddi gerektiğinin kabulü; ortaklardan bir kısmının hak arama özgürlüğünün, diğer bazı ortakların insiyatif ve vicdanına bırakılması yanında, ortaklığın ve bu kapsamda ortaklardan bir kısmının haklarının hukuk önünde korunamayarak, uyuşmazlığın çözümsüz ve ortada bırakılabileceği anlamına gelir ki, bu da hukukun adaleti sağlama amacıyla hiçbir şekilde bağdaşmaz.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; dava ilk başta her ne kadar adi ortaklık adına verilen tek vekaletname ile açılmış ise de; yargılama devam ederken adi ortaklığı oluşturan ... İnşaat Hafriyat Nakliyat Beton Otomotiv Şirket yetkilisi tarafından 06/07/2020 tarihli 14460 yevmiye numaralı ve ... İnşaat ve Otomotiv Şirket yetkilisi tarafından 15/10/2020 tarihli 10488 yevmiye numaralı vekaletnamelerin ayrı ayrı dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda adi ortaklığı oluşturan ortakların dava açılmasına ayrı ayrı vekalet vererek muvafakat verdikleri, dava açılırken eksik olan taraf teşkilinin sonradan tamamlanmış olduğunun kabulü gerekeceğinden, davanın esastan incelenerek karar verilmesi gerekirken aktif husumet yokluğundan davanın reddi kararı doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 01.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.