Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/9609 Esas 2018/2031 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9609
Karar No: 2018/2031
Karar Tarihi: 19.04.2018

Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2015/9609 Esas 2018/2031 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme kararı, uyuşturucu madde ticareti suçu ile ilgili olarak verilmiş bir mahkumiyet kararıdır. Sanığın örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işlemediği için gizli soruşturmacı atanmasının kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir ancak adli kolluk görevlilerinin suçla ilgili delilleri toplama konusundaki genel görevi kapsamında, alıcı rolüne girerek uyuşturucu madde alabileceği ifade edilmiştir. Mahkemenin hatalı yazdığı suç tarihleri düzeltme gereği duyulmuştur. Kararda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun benimsediği bir karar doğrultusunda, gizli soruşturmacı tarafından birden fazla kez esrar satın alınmasının ayrıca suç oluşturmayacağı belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmiştir. İlgili kanun maddeleri şu şekildedir: TCK'nın 43. maddesi (Suçta Zincirleme), TCK'nın 53. maddesi (Müebbet Hapis Cezasının Kalkması ve 30 Yılın Üstünde Hapis Cezalarında Yeniden Değerlendirme).
20. Ceza Dairesi         2015/9609 E.  ,  2018/2031 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    1-Sanık atılı suçu "örgüt faaliyeti çerçevesinde işlemediğinden” bu suçla ilgili olarak suç tarihinde gizli soruşturmacı atanması kanuna aykırıdır. Ancak kolluk görevlisi “suçu ve failini belirleme, suçla ilgili delilleri toplama” konusundaki genel görevi kapsamında, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmese de, uyuşturucu madde ticareti yapma suçu ile ilgili olarak, alıcı rolüne girerek sanıklardan uyuşturucu madde alabilir. Bu şekilde elde edilen delil gizli soruşturmacının adli kolluk görevlisi olması halinde hukuka uygundur.
    Dosya kapsamında; 07.12.2011 ve 28.12.2011 tarihli uyuşturucu alışverişine ilişkin olarak dosyada bulunan gizli kamera görüntü kayıtlarının duruşmada sanığa gösterilerek diyeceklerinin sorulmadığı ve sanığın her aşamada suçu inkar ettiği anlaşıldığında, suç tarihlerinde işlem yapan gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadıkları araştırılarak, adli kolluk görevlisi olduklarının tespiti halinde 07.12.2011 ve 28.12.2011 tarihli tutanaklar ekli olarak gönderilmek suretiyle, bu tutanakları tanzim eden ve Diyarbakır 5. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 29.11.2011 tarih ve 2011/295 değişik iş sayılı kararı ile görevlendirilen SKG275, GS335 ve GS336 kod numaralı görevliler tanık sıfatıyla dinlenilerek, tutanak içeriği okunup diyecekleri sorulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    2-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "07.12.2011, 28.12.2011" yerine "27.01.2011-11.04.2012" olarak hatalı yazılması
    3-Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas, 2015/135 karar ve 2014/848 esas, 2015/136 karar sayılı kararlarında da bahsedildiği üzere; gizli soruşturmacı tarafından sanıktan birden fazla kez esrar satın alınmasının, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım -satım" söz konusu olmadığı gözetilmeden atılı suçun zincirleme olarak işlendiği kabul edilerek, sanığın cezasının TCK’nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
    4-Hükümden sonra Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 19.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.