1. Hukuk Dairesi 2018/5195 E. , 2019/722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalının temyizi üzerine Dairenin 03.10.2016 gün 2016/8566-9019 sayılı kararı ile bozulmuş mahkemece eski kararda direnilmiş, davalı tarafından süresinde temyiz edilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasanın geçici 4/ı maddesi uyarınca Daireye gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında düzeltim talebine ilişkindir.
Davacı, 112 ada 14, 114 ada 20 ve 133 ada 39 partsel sayılı taşınmazların mirasbırakanı ... oğlu ... Asan"a ait olduğunu ancak malik adının tapu kaydında sehven “...” olarak yazıldığını ileri sürerek malik isminin nüfus kaydına uygun olarak “... oğlu ...” şeklinde düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "...Hâl böyle olunca, somut olayda, davacının tapu Müdürlüğüne başvurusu rcddedilmişse de, dava konusu 14 ve 20 parsel sayılı taşınmazlar bakımından Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesine aykırı olarak verilen bu tür ret kararlarına karşı ilgililerin aynı tüzüğün 26. maddesine göre itiraz imkanı bulunmaktadır. Bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğünün Resmi Gazcte"de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.08.2013 tarihinden sonra, davacının, mahkemeye müracaat etmeden, öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması, eğer bu talebinde istediği sonucu alamazsa daha sonra mahkemeye başvurması gerekir. Hal böyle olunca. Tapu Sicili Tüzüğü gereğince öncelikle tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren yasal prosedür izlenmeden doğrudan dava açıldığından, dava konusu 14 ve 20 parseller açısından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir...Dava konusu 39 parsel sayılı taşınmaz açısından ise:.. yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olduğu söylenemez. Şöyle ki; taşınmazın kimin tasarrufunda olduğunun belirlenmesi amacıyla mahallinde keşif yapılarak mahalli bilirkişi ve intikal olayını bilebilecek yaşlı tanıkların taşınmaz başında dinlenilmesi ve hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece 20.04.2016 tarihli önceki kararda direnilmiş, direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme kararının Dairemize intikali üzerine yapılan inceleme sonucu;
Hemen belirtmek gerekir ki, Bakanlar Kurulunun 27.07.2013 tarih ve 2013/5150 sayılı kararı ile kabul edilerek 17.08.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğünün 75. maddesinde “(1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;
a) Senetsizden tespitlerde; nüfus kayıt örneği ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınacak fotoğraflıilmühaber,
b) Kayda dayalı tespitlerde; dayanağı kayıt ve belgeler, incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği belirlenirse, istem yevmiye defterine kaydedilerek düzeltilir (2) Zeminde inceleme, kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte yapılır ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenlenir. Zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinlenir; vergi kaydı ve diğer her türlü bilgi ve belgeden yararlanılır.
(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkralar uygulanır.
(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan Tüzüğün 75/4. maddesinde düzenlendiği üzere, tapu kaydında düzeltim istemli bir dava açmadan evvel müdürlüklere başvuru yapılması zorunlu tutulmuş ise de, bu zorunluluğun müdürlüğün verdiği kararlara karşı itiraz yollarının tüketilmesi aşamasını kapsamadığı ortadadır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.11.2016 tarih 2015/1-3648 Esas, 2016/1073 Karar sayılı ilamı da bu yönde olup, dosyada mevcut ret kararı bulunmasının yeterli olduğu kanaatine varılmıştır.
Direnme kararı üzerine yapılan inceleme sonucunda; Her ne kadar bozma kararında tapu müdürlüklerine yapılan yazılı ya da sözlü düzeltim başvuruları üzerine ilgili müdürlüklerin soyut içerikli ret kararının davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmeyeceği ifade edilmiş ise de Hukuk Genel Kurulunun 2015/1-3648 Esas, 2016/1073 Karar sayılı ilamında "ilgililerin tapu müdürlüklerine başvurusu üzerine ret kararı vermesini müteakip dava açmasının yeterli olduğu, ayrıca üst makamlara itiraz etmelerinin gerekli olmadığı görüşünün benimsenmesi karşısında tapu müdürlüğüne başvuru şartının yerine getirdiği kabul edilerek yargılamanın sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve dava konusu taşınmazlardaki kayıt malikinin davacının mirasbıranı olduğu saptandığından direnme kararının doğru olduğu anlaşılmakla dairenin 03.10.2016 gün, 2016/8566 Esas 2016/9019 Karar sayılı BOZMA KARARININ KALDIRILMASINA, açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının reddi ile direnme kararının belirtilen gerekçelerle ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davalı ... Müdürlüğünden harç alınmasına yer olmadığına, 07.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.