6. Ceza Dairesi 2015/8219 E. , 2018/6164 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağmaya kalkışma, görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I- Sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan beraat kararının incelenmesinde;
Sanık ... savunmanının temyizinin görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan "beraat" kararının gerekçesine yönelik olmadığı ve kararı temyiz etmesinde de hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanık ... hakkında yağmaya kalkışma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Mahkumiyet hükmünün yasal sonucu olan 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre yapılan değişikliğin infazda gözetilmesi olanaklı görülmüş,
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, uyulan bozmaya, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinin 3. fıkrasındaki “İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlünün koşullu salıverilmeyeceğine” ilişkin hükmün uygulanabilmesi için; TCK.nın 58. maddesi gereği kişi mükerrrirlere özgü infaz rejimine mahkum olduktan sonra, 5275 sayılı Kanunun 108/1. maddesi uyarınca tekrar suç işleyerek ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği, sanık hakkında tekerrür uygulamasına esas alınan Kemer Asliye Ceza Mahkemesinin 16.07.2002 tarihinde kesinleşen 05.07.2002 gün, 2002/113 Esas ve 2002/403 karar sayılı ilamında 765 sayılı TCK"nın 81. maddesinin uygulanmış olması nedeniyle, hükümlülük kararında mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/7. maddesi gereğince “Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, 5275 sayılı Yasanın 108/3. maddesinin uygulanma koşulları oluşmadığı halde sanığın 2. kez mükerrir olduğu belirtilerek yazılı şekilde karar verilmesi ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108/2.maddesi uyarınca, tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağı bu bağlamda, 5237 sayılı TCK.nun 58/7.maddesinin uygulanma koşullarının değerlendirilebilmesi ve infazda duraksamaya neden olmaması için, sanığın tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyet hükmünün birden fazla suçtan ibaret olup birden fazla cezayı içermesi nedeniyle, en ağır cezayı hükümlülüğün denetim olanağı verecek biçimde karar yerinde gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “tekerrür” ile ilgili bölümler çıkartılarak, yerine "Adli sicil kaydında yer alan, Kemer Asliye Ceza Mahkemesinin 05.07.2002 gün, 2002/113 Esas ve 2002/403 Karar sayılı kararına konu hırsızlık suçundan verilen 5 yıl 18 ay 20 gün hapis cezası hükmü esas alınarak 5237 sayılı TCK 58/6-7 maddesi uyarınca hükmolunan cezanın mükerirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” cümleleri yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Sanık ... hakkında yağmaya kalkışma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
1412 sayılı CMUK"nın 326/2. maddesinde "...Ancak sanık hakkında verilecek ceza bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir." biçimindeki savunma hakkının kısıtlanamayacağı ilkesine dayanan yasanın emredici kuralına uyulması gerekirken, sanık ..."nın aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan hüküm kurulması suretiyle, anılan yasa maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 16.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.