22. Hukuk Dairesi 2016/16414 E. , 2019/14222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 01.07.1993-31.01.2015 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı kabul edilmiş, Mahkemece sözkonusu hizmet süresine göre yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak varılan sonuç eksik araştırmaya dayalıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının ilk defa işe giriş tarihi 02.01.1995 olup, öncesine ilişkin kayıt bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarına göre çalışma süresinin başlangıç tarihi 01.07.1993 olarak kabul edilmiş ise de, davacının işe giriş tarihi konusunda davacı tanıklarının beyanlarının soyut ve genel ifadeler içerdiği görülmektedir. Bu duruma göre Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının aksinin soyut tanık beyanları dışında tereddüte yer vermeyecek şekilde ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının çalışma süresinin başlangıç tarihi Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınarak belirlenmelidir.
Ayrıca davacıya ait hizmet döküm cetveli incelendiğinde, kabul edilen çalışma süresinin 31.10.1996-02.03.1998 tarihleri arasındaki kısmında da Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmiş bir çalışmasının olmadığı görülmektedir. Davacı ve davacı tanık beyanlarından bu dönemde çalışmanın olup olmadığı net olarak anlaşılamamaktadır. Öncelikle 6100 sayılı Kanun’un 31. maddesi kapsamında davacı asıl dinlenilerek kaydı olmayan bu döneme karşı diyecekleri sorulmalı; sadece hizmet süresi bakımından dinlenen tanıkların beyanı yeniden alınmalı, aradaki sürede çalışmanın devam edip etmediğine ilişkin kayıtlar tüm dosya kapsamındaki deliller ile birlikte incelemeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
3-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücreti alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü, işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının davalı Bakanlığın hizmet alım sözleşmesi imzaladığı şirketler nezdinde temizlik işçisi olarak 01.07.1993-31.01.2015 tarihleri arasında çalıştığı, 414 gün izin hakkı bulunduğu, kullandırıldığı tespit edilen 58 gün mahsubu ile 356 gün üzerinden yıllık izin ücreti alacağı hesaplanmıştır. Davacının uzun yıllar boyunca izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 31. mad. uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının 21 yıl boyunca izin kullanıp kullanmadığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre de, davalı Bakanlığın harçtan muaf olduğu gözetilmeden, harç giderlerinden de sorumluluğuna karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 26.06.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.