3. Hukuk Dairesi 2020/601 E. , 2020/3595 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalının medikal eşya sattığını, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen 21.04.2005 tarih ve M.50/9 sayılı rapor ile davalının Emekli Sandığına bağlı bir kısım hasta ve hasta yakınlarının sağlık karnelerini kötüye kullandığının, hasta ya da hasta yakınları adlarına düzenlenen sahte reçete ve sağlık kurulu raporlarını ihtiva eden belgeleri kuruma fatura ettiğinin ve bu şekilde kurumu 62.551.99 TL zarara uğrattığının tespit edildiğini, zararın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi yapıldığını ve davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile davalı aleyhine % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; herhangi bir şekilde Emekli Sandığından vekalet ile de olsa para çekilmediğini, fatura karşılığı medikal eşya verdiğini, medikal eşyaları teslim ettiğini, davacı tarafın herhangi bir zararının bulunmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalı hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davası sonucu verilen mahkumiyet kararının eksik inceleme nedeniyle bozulmasına karar verildiği, buna karşın alınan bilirkişi heyeti raporunda davalı atılı suçlardan beraat etmiş gibi bir değerlendirme yapıldığı, oysa ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/119 esas ve 2010/66 karar sayılı dosyasında davalının değil bir kısım SGK mensubu hastaların yada yakınlarının beraatine karar verildiği, mahkemce ceza dosyası safahatı takip edilerek verilen karara göre değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği halde hukuki ihtilafı yanlış değerlendiren bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi hükmün kapsamını düzenlemektedir. Maddenin ilk fıkrasına göre hüküm, Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsamalıdır. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca, hükmün gerekçesi ile sonuç kısmı birbiri ile çelişmemeli ve uyumlu olmalıdır.
Anayasanın 141. maddesine göre de mahkemelerin her türlü kararı gerekçeli olmalıdır. Mahkeme kararının gerekçeli olması hukuki dinlenilme hakkının da gereği olup tarafların iddia ve savunmaya dair beyanları gerekçe kısmında açık ve somut şekilde mahkemece değerlendirilmelidir.(Kuru, Baki, Medeni Usul Hukuku, ağustos 2016, s. 459-461)
Dava, kurum zararının tahslili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ancak gerekçe kısmında yukarıda yapılan açıklamalara uygun şekilde davanın reddinin gerekçesi açıklanmamış, “mahkememizce alınan bilirkişi heyeti raporunda sanki davalı asil atılı suçlardan beraat etmiş gibi bir değerlendirme yapıldığı, esasen ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/119 esas ve 2010/66 karar sayılı dosyasında davalı asilin değil, bir kısım sgk mensubu hastaların yada yakınlarının beraatine karar verildiği, bu halde mahkememizce, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/149 esas sayılı dosyasının safahatının takip edilmesi ve verilecek karara göre değerlendirme yapılması gerektiği ancak, hukuki ihtilafı yanlış olarak değerlendiren bilirkişi heyeti raporuna itibar edilerek karar verildiği dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir” denilmek suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır. Karar, bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olup, Yargıtay denetimine elverişli olmadığından bozulması gerekir.
2-) Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğine hükmün tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.