
Esas No: 2021/1405
Karar No: 2022/1137
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1405 Esas 2022/1137 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı ve davalı arasında yapılan sözleşmede iş merkezinin elektrik işlerinin yapımı kararlaştırılmıştır. Davacı, sözleşme kapsamında yapması gereken işleri tamamlamasına rağmen ödeme alamamış ve kesin hesap da çıkarılmamıştır. Davalı ise eksik ve ayıplı işlerin belirlenmesi ve banka kesin teminat mektuplarının ibraz edilmemesi gibi nedenlerle davanın reddini savunmuştur. Mahkeme önce davanın reddine karar vermiştir ancak Yargıtay'ın bozma ilamı sonrasında davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili bu kararı temyiz etmiştir ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesi kararı incelemiştir. Mahkemece yapılan incelemede taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin elektrik işlerinin yapımı ile ilgili olduğu belirtilmiş ancak kesin hesabın çıkarılmadığı ve işin eksik ve ayıplı olduğuna dair raporlar olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle mahkemece daha detaylı inceleme yapılması gerektiği karara bağlanmıştır.
Kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281/3 ve 266. maddeleri. Ayrıca, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 09.05.1960 tarihli 21/9 sayılı kararı da kararda referans verilen kanun maddelerine uygun olarak mahkemece bozma ilamına uyulması gerektiğini belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 12.11.2009 tarihli sözleşme ile ... İş Merkezinin elektrik işlerinin yapılmasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen hakedişe ilişkin faturanın müvekkiline ödenmediğini ve kesin hesabın çıkarılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin 12.04.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 24.07.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 174.394,63 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, sözleşme konusu işin sözleşmenin 3. ve 7. maddelerine uygun olarak teslim edilmediği gibi 9. maddenin ihlal edilmesi nedeniyle 19. maddesinde kararlaştırılan 83.127,71 TL'nin mahsup etme hakkı bulunduğunu, yine 6. ve 12. maddelerinde düzenlenen banka kesin teminat mektuplarının da ibraz edilmediğini, işlerin ayıplı ve eksik olduğunu, teslim tarihinin 15.02.2010 olmasına karşın teslimin yapılmadığını, sözleşme uyarınca yapılması gereken ortak gider vs. ilişkin kesintilerin mahsubunun gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 15.02.2017 tarih, 2015/6233 Esas ve 2017/610 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında düzenlenen 12.11.2009 tarihli eser sözleşmesi ile iş merkezinin elektrik işlerinin yapımı kararlaştırılmıştır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Dosyada bulunan 21.04.2011 tarihli tespit raporunda eksik ve ayıplı işler belirlenmiş, mahkemece görüşüne başvurulan 23.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda işin %80 oranında tamamlandığı belirtilmiş, bozma ilamı sonrasında alınan 17.07.2019 tarihli bilirkişi raporu ve ek raporda ise sözleşme konusu işin tamamlandığı, sözleşme kapsamı dışında işlerin de yapıldığı sonucuna varılmıştır.
Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği halde bozma ilâmının gerekleri yerine getirilmemiş, görüşüne başvurulan iki ayrı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporlar arasında çelişki bulunduğu halde, yeterli inceleme taşımayan ve çelişkili raporlara dayanılarak hüküm kurulmuştur. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 09.05.1960 gün 21/9 sayılı kararı uyarınca, mahkemece Yargıtay bozma ilâmına uyulmakla lehine olan taraf için usulî kazanılmış hak oluşacağından mahkemece bozma ilâmı uyarınca inceleme yapılması ve karar verilmesi zorunlu hale gelir. Somut olayda usulî kazanılmış hakkın istisnaları söz konusu değildir.
O halde mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda teknik bilirkişi kurulundan Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 15.02.2017 tarih, 2015/6233 Esas ve 2017/610 Karar sayılı bozma ilamı dikkate alınarak, dosyada bulunan bilirkişi raporları değerlendirilerek ve aralarındaki çelişki de giderilerek hazırlanacak gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, işin kesin hesabını çıkarmak, eksik ve ayıplar gözetilerek fiziki tamamlanma oranının bulunup, bu oranı sözleşme bedeli olan 831.227,00 TL'ye uygulamak suretiyle yüklenicinin hak ettiği iş bedelini bulmak ve davalı tarafından kanıtlanan ödemelerin mahsubundan sonra taleple bağlı kalınarak hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 02.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.