19. Hukuk Dairesi 2016/18945 E. , 2017/4333 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshinin tespiti ile tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekilleri Av....ve Av. ... ile davalı vek. Av. ..."nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin ..."nin piyasaya çıktığı 2002 yılından sözleşmesinin feshedildiği 2010 yılına kadar anabayisi olduğunu, müvekkilinin çalışmaları sonucunda Çenesuyu markasının tanınan bir marka haline geldiğini, taraflar arasında son olarak 01/01/2006 tarihli Ana Bayilik Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin birer yıllık sürelerle uzadığını, davalının 2008 yılı Nisan ayından sonra müvekkilinin bölgesinde müvekkilinin onayı olmadan yeni bayilikler vererek sözleşmeye aykırı davranmaya başladığını ve bu bayilere müvekkiline tanınandan daha fazla avantajlar tanıdığını, bu nedenle müvekkilinin kendi bayilerine karşı güvenilmez tacir durumuna düştüğünü, bu nedenle ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/79 E. Sayılı dosyasında müvekkili lehine 46.990,55 TL maddi tazminata karar verildiğini, bu dava devam ederken davalının 11/12/2009 tarihli ihtarname ile müvekkilinin sözleşmesinin uzatılmayacağını bildirdiğini, davalının yapmış olduğu bu fesih ihtarının haksız olduğunu ileri sürerek, haksız fesih nedeniyle belirsiz alacak davası olarak 5.000,00 TL müspet zarar, 5.000,00 TL maliyetleri karşılanmayan yatırım gideri tazminatı, 10.000,00 TL portföy tazminatı ve 30.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02/12/2014 tarihli dilekçesiyle nihai talebini 12.847,90 TL müspet zarar ve 389.864,40 TL portföy tazminatı olarak artırmıştır.
Davalı vekili, davacının su dağıtım organizasyonunda sorunlar yaşadığını, bu durumunu ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/79 E. Sayılı dosyasında dinlenilen tanık beyanları ile sabit olduğunu, davacının müvekkilinin marka değerine katkı sağlayıcı faaliyetleri olmadığını, davacıya 2007 yılında aksaklıklara ilişkin uyarı yazıları yazıldığını ve bayilerden gelen şikayetlerin bildirildiğini, bu hususlar davacının su dağıtım işini iyi yapamadığını gösterdiğini, davacının hiçbir tanıtım işi yapmadığını bunun da sözleşmenin davacı tarafından ihlal edildiğinin göstergesi olduğunu, davacının talep ettiği tazminatın hukukumuzda yeri olmadığını ve şartları gerçekleşmediğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının davacı onayı olmadan yeni bayilikler vererek sözleşmeye aykırı hareket ettiğinin ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/79 esas sayılı dosyasında tespit edilerek tazminata karar verildiği, davalının bu dava devam ederken sözleşmeyi feshetmesinin iyiniyetli bir davranış olarak kabul edilmeyeceği, bu nedenle yapmış olduğu feshin haksız olduğu, davacının müspet zararının ödenmesini talep edebileceği, 2011/79 esas sayılı dosyada 2008 yılına kadarki müspet zararın tazminine karar verildiği, bu tarihten sonrası için 12.847.90 TL müspet zarar hesaplandığı, davacı ile yapılan ana bayilik sözleşmesi ile ürünlerin ..., ... (... ve ... hariç) , ... ve ..."ta ilk kez dağıtımının yapıldığı ve davacının markasının tanındığı, davacının alt bayilikler kurarak yeni müşteriler kazandırdığı bu bakımdan portföy tazminatı şartlarının oluştuğu, sektördeki karlılık durumu, tarafların gelir durumuna göre hakkaniyete uygun bir miktarın denkleştirici olarak verilmesi gerektiği, net gelir üzerinden yapılan değerlendirmenin hakkaniyete uygun olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğunun tespitine, 12.847.90 TL müspet zarar ve 185.989,34 TL portföy tazminatının dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, maliyetleri karşılanmayan yatırım giderleri ile fazlaya dair talepleri ve manevi tazminat isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesinde; "Bu Sözleşmenin süresi bir (1) yıldır. Bu süre 01/01/2006 tarihinde başlar 31/12/2006 tarihinde sona erer. Sözleşme süresi dolduğunda taraflarca aksine anlaşma yapılmamışsa sözleşme aynı süre için geçerliliğini korur." hükmüne yer verilmiştir. Davalı tarafça 11/12/2009 tarihli ihtarname ile sözleşmenin yenilenmeyeceği davacı tarafa ihtar edilmiştir. Böylece sözleşme talep edilen yılın sonunda sözleşme hükümleri gereği kendiliğinden sona ermiş bulunmaktadır. Böyle bir durumda haksız fesihten söz edilemez. Bu durumda somut olay bakımından koşulları varsa portföy tazminatı istenebilirse de diğer taleplerin hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Mahkemece bu ilkeler çerçevesinde deliller değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 30/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.