3. Hukuk Dairesi 2020/668 E. , 2020/3584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali - menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda,davanın reddine dair karar verilmiş olup,davacı tarafın istinaf kanun yoluna müracaat etmesi üzerine,bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde davacının istinaf taleplerinin esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün,süresi içinde davacı vekili temyiz edilmesi üzerine;temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, hastaneleri ile davalı SGK arasında Sağlık Hizmetleri Alım Sözleşmesi imzalandığını, SGK"lı hastalara verdikleri sağlık hizmetini davalı kuruma faturalandırdıklarını, davalı kurumun Mayıs 2013 dönemine ait faturalar üzerinde örnekleme yolu ile yaptığı inceleme sonucunda bu döneme ait toplam 51.891,61 TL kesinti yapılmasına karar verdiğini,kurum işleminin hatalı ve eksik olduğunu ileri sürerek,sözleşmeye aykırı davranış olmadığından kesinti kararının iptali ile kesinti borcunun olmadığının tespiti ile kesintinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,davacı tarafın Medula sistemi üzerinden bildirdiği Sağlık giderleri ilgili birimde görevli hekimler tarafından Sağlık Uygulama tebliği ve 2011/62 sayılı genelge çerçevesinde mevzuata uygunluğu yönünden inceleme yapılıp mevzuata uygun olmayan giderler yönünden kesinti yapıldığını,davacı tarafından yapılan itirazın incelendiğini ve kesinti miktarının 51.891,61 TL‘ye indirildiğini, işlemin yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince,alınan bilirkişi asıl ve ek raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince,bilirkişi raporlarında, Mayıs 2013 faturasına ait neden kesinti yapıldığının, dosyaya ibraz edilen hasta takip belgeleri incelenerek sonuca ulaşıldığı ve raporların hüküm tesisi için yeterli olduğu gerekçesiyle HMK 353/1-b maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinden dolayı davacı hakkında uygulanan kesintinin iptali ile kesinti borcundan borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükme esas alınan asıl ve ek bilirkişi raporuna göre davacı hakkında uygulanan kesintinin taraflar arasındaki sözleşme ve genelgeye uygun olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiş ise de;dosya kapsamında yer alan bilirkişi asıl ve ek raporu incelendiğinde,davacının aşamalarda da itiraz ettiği üzere kesinti işlemine dayanak olan her hasta yönünden ayrı ayrı bu hastalara uygulanan kesinti işleminin taraflar arasındaki sözleşme ve ilgili genelge hükümlerine uygun olup olmadığı konusunda değerlendirme içermediği,zira,asıl raporda hasta bazında işlem adı,itiraz,işlem tutarı,kesinti nedeni ve kesinti tutarı tablo halinde dökümü yapılmış ise de,yapılan kesintinin sözleşmeye uygun olup olmadığı noktasında bilirkişilerce her hasta bazında yapılan kesintinin tek tek sözleşmeye uygun olup olmadığının denetlenmediği,sadece matematiksel hesap içerir bir değerlendirme yapıldığı,davacı vekilinin asıl rapora itirazı sonrasında alınan ek raporda da bu eksikliğin giderilmediği görülmekle,söz konusu asıl ve ek raporun hükme esas alınabilecek nicelik ve nitelikte olmadığı açıktır.
Hal böyle olunca mahkemece,yukarıda ifade edilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmak suretiyle,alanında uzman ve aralarında emekli Sayıştay Denetçisi ve yapılan kesintiler konusunda uzmanlığı olan doktor bir bilirkişinin de bulunduğu farklı bir bilirkişi heyetinden davacı hakkında davalı Kurumca yapılan kesintilerin yerinde olup olmadığının tespiti noktasında rapor alınması,alınacak raporda taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ilgili genelge hükümlerinin de irdelenmesi,tarafların aşamalarda ileri sürdükleri itirazların da karşılanması suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 29.06.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.