18. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2622 Karar No: 2016/4090 Karar Tarihi: 09.03.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2016/2622 Esas 2016/4090 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, Kamulaştırma Yasası'na dayanarak bir taşınmazın kamulaştırılması bedelinin tespiti ve idare adına tescil edilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir, ancak karar temyiz edilmiştir. Yargıtay, emsal alınan taşınmazın satış tarihlerinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın olması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte ve dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer veya yakın özellikler taşıması gerektiğini belirterek kararı bozmuştur. Ayrıca, tespit edilen bedele faiz işletilmemesi, fazla yatan paranın mevduat faizi ile birlikte davacıya iadesi ve tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescili yerine ... adına tescilini gerektirdikleri açıklanmıştır. Kanun maddeleri ise Kamulaştırma Kanunu'nun 10. ve 11. maddeleridir.
18. Hukuk Dairesi 2016/2622 E. , 2016/4090 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Beldesi 968 (ifr.2849) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi ile bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddenin (g) bendine göre; kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satış değeri esas alınarak değerinin tespit edilmesi gerektiğinden; gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın olması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte ve dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde bulunması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve mesafeleri gibi yönlerden benzer veya yakın özellikler taşımalıdır. Mahkemece bozma ilamına uyularak bilirkişi kurulundan alınan ek rapora göre karar verilmiş ise de ek rapor hüküm kurmaya yeterli değildir. Dairemizin bozma ilamında, dava konusu taşınmazın emsale yakın değerde olabilecek iken 8 kat değerli kabul edilerek 106,00 TL/m² değer belirleyen rapora göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilmiş olup, bu defa eşdeğer kabul edilerek 13.32 TL/m² değer verilmesi emsalin uygun emsal olmadığı izlenimi uyandırmaktadır. Buna göre dava konusu taşınmazın değerlendirilmesinde mahkemece; tarafların vereceği veya re"sen getirtilecek kayıtlar üzerinden yukarıda açıklanan ilkelere uygun taşınmaz satışları araştırılarak emsal olabilme niteliklerine uygun olanlar tespit edilip bu emsallere göre ve ayrıntılı olarak karşılaştırma yapan rapor alınarak oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Kabule göre; 2-Acele kamulaştırma dosyasında tespit edilerek davalılar adına bankaya bloke ettirilen bedel, mahkemece tespit edilen bedelden fazla olduğu gözetilerek tespit edilen bedele faiz işletilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3-Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalılar tarafından bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, fazla yatan paranın mevduat faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya iadesine karar verilmesi 4-Dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken, ... adına tesciline karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.