Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 26.12.2006 * günü duruşmalı temyiz eden ... vekili ... ve temyiz eden karşı taraf ... vekili ... geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
1-Davalı-karşı davacı ... yetki itirazının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 23/son fıkra dikkate alınarak, reddedilmiş bulunması nedeniyle, bu yöne ilişkin temyiz itirazının reddine,
2-Toplanan delillere göre; daha önce davacı ... .... aile konutunda başka bir kadınla yakalandığı ve bu olay nedeniyle disiplin cezası aldığı, karısı ... 1.11.2003 tarihinde açtığı boşanma davasından, eşlerin daha sonra barışması nedeniyle feragat ettiği, kocanın tayinen gittiği ... ilinde onbeş gün birlikte yaşadıktan sonra yeniden ayrıldıkları ve koca tarafından temyize konu boşanma davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan davacı tanık beyanları tüm dosya kapsamına göre inandırıcı olmadığı gibi; kendi içinde, hatta davacı ... bazı açıklamalarıyla çelişkilidir. Davacı ... karısının açtığı nafaka davasına verdiği 28.03.2005 tarihli yanıt dilekçesinde; en son ... ilinde birlikte onbeş gün yaşadıklarını, daha sonra kendisinin garaja götürdüğünü bildirdiği halde; boşanma davasında dinlenen tanığı ...: yedi, sekizay birlikte yaşadıklarını, en sona kadının ,kocasının haberi olmadan evdeki eşyaları boşaltıp gittiğini söylemiştir. Davacı ... tanığı olarak dinlenen ve ... ilinde esnaflık yaptığını belirten ... on defadan fazla kadının hakaretine tanık olduğuna ilişkin anlatımları da, bu ilde eşlerin sadece onbeş gün birlikte kaldıkları gerçeği karşısında inandırıcı değildir.
*Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan , özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan davalı ... * yararına Türk Medeni Kanununun 185/3, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, yetkiye yönelik kısmın l. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, bozma kapsamına göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir edilen 500 YTL. vekalet ücretinin ... alınıp ... verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2007 pzt