19. Hukuk Dairesi 2018/3672 E. , 2020/78 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının davacı şirkete olan 34.342-TL"lik cari hesap borcunu ödememiş olması nedeniyle davalıya noterden 19.12.2011 tarihli ihtarnameyi gönderdiklerini, ancak borç yine ödenmeyince davalı aleyhine ... 28. İcra Müdürlüğü"nün 2012/9663 esas sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, borçlu olmadıklarını rapora karşı itirazlarında belirtmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile davalının ... 28. İcra Müdürlüğü"nün 2012/9663 esas sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin devamına, takip alacağının %40"ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairemizin 2016/3841 esas ve 2016/6794 karar sayılı ve 19.04.2016 tarihli kararıyla; “1- ... mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden, bilirkişi raporuna kısa bir atıfla karar verilmiş olması doğru değildir. Ayrıca kabule göre de, hüküm altına alınan alacak miktarı belirtilmeden, infazda tereddüt yaratacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamıştır. 2- Taraflar arasındaki dava, cari hesap alacağına dayalı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı defterlerinde görünen cari hesap alacağının dayanağı olan faturalar ve teslim belgeleri araştırılmaksızın düzenlenen rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Mahkemece, davacıdan cari hesabın dayanağı olan fatura ve teslim belgelerini sunması istenerek, her iki taraf defterlerinde yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 19. maddesi kapsamında davacı ticari defterlerinin münhasır delil olacağının kararlaştırıldığı ve davalının teslim alan başlığı altında imzalarının bulunduğu sevk irsaliyelerinin bulunduğu, malın teslim edildiği, vade farkı alacağının bayilik sözleşmesinin 2. maddesine dayalı olarak talep edildiği ve ayrıca 2008 ve 2009 yılı cari hesap ekstrelerinin tetkikinde 9 adet vade farkı faturasının düzenlendiğinin görüldüğü, bu konuda teamül oluştuğu, davalı takip borçlusunun mal bedelini ödediğini HMK"nın 200. maddesi uyarınca yazılı herhangi bir delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, ... 28. İcra Müdürlüğü"nün 2012/9663 esas sayılı takip dosyasında takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 24.481,26 TL asıl alacak, 1.076,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.557,76 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın %40"ı oranındaki 10.223,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Her ne kadar bozma ilamı öncesinde davalı tarafından 2009, 2011 ve 2012 yıllarına ait bir kısım ticari defter ve belgeleri sunulmuş, bunların bir kısmının usulüne uygun tutulmadığı kanaatine varılmış ve mahkemece verilen kesin süreye rağmen davalı tarafından eksik olan 2010 yılına ait ticari defterler sunulmamışsa da, Dairemizin bozma ilamında; “davacıdan cari hesabın dayanağı olan fatura ve teslim belgelerini sunması istenerek, her iki taraf defterlerinde yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi” gerektiğinin belirtilmesi karşısında mahkemece, bilirkişi tarafından davalıya ulaşılmaya çalışılması ve defter ve belgelerin sunumunun istenmesinin usule uygun olmadığı hususu da gözönüne alınarak, davalıya yeniden eksik olan defter ve belgelerini sunması için süre verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına dair daha önce vade farkı faturalarının ödendiğine ilişkin bir belge olmadığına göre, bu konuda taraflar arasında teamül oluştuğunun kabulü doğru değildir; ancak sözleşmenin 2. maddesinde açıkça vade farkı ödeneceğinin düzenlenmiş olmasına göre, şartları oluşmuşsa davacının bu hükme göre vade farkı talep edebileceği aşikardır; fakat bilirkişi raporunda söz konusu vade farkı faturalarının nasıl hesaplandığı yönünde herhangi bir açıklama bulunmamakta olup, bu husus denetime elverişli değildir.
Mahkemece, 01.12.2009 tarihli ve 5.008,57 TL bedelli bir adet irsaliyeli faturadaki malın teslim alındığı kabul edilmişse de, davalı tarafından teslim alan kişinin imzası kabul edilmemiş olup, mahkemece irsaliyede imzası bulunan kişinin davalının çalışanı olup olmadığı konusunda hiçbir araştırma yapılmaksızın teslim alındığının kabulü doğru değildir. Yine bilirkişi raporuna karşı taraf vekilleri itiraz etmiş olup, mahkemece itiraz nedenleri karşılanmadığı gibi, itiraz konusunda da bilirkişiden ek rapor alınmamıştır. Yine bilirkişi tarafından işlemiş faiz alacağının nasıl hesaplandığı belirtilmemiş olup, bu husus da denetime elverişli değildir.
Mahkemece yukarıdaki hususlar konusunda inceleme yapılarak ve eksik incelemenin tamamlanarak bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 27.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.