
Esas No: 2021/3311
Karar No: 2022/1116
Karar Tarihi: 02.03.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3311 Esas 2022/1116 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Aslıye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, davacı tarafın taşınmaz üzerine davalı tarafından yapılan inşaatın sözleşmeye ve yasalara aykırı olarak geriye etkili olarak feshine, yapının yıkılmasına, masrafların davalıdan karşılanmasına ve tazminat talebine ilişkin talepleri kabul edilmiştir. Birleşen davada ise dava reddedilmiş, vekalet ücreti taraflar arasında paylaştırılmıştır. Kararın temyizi sonrasında, diğer bazı temyiz itirazları reddedilirken, tazminat talebine ilişkin atiye bırakma hakkının hangi talebe ilişkin olduğu ve davalı beyanı alınarak hüküm kurulması gerektiği belirtilmiş ve kararın bu nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir. Hükümdeki eksikliklerin düzeltilmesi ve yeni bir karar verilmesi için davaya yeniden bakılacaktır.
HMK'nin 123. ve 307. maddelerine göre davacının rızası ve davalının muvafakati olmadan davanın geri alınamayacağı belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı ... ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı Müflis ... İnş. Taah. Oto. Rekl. Nakl. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı arsa sahibi vekili, taraflar arasında müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz üzerine davalı tarafından inşaat yapımı konusunda 10/06/2010 tarihinde kat karşılığı inşaat yapım ve satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, inşaat bitim süresinin 10/10/2013 tarihi olduğunu, davalının talebi üzerine teslim süresine eklenmemek kaydı ile ve en geç 2011 yılı sonuna kadar tüm parsellerde ruhsat alınması ve inşaata başlanması şeklindeki talebinin uygun görüldüğünü, ancak buna rağmen işlerin sözleşmede yazılı olduğu şekilde yapılmadığını belirterek taraflar arasında akdedilen kat karşılığı inşaat ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin davalının kusuru ile geriye etkili olarak feshine, yüklenici tarafından sözleşmeye, yasaya ve işin tekniğine aykırı olarak arsa üzerine kaçak olarak imal edilen inşaatın yıktırılarak arsanın temizlenmesine, bu işin yüklenici namına müvekkili tarafından yaptırılmasına izin verilmesine, bu işin karşılığı maliyete mahsuben şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline, müvekkilinin mali kaybı için şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline, alacaklara dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yüklenici vekili, ruhsat alımı konusunda belediyeye başvuru yapıldığını ancak belediyenin sürenin uzayacağını bildirdiğini, bunun üzerine davacı tarafından süre uzatım istemlerinin kabul edildiğini, gecikme nedeni ile müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının kısmi dava açamayacağını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Birleşen davada davacı yüklenici vekili; müvekkili şirket ile davalı kooperatif arasında 10.06.2010 tarihinde düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre iş süresinin 40 ay olarak belirlendiği, müvekkili tarafından ruhsat işlemleri için öngörülen 120 günlük sürenin işlemler sonuçlandırılıncaya kadar uzatılmasını talep ettiği ve bu talebin kabul edildiği, 62869 ada 1 parselde kayıtlı gayrimenkulün ruhsat başvurusunun 23.11.2011 tarihinde sonuçlandığının davalıya bildirildiği, davalının inşaatın geciktiğini öne sürerek sözleşmenin feshedileceğine ilişkin yazılar keşide ettiği, sonrasında yaşanan olumsuzluklar nedeniyle davalı kooperatifçe müvekkiline verilen vekaletin geçersiz kılındığı ve müvekkilinin azledildiği, taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin sözleşme hükümlerine aykırı olarak feshedilmesi nedeniyle Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/200 Esas sayılı dosyası ile menfi, müspet ve munzam zarar davası açıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000-TL harcamanın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28.04.2014 tarihli dilekçe ile birleşen dava davalısı asıl dava davacısı kooperatifin kusurlu ve hukuka aykırı filleri nedeni ile tüketici mahkemelerinde müflis aleyhine açılmış ve müflisten tahsiline karar verilmiş davalar nedeni ile toplam 535.788,00 TL’nin harca esas değeri 100.000,00 TL’nin işlemiş faizi ile tahsili"ne ilişkin tazminat talebi olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece, 62869 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ruhsat işlemlerinin sonuçlandırıldığı, 62868 ada 2 parselin ruhsatının alınmadığının anlaşıldığı, asıl ve birleşen dava konusu 62868 ada 2 parselde bulunan yapıların Etimesgut Belediye Başkanlığı tarafından yıkıldığı, 62869 ada 1 parselde yer alan yapıların genel olarak fiziki tamamlanma oranının %7,03 olduğu, tamamlanan inşaat alanlarının toplam 12.787,00 m² olduğu, yüklenicinin bahse konu işi senelerdir tamamlayamadığı, inşaat birim bedelinden kâr kaybı ve genel gider olarak %20'lik kesinti yapılması gerektiği, dava konusu inşaatın uzun süredir yapılmaması nedeniyle yıprandığı ve amortisman kesintisi olarak birim bedelinden yıpranma payı nedeniyle %10'luk kesinti yapılması gerektiği, bu kesintilere göre inşaatın m² birim değerinin 889,00 TL/m² alınması gerektiği, inşaatların güncel bedelinin 799.145,31 TL olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile taraflar arasında yapılan Ankara 63.Noterliğinin 08/06/2010 tarih ve 11546 yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine, dava konusu taşınmaz üzerindeki imalatların masrafı davalı Müflis ... İnşaat Ltd. Şti. tarafından karşılanmak üzere kal'ine, davacı vekilinin tazminat talebine atiye bırakması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-HMK'nın 123. (HUMK'nın 185.) maddesine göre davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. HMK'nın 307. (HUMK'nın 91.) maddesinde "Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir." biçiminde tanımlanan davadan feragat iradesi hakkın özüne ilişkin ve kesin hüküm sonuçlarını doğuran, açık ve kolay anlaşılabilir bir ifade ile yapılmış, kayıtsız ve şartsız olarak talep sonucundan vazgeçmeyi ifade eden, başka anlamlara gelmediğinde duraksama olmayan bir beyan şeklinde olmalıdır. HMK'nın 123. (HUMK'nın 185.) maddesi uyarınca davanın geri alınması (davayı takipten sarfınazar edilmesi), dava açma hakkının ileriye bırakılması ve saklı tutulması amacıyla yapılmakta, hakkın özünden vazgeçilmemektedir. Böyle bir beyanın geçerli bir hukuki sonuç doğurabilmesi, davalı yanın buna açıkça muvafakat etmiş olmasına bağlıdır.
Davacı vekili 24.09.2020 tarihli celsede maddi tazminat talebine ilişkin davalarını atiye bıraktıklarını beyan etmiş olup, atiye bırakmanın hangi tazminat talebine ilişkin olduğu ve geri alma hususunda davalının beyanı alınarak, buna göre hüküm kurulması ve vekalet ücreti yönünden değerlendirme yapılması gerekirken bu hususa riayet edilmeden hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Ayrıca mahkemece hüküm fıkrasında feshine karar verilen düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tarih ve yevmiye numarasının taraflar arasındaki sözleşmenin tarih ve numarası olmadığı anlaşıldığından, taraflarca imzalanmış sözleşmenin tarih ve numarası yazılarak düzeltilmelidir.
3-Birleşen dosya yönünden mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, vekalet ücretinin birleşen dava davacısından tahsiline karar verilmesi gerekirken takdir olunan nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi doğru olmamış, hükmün açıklanan sebeplerle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, diğer bentlerde açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davacı-birleşen davada davalı ... ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı Müflis ... İnş. Taah. Oto. Rekl. Nakl. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 02.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.