Esas No: 2020/539
Karar No: 2020/1067
Karar Tarihi: 15.11.2019
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/539 Esas 2020/1067 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
I-TALEP;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2020 tarih ve 2020/1417 sayılı yazısı ile; silahlı terör örgütüne üye olmak, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve görevi kötüye kullanma suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinin 17/04/2018 tarihli ve 2018/7 esas, 2018/242 sayılı kovuşturma izni verilmesine dair kararını müteakip, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07/06/2018 tarihli ve 2018/9 soruşturma, 2018/7 esas, 2018/7 sayılı iddianamesi sonrası şüpheli hakkında anılan suçlardan son soruşturmasının Yargıtay görevli Ceza Dairesinde açılmasına ilişkin Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/04/2019 tarihli ve 2018/369 esas, 2019/126 sayılı kararını takiben iddia edilen eylemelerin gerçekleştiği tarih itibariyle sanığın Yargıtay üyeliği sıfatı bulunması nedeniyle ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 46. maddesi gereğince hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenmiş bir iddianame bulunmadığı gerekçesiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8. maddesi gereğince yargılamanın durdurulmasına dair Yargıtay 9. Ceza Dairesinin (İlk derece sıfatıyla) 13/06/2019 tarihli ve 2019/10 esas, 2019/98 sayılı kararına karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve görevi kötüye kullanma suçları yönünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Yargıtay 10. Ceza Dairesinin (İlk derece sıfatıyla) 13/11/2019 tarihli ve 2019/405 değişik iş esas, 2019/405 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İtiraz mercii Yargıtay 10. Ceza Dairesinin (İlk derece sıfatıyla) 13/11/2019 tarihli ve 2019/405 değişik iş sayılı kararı ile, "sanığın görevi kötüye kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını ... silahlı terör örgütünün örgütsel birlikteliği ve dayanışması ile hareket ederek örgütün amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek üzere işlediğinin iddia olunması karşısında görevi kötüye kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunun delili olarak anlatılmış olması, atılı suçlar ile CMK"nın 8 ve 9. maddeleri gereğince özel kovuşturma usulünün uygulandığı ... silahlı terör örgütüne üye olma suçu arasında bağlantı olup davaların birlikte görülmelerinde zaruret olması hususları nazara alındığında; Görevi Kötüye Kullanma ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçlarından verilen durma kararının usul ve yasaya uygun olduğu" gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre, silahlı terör örgütüne üye olma suçu mütemadi bir suç olup suçun örgütün hiyerarşik yapısına bağlılık devam ettiği sürece devam edeceği, bağlantı sona erdiği takdirde son bulacağı, bu anlamda sanığın 23/07/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun"un geçici 15. maddesi ile Yargıtay üyeliğinin sonlandırıldığı tarih itibariyle örgütten ayrıldığına dair bir tespitin bulunmaması ve halen kaçak olması karşısında suç tarihine göre Yargıtay üyesi sıfatı bulunması nedeniyle bu suç yönünden 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 46. maddesi gereğince öngörülmüş olan özel soruşturma yöntemince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlenmesi gerekmekte ise de; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve görevi kötüye kullanma suçlarının sanığın İstanbul (kapatılan TMK. 10. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimliği döneminde 12/09/2011 ile 30/11/2011 tarihleri arasında işlendiğinin iddia olunduğu, bu suçların kişisel suç niteliğindeki silahlı terör örgütü üyeliği suçunun delili yahut unsuru olmayıp münhasıran düzenlenen görev suçu mahiyetinde olduğu, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu"nun 90. maddesinde "Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden ; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hakim ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtayın görevli ceza dairesinde görülür.Birinci fıkra dışındaki hakim ve savcıların son soruşturmaları, yargı çevresi içinde bulundukları ağır ceza mahkemesinde yapılır.
" şeklindeki düzenleme uyarınca suç tarihi itibariyle birinci sınıf hakim ünvanına sahip sanık hakkında, Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinin 17/04/2018 tarihli kovuşturma izni sonrası Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/04/2019 tarihli ve 2018/369 esas, 2019/126 sayılı son soruşturmanın açılmasına ilişkin kararının, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve görevi kötüye kullanma suçları yönünden kamu davası açan belge niteliğinde olması nedeniyle usulüne uygun olarak açılmış kamu davası bulunduğu gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 31/12/2019 gün ve 94660652-105-34-20933-2019-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II-OLAY;
Hakimler ve Savcılar Kurulu Üçüncü Dairesinin 2016/12157 karar sayılı 19.12.2016 tarihli dosya birleştirme ve soruşturma izni verilmesi teklifi kararına istinaden Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinin 17.04.2018 tarihli 2018/242 karar nolu kovuşturma izni uyarınca; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/7 iddianame numaralı 07.06.2018 tarihli; ..., ..., ..., ..., ..., ..., Şehnaz Yüzer"in müşteki olarak gösterilmesi sureti ile aralarında sanığın da bulunduğu 34 şüpheli hakkında, 2009-2014 yılları arasının suç tarihi olarak belirtilmesi sureti ile özetle; “...” silahlı terör örgütü yapılanması içerisinde yer alarak, örgüt hiyerarşisi ve ideolojik bağlılık duygularıyla hareket etmek sureti ile İstanbul (Kapatılan) (CMK’nin 250. Maddesi ile Görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hakimi, HSYK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen sanığın, İstanbul (Kapatılan) (TMK’nin 10. Maddesi ile Görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hakimi HSYK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli ... ve İstanbul (Kapatılan) (TMK’nin 10. Maddesi ile Görevli) 16. Ağır Ceza Mahkemesi eski Üye Hakimi HSYK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilen şüpheli ... ile birlikte; ..., ..., ... hakkında örgütsel saikle yürütülen dosya kapsamında 5271 sayılı CMK"nın ilgili hükümleri gereğince, şüpheli ya da şüphelilerin iddianame ile kendilerine isnat edilen eylemleri işleyip işlemediği, isnat edilen eylemlerin iddianamede belirtilen suçları oluşturup oluşturmadığı, devam etmekte olan yargılamanın sonucunda ve bir bütünlük içerisinde görevli mahkemece belirleneceği ve yine bu belirlemeye göre varılacak sonucun hukuka uygun olup olmadığı kanun yolu incelemesi ile belirlenecek ise de mutlak delil niteliğinde bulunan deliller toplanmadan ve aynı zamanda Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2015/4672 esas, 2016/2330 karar ve 21.04.2016 tarihli kararının gerekçesinde belirlendiği üzere, bu soruşturmada da görev alan ve aynı kişilerden oluşan kolluk personeli grubunun, Türkiye"nin birçok ilinde yapılan operasyonlarda görev yapması, tüm dökümanlar ile dijital verilerin bu kişiler tarafından incelenerek düzenlenen bu tutanaklara kuşku ile yaklaşmadan ve sorgulamadan, itibar edilerek yasaya aykırı şekilde delillerin takdirinde açık keyfilik yapmak suretiyle, iddianamenin iadesine karar verilerek eksikliklerin tamamlattırıldıktan sonra iddianamenin kabulüne karar vermesi gerekirken, iddianameyi hemen kabul etmek suretiyle usul ve Kanuna aykırı şekilde davrandıkları; müştekilerden 14.03.2011 tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından tutuklanan ve 12.12.2013 tarihine kadar tutuklu kalan ...’nın üzerine atılı suçların yasal unsurlarının oluşmamasına ve bu suçları işlediği ya da iştirak ettiğine dair delil bulunmamasına rağmen tahliye talebinin reddine yahut tutukluluk halinin devamına ya da tutukluluk halinin uzatılmasına karar vermek suretiyle yasaya aykırı davrandıkları, kişi hak ve özgürlüğünü ihlal ettikleri, hürriyetini haksız yere kısıtladıkları, bu kapsamda 12.09.2011 tarihinde tensip kararı veren heyette Başkan olduğu; üye Hakimlerin ... ve ...’den oluştuğu, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.11.2011 tarihli tutukluluk hallerinin devamına dair kararda ve ... müdafilerinin 02.11.2011 tarihli tahliye taleplerinin reddine karar veren heyetin de Başkanı olduğu, üye hakimlerin ... ve ... olduğu, 667 sayılı KHK"nın 3"üncü maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında ... örgütü ile iltisak ve irtibatlarının olduğu sabit görüldüğünden meslekten çıkarılmalarına karar verildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 26.08.2016 tarih 2016/1655 sayılı cevabi yazısına göre de hakkında 2016/103606 soruşturma sayılı evrakında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma yürütüldüğü, sanığın Başkan sıfatı ile ... ve ..."nin ise üye Hakim sıfatı ile 09.09.2011 tarihi iddianamenin kabulüne dair karara katıldıkları, yine aynı sıfatla 12.09.2011 tarihli tensip zaptı ile verilen tutukluluk halinin devamına dair kararda imzasının bulunduğu ve 12.10.2011, 02.11.2011, 30.11.2011 tarihli tutukluluğun incelenmesi kararları ile tutukluluk halinin devamına dair kararlara katıldığı tespit edildiğinden, 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 109/1-3,d, 257/1, 53/1 maddelerinden 2802 sayılı Kanununun 89 ve 90 maddeleri uyarınca Yargıtay ilgili Ceza Dairesinde yargılanmak üzere haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilmesinin istenilmesi üzerine; Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.04.2019 tarihli 2018/369 esas 2019/126 karar sayılı, suç adlarının görevi kötüye kullanma, silahlı terör örgütüne üye olma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suç tarihinin ise 2009-2014 yılları arası olarak belirtildiği görülen ve iddia makamının da son soruşturmanın açılmasına karar verilmesine yönelik verdiği mütalaası doğrultusunda, belirtilen eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK"nın 314/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütünün üyesi olmak, 5237 sayılı TCK"nın 109/2.d-4 maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, 5237 sayılı TCK"nın 132, 133 ve 134. maddelerinde sayılan suçları kamu görevi yetkisi kötüye kullanılarak işlenildiğinden 5237 sayılı TCK"nın 137/1-a maddesi gereğince artırım yapılmak sureti ile 5237 sayılı TCK"nın 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçlarından aynı Kanunun 53 ve 58/9 maddeleri de uygulanmak suretiyle cezalandırılması istemi ile hakkında son soruşturmanın açılmasına dair karar verildiği görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesi sıfatı ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 13.06.2019 tarihli 2019/10 esas 2019/98 sayılı kararıyla özetle; 2019/6 esasına kaydedilen dosya kapsamında bir kısım sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında tefrik kararı verilerek haklarında aynı eylemler nedeni ile sonradan açılan dava kapsamında davanın reddine; görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından iş bölümüne göre Yargıtay 8. Ceza Dairesine evrakın gönderilmesine dair görevsizlik kararı, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tefrik kararı verilerek suçun niteliği ve kişisel suç olması nedeni ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin bulunduğu yerdeki İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair görevsizlik kararı verildiği de belirtilerek, iddia makamının Yargıtay eski üyesi sanık hakkında atılı suçlar yönünden; durma kararı verilerek soruşturmanın tamamlanmasına müteakip 2797 sayılı Kanun gereğince işlem yapılmak üzere evrakın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/103606 soruşturma numaralı dosyasına gönderilmesine, görevi kötüye kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından diğer sanıklar hakkında iş bölümü kararına göre dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesine görevsizlik kararı verilerek gönderilmesine; silahlı terör örgütüne üye olma suçuna yönelik belirtilen diğer sanıklar hakkında Yargıtay 16. Ceza Dairesinde kamu davası görüldüğünden bu dosya ile birleştirilmek üzere tefrik kararı verilmesine, derdest davalarının bulunduğu belirtilen sanıklar hakkında tefrik kararı verilerek dosyanın yargılandıkları yer mahkemelerine veya Cumhuriyet Savcılıklarına gönderilmesine, kesinleşmiş beraat kararı verilen sanıklar hakkında ise yeni delil niteliğinde olduğundan durma kararı verilerek iddianame ile kamu davası açılmak üzere evrakın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair mütalaası da alınarak dosya üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda; Anayasanın 148/6; 5271 sayılı Kanunun 3, 4, 161, 170; 2797 sayılı Kanunun 14, 46; 2802 sayılı Kanunun 90, 93, 94 maddelerinde yer alan yasal düzenlemeler, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 245 ve 306 sayılı kararları ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ve emsal Daire kararlarına da atıfla, ... silahlı terör örgütünün yargı içerisindeki yapılanmasında örgüt üyesi olarak yer alarak Yargıtay üyesi olarak görev yaptığı esnada da örgüt adına hareket ettiği şeklinde hakkında ayrıca bir soruşturma bulunması karşısında bu dönemlere ilişkin özel kovuşturma teminatının mevcudiyetinin kabulünde zorunluluk bulunması ve örgüt üyesi olmak suçunun kişisel suç olma vasfı nazara alındığında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının genel usullere göre soruşturma yapma yetki ve görevi var ise de iddianame düzenleme görevinin olmadığından verilen son soruşturmanın açılmasına dair kararın da yargılamaya esas iddianame yerine geçmeyeceği, sanığa atılı suçlardan birisinin ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suç niteliğindeki temadi eden silahlı terör örgütüne olma suçu olması, görev suçu niteliğindeki görevi kötüye kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının da sanığın Yargıtay Üyesi olarak görev yaptığı zaman dilimleri arasında yer almaması nedenleriyle soruşturma izni alınması gerekmediği için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlık Kuruluna gönderilmesine karar verilmediği ancak kovuşturma aşamasının başlaması için gerekli usulüne uygun bir iddianame, iddianame yerine geçecek bir karar olmadığından yargılamanın durdurulmasına, dosyanın iddianame düzenlenip düzenlenmeyeceğinin takdiri için 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 46. maddesi gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği belirtilerek; sanığın silahlı terör örgütü ..."nün hiyerarşik yapısına dahil olup atılı silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu iddia edilen eylemlerin gerçekleştirildiği tarih itibariyle haiz olduğu Yargıtay üyeliği sıfatı nedeniyle 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 46. maddesi gereğince iddianame düzenleme, görev ve takdiri yetkisine sahip olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenmiş bir iddianame olmaması nedeniyle usulüne uygun olarak açılmış bir kamu davası da olmadığından CMK"nın 223/8. maddesi gereğince yargılamanın durdurulmasına, iddianame düzenleyip düzenlememe hususunun takdiri için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, itirazı kabil olmak üzere dosya üzerinden karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle; örgüt üyeliği suçundan verilen durma kararında hukuka aykırı bir yön görülmediğinden itiraz yoluna gidilmediği ancak; “görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından verilen kararın sanığın her ne kadar bir dönem Yargıtay üyesi olarak görev yapmış olsa da Yargıtay 1. Başkanlar Kurulunun 17.07.2016 tarih ve 244/a sayılı kararı ile mevcut yetkilerinin kaldırıldığı, Yargıtay üyeliğinin sonlandırılarak Yargıtay tetkik hakimi olarak görevlendirildiği, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 24.08.2016 tarih ve 2016/426 sayılı kararı ile ... silahlı terör örgütü ile irtibatı ve iltisakı bulunduğu değerlendirilerek meslekten çıkartılmasına karar verildiği, isnad edilen suçları Yargıtay üyeliğine seçilmeden evvel 12.09.2011-30.11.2011 tarihleri arasında işlediği, 2797 sayılı Yargıtay Kanunun 46/son maddesi, 2802 sayılı Kanunun 90 ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30.01.2019 tarihli 2019/1 sayılı kararı uyarınca “görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçları yönünden dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanlığına gönderilmesi gerekirken durma kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu belirtilerek karara yasal süre içerisinde itirazda bulunulduğu görülmüştür.
İlk Derece Mahkemesi sıfatı ile Yargıtay 9. Ceza Dairesince itiraz kapsamında yapılan inceleme neticesinde verilen kararın yerinde olduğu görüldüğünden dosyanın itiraz merci olan Yargıtay 10. Ceza Dairesine gönderilmesine dair karar vermesine müteakip; itiraz mercii olan Yargıtay 10. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatı ile 15.11.2019 tarihinde oybirliği ile verdiği kesin kararla, özetle sanığın görevi kötüye kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını ... silahlı terör örgütünün örgütsel birlikteliği ve dayanışması ile hareket ederek örgütün amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek üzere işlediğinin iddia olunması karşısında görevi kötüye kullanma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunun delili olarak anlatılmış olması, atılı suçlar ile CMK"nın 8 ve 9. maddeleri gereğince özel kovuşturma usulünün uygulandığı ... silahlı terör örgütüne üye olma suçu arasında bağlantı olup davaların birlikte görülmelerinde zaruret olması hususları nazara alınarak verilen durma kararının usul ve kanuna uygun olduğundan itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.12.2019 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden; Yargıtay Kanunun 46. maddesindeki özel soruşturma usulünü düzenleyen hükmün ancak Yargıtay"daki görev sırasında işlenen görev veya kişisel suçlar hakkında uygulanabileceği, bu sıfata haiz olunmayan dönemde işlenen suçları kapsamadığı, diğer sanıklar hakkında belirtilen suçlar yönünden Yargıtay 8. Ceza Dairesine dosyanın görevsizlik kararı verilmesi ile de Dairenin kararında çelişkiye düştüğü, belirtilen suçların son soruşturmanın açılmasına dair kararda gösterilen eylemden dolayı ayrı ayrı uygulanmasının istenilmesi karşısında, TCK"nın 314/2 maddesinde gösterilen suçun delili niteliğinde olmadığı, dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanlığına gönderilmesi gerekirken, durma kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile Yargıtay Ceza Genel Kuruluna kesin kararın kanun yararına bozulması müracaatında bulunulması isteminde bulunulmuştur. 31.12.2019 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kesin kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Silahlı terör örgütü üyesi olmak, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve görevi kötüye kullanma suçlarından eski Yargıtay üyesi sanık hakkında, iddianamenin yetkili merci tarafından düzenlenmediği gerekçesi ile Yargıtay 9. Ceza Dairesince İlk Derece Mahkemesi sıfatı ile verilen durma kararı ile bu karara vaki itirazın reddine dair kesin olarak verilen Yargıtay 10. Ceza Dairesinin kararlarının hukuka uygun olup olmadığına ilişkin ise de, öncelikle uyuşmazlığın Dairemizin görevine girip girmediğinin tartışılması gerekmektedir.
IV-HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
Konu ile ilgili hukuki düzenlemeler şöyledir;
2797 sayılı Yargıtay Kanunu
Dairelerin görevleri:
Madde 14 –(Değişik: 9/2/2011-6110/8 md.)
...Ceza dairelerinde
...
c) Temyiz davasına bakmakla görevli olan daire, Yargıtayın ilk derece mahkemesi olarak bakmakla görevli olduğu davalar ile olağanüstü kanun yollarına ilişkin davalara bakmakla da görevlidir.
Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri:
Madde 15 – Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri şunlardır:
....
3. (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/4 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/3 md.) İlk derece mahkemesi olarak ilgili dairelerce verilen hükümlerin temyiz yoluyla incelemesini yapmak,
5271 sayılı CMK"nın
Duruşmanın sona ermesi ve hüküm
Madde 223 -
...
(8) Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30.01.2019 tarihli ve 1 sayılı kararı;
II) Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü
A) Ortak Hükümler
...
2) Bu iş bölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup, temyiz incelemesi bu iş bölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır.
...
5) Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları tekrar Yargıtay’a gelmesi halinde mevcut halleriyle ilgili daireye/dairelere gönderilir ve bu dairece sonuçlandırılır. Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olan dosyaların, tekrar Yargıtay’a gelmesi halinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu iş bölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır.
6)Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkumiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise iddianame, varsa görevsizlik kararı ya da diğer dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun İş Bölümüne İlişkin 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı
1) Bu iş bölümü, Resmî Gazete’de yayımlanmasını izleyen ay başından itibaren yürürlüğe girer.
2) Bu iş bölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih dâhil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup temyiz incelemesi bu iş bölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır.
...
5) Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları tekrar Yargıtaya gelmesi hâlinde mevcut hâlleriyle ilgili daireye/dairelere gönderilir ve bu dairece sonuçlandırılır. Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olan dosyaların, tekrar Yargıtaya gelmesi hâlinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu iş bölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır.
6) Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkumiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise iddianame, varsa görevsizlik kararı ya da diğer dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.
Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtay 9. Ceza Dairesince İlk Derece Mahkemesi sıfatı ile verilen durma kararı ile bu karara vaki itirazın reddine dair kesin olarak verilen Yargıtay 10. Ceza Dairesinin kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. Maddesinde düzenlenen Kanun Yararına Bozma olağanüstü yasa yoluna konu olup olamayacağının yetkili ve görevli mercii tarafından tartışılması gerekmekle birlikte incelemeye konu kararın içeriği ve niteliğine göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 15. maddesi ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun İş Bölümüne ilişkin 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı gereği, işin incelenmesinin Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna ait olduğu anlaşıldığından görevsizlik kararı verilmiştir.
V-SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenler ile;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2020 tarih ve 2020/1393 sayılı istemi ile ilgili olarak, 2797 sayılı Yargıtay Kanunun 15. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun İş Bölümüne ilişkin 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararına göre işin incelenmesi Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun görevine girdiğinden, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 07.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.