Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7628
Karar No: 2018/5933
Karar Tarihi: 04.10.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/7628 Esas 2018/5933 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/7628 E.  ,  2018/5933 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/02/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 26/01/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 04/10/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

    (M)


    KARŞI OY YAZISI

    Davacı kendi hesabındaki 41.000 TL paranın, davalı tarafça internet bankacılığı kullanılarak rızası dışında davalının hesabına aktarıldığını belirterek iadesini talep etmiştir.
    Davalı söz konusu havale işleminin babasına olan borcun ödenmesi amacıyla davacı tarafça yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece söz konusu havale işleminin davacının telefonuna gönderilen tek kullanımlık şifre ile yapıldığı, açıklamasız yapılan havalenin mevcut bir borcun ifası için yapıldığı konusunda karine mevcut olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Tarafların 28/04/2011 tarihinde boşandıktan sonra yeni duruma alışmak için bir süre birlikte yaşadıkları, 03/05/2011 tarihinde davacının yatırım hesabında bulunan 41.000 TL’nin internet bankacılığı kullanılarak davalının hesabına aktarıldığı sabittir.
    Davalı ... 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/622 esas 2012/853 sayılı dosyasında verdiği yazılı savunmasında söz konusu paranın babasına ait Erdek"teki evin aylık kira bedelleri toplamı olduğunu, bu kiraları babasının borç olarak gönderdiğini, boşanmadan sonra babasının verdiği parayı geri istediğini, eşinin kart ve şifreyi kendisinin verdiğini ve işlemi kendi rızasıyla yaptığını beyan etmiştir. Şu durumda davalı işlemi kendisinin yaptığını davacının buna rıza gösterdiğini kabul etmiş, havale etme nedeni olarak da babasına olan borcun ödemesini göstermiştir.
    İddia ve savunma birlikte değerlendirildiğinde, karı-koca olan tarafların birbirlerinin banka hesap şifrelerini bilmeleri veya kullanmaları hayatın olağan akışına uygundur. TMK"nın 186. maddesine göre, eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılmalıdır. İddia edilen ödemelerin birlik gideri olarak ödediği anlaşılmaktadır. Davalının davacı tarafından babasından borç alındığını iddia etmesi yasal düzenlemeye ve yine hayatın olağan akışına aykırıdır.
    Bilindiği üzere hukukumuzda ikrar kesin delil olarak kabul edilmektedir. (HMK 188) ikrar eden, kural olarak ondan dönemez. İkrarı ile bağlıdır. İkrar olunan vakıalar çekişmeli sayılmaz ve ispatı gerekmez. İkrar içeriğine göre basit ikrar, vasıflı ikrar ve bileşik ikrar olmak üzere üçe ayrılır.
    Yukarıda anlatılanların ışığı altında; Somut olaya gelecek olursak her ne kadar mahkemece açıklama yapılmayan havalenin bir borç ödemesi olacağı karinesine dayanılmış ise de bu karinenin aksinin ispati her zaman mümkündür. İkrar kesin delil niteliğinde olduğundan karinenin aksi de kesin delil olan ikrarla ispat edilebilir. Olayımızda, davalının havaleyi bizzat kendisinin yaptığı yönündeki ikrarı karinenin aksinin ispatı mahiyetindedir. Davalının ceza mahkemesindeki savunması dikkate alındığında işlemin bizzat davalı tarafından yapıldığına yönelik ikrarı ile, ikrarına eklediği vakıa olan borç ödemesi vakıası arasında hiçbir bağlantı yoktur. Doktrinde ve uygulamada bağlantısız bileşik ikrarın bulunduğu durumlarda, ikrarın bölünebileceği kabul edilmektedir. Burada ikrar edenin ikrarına eklediği vakıanın, diğer tarafın iddia ettiği vakıa ile de bir ilgisi yoktur. İkrara eklenen vakıa tamamen davalının savunmasının dayanağı olan yeni bir vakıadır ve bunu davalı taraf ispat etmelidir. Aksi halde davacı taraf olumsuz bir durumun ispatı zorunda kalacaktır. Kısacası bağlantısız bileşik ikrarın olduğu durumlarda ispat yükü yer değiştirmekte davalıya geçmektedir.
    Davalının bu ispatı yapıp yapamadığını inceleyecek olursak, öncelikle davalının iddia ettiği borç ilişkisinin tarafı davalı değil, babasıdır. Davacının hesabına havale şeklinde ödeme yapan ise üçüncü bir kişidir. İkinci olarak da bu borcun bir sebebinin bulunmamasıdır. Borcun sebebi açıklanamadığına göre, mevcut bir borcun ifa edildiği karinesi uyarınca asıl bu ödemelerin borç ödemesi olduğu kabul edilmelidir. Kaldı ki hayat deneyleri ve örf adet dikkate alındığında kayın babanın geline gönderdiği paranın birlik giderlerine karşılık olduğu düşünülmelidir. O halde davalının ileri sürdüğü vakıa geçerli bir hukuki ilişki ve sebep olarak kabul edilemez. Davalının ileri sürdüğü ve ikrara eklenen vakıanın geçerliliği davalı tarafça ispat edilemediğinden, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle çoğunluğun onama kararma katılmıyorum. 04/10/2018


















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi