Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/13937
Karar No: 2021/13715
Karar Tarihi: 15.12.2021

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/13937 Esas 2021/13715 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2021/13937 E.  ,  2021/13715 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Beykoz 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2020 tarihli ve 2020/13 esas, 2020/296 iş sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/04/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında 28/03/2006 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yürütülen soruşturma sonucunda, Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığının 26/04/2006 tarihli, 2006/1521 soruşturma, 2006/553 esas ve 2006/302 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun TCK’ nın 191/1 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Beykoz Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    2- Beykoz 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/03/2009 tarihli ve 2006/366 esas, 2009/150 sayılı kararı ile; sanığın 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun T191/2.maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın infazı için 19/11/2009 tarihinde Rize Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    3- Rize Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine, Beykoz 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2010 tarihli ve 2010/69 esas, 2010/832 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5728 sayılı Kanun’un 568. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın yokluğunda verilen kararın sanığın nüfus kayıt sistemindeki ... Mahallesi ... Sokak No:.../1/1 .../... adresine tebliğe çıkarıldığı, adresten taşındığı şerhi ile bila tebliğ iade olunması üzerine aynı adrese bu kez 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebligat çıkarıldığı ve 28/02/2011 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, 08/03/2011 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştirildiği,
    4- Sanığın denetim süresi içerisinde 11/09/2015 tarihinde işlediği hakaret suçundan Rize 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2019 tarihli ve 2016/797 esas, 2019/574 sayılı kararı ile cezalandırılmasına karar verildiğinin ihbar edilmesi üzerine, dosyanın devredildiği Beykoz 3. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 13/03/2020 tarihli ve 2020/13 esas, 2020/296 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına,sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 07/10/2020 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Beykoz 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/03/2009 tarihli ve 2006/366 esas, 2009/150 sayılı kararını müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle yapılan yargılama neticesinde, anılan Kanunun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve beş yıl denetim süresine tabi tutulmasına ilişkin Beykoz 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2010 tarihli ve 2010/69 esas, 2010/832 sayılı kararının 08/03/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 11/09/2015 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Beykoz 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2020 tarihli ve 2020/13 esas, 2020/296 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Beykoz 1. Sulh Ceza Mahkemesince sanığın yokluğunda verilen 27/12/2010 tarihli kararın, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre 28/02/2011 tarihinde sanığa tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan 6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinde yer alan, ""(1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme ile anılan Kanun"un 35. maddesinde yer alan, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. (Değişik fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır..." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, öncelikle sanığın bilinen en son adresine tebligatın çıkarılarak, önceki adresinde bulunamayan sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılarak, mernis adresine Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ yapılması gerektiği, mernis adresinin olmadığının tespiti halinde ancak 35. maddeye göre daha önce usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılan eski adrese tebliğ işlemi yapılabileceği cihetle, mahkemesince mernis adresi araştırılması yapılmadan ve daha önce usulüne uygun tebligat yapıldığına ilişkin bir belge de bulunmayan "... Mahallesi .... Sokak No:.../1 İç Kapı No:... .../İstanbul" adresine 7201 sayılı Kanun"un 35. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçerli olmadığı, sanığa usulüne uygun tebliğ edilmeyen söz konusu kararın kesinleşmediği nazara alındığında;
    Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı suçun kanunda öngörülen cezasının nev’i ve üst sınırına göre, 5237 sayılı Kanun"un 66/1-e ve 67/4. maddeleri uyarınca 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresine tâbi bulunduğu, suç tarihi olan 28/03/2006 tarihi ile hükmün açıklanmak suretiyle kararın verildiği 13/03/2020 tarihleri arasında bu sürenin dolmuş olduğu gözetilmeden, açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde,
    Kabule göre de;
    1-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesinde yer alan, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Beykoz 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2010 tarihli ve 2010/69 esas, 2010/832 sayılı kararının 08/03/2011 sayılı kararının sanığa usulüne uygun tebliğ edilmediğinden kesinleşmemesi ve denetim süresinin de başlamaması karşısında, sanığın deneme süresi içerisinde işlediği bir suçtan bahsedilemeyeceği gözetilmeden, hakkındaki hükmün açıklanmasına karar verilmesinde,
    2-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/6-c maddesinin son cümlesinde yer alan "Sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hüküm karşısında, sanığa kabul edip etmediği sorulmadan, sanık ile ilgili hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
    İsabet görülmemiştir.” denilerek Beykoz 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2020 tarihli ve 2020/13 esas, 2020/296 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık ... hakkında, 28/03/2006 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan, Beykoz 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 04/03/2009 tarihli ve 2006/366 esas, 2009/150 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uymaması nedeniyle yapılan yargılama sonucunda, Beykoz 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2010 tarihli ve 2010/69 esas, 2010/832 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve beş yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 08/03/2011 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 11/09/2015 tarihinde işlediği kasıtlı bir suç nedeniyle cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine de, Beykoz 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2020 tarihli ve 2020/13 esas, 2020/296 sayılı kararı ile hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun"un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Beykoz 1. Sulh Ceza Mahkemesince sanığın yokluğunda verilen 27/12/2010 tarihli karar, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre 28/02/2011 tarihinde sanığa tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan 6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinde yer alan, ""(1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme ile anılan Kanun"un 35. maddesinde yer alan, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi
    tebliğ tarihi sayılır. (Değişik fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır..." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, öncelikle sanığın bilinen en son adresine tebligatın çıkarılarak, önceki adresinde bulunamayan sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılarak, MERNİS adresine Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tebliğ yapılması gerektiği, MERNİS adresinin olmadığının tespiti halinde ancak 35. maddeye göre daha önce usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılan eski adrese tebliğ işlemi yapılabileceği anlaşıldığından, mahkemesince sanığın MERNİS adresi olduğu tespit edilen "... Mahallesi ... Sokak No:.../...İç Kapı No:1 .../İstanbul" adresine çıkarılan tebligatın iade edilmesi üzerine daha önce usulüne uygun tebligat yapıldığına ilişkin bir belge bulunmayan aynı adrese 7201 sayılı Kanun"un 35. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçerli olmadığı, sanığa usulüne uygun tebliğ edilmeyen kararın kesinleşmediği;
    1- Dosya kapsamına göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğinden kesinleşmediği, bu nedenle denetim süresinin başlamadığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/8. maddesi uyarınca “denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur” hükmünün somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığı dikkate alınarak, sanığın üzerine atılı suçun kanunda öngörülen cezasının nev’i ve üst sınırına göre, 5237 sayılı Kanun"un 66/1-e ve 67/4. maddeleri uyarınca 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresine tâbi bulunduğu, suç tarihi olan 28/03/2006 tarihi ile hükmün açıklanmak suretiyle kararın verildiği 13/03/2020 tarihleri arasında bu sürenin dolmuş olduğu gözetilmeden, açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
    2-Kabule göre de;
    a-) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesinde yer alan, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Beykoz 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 27/12/2010 tarihli ve 2010/69 esas, 2010/832 sayılı kararının 08/03/2011 sayılı kararının sanığa usulüne uygun tebliğ edilmediğinden kesinleşmemesi ve denetim süresinin de başlamaması karşısında, sanığın deneme süresi içerisinde işlediği bir suçtan bahsedilemeyeceği gözetilmeden, hakkındaki hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
    b-) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/6-c maddesinin son cümlesinde yer alan "Sanığın kabul etmemesi halinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hüküm karşısında, (Ek cümle: 22/07/2010-6008/7. madde) sanığa kabul edip etmediği sorulmadan, sanık ile ilgili hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi, kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-)Karar:
    Açıklanan nedenlerle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Beykoz 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2020 tarihli ve 2020/13 esas, 2020/296 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak;
    Hüküm fıkrasının;
    “Sanığın üzerine atılı suçun kanunda öngörülen cezasının nev’i ve üst sınırına göre, 5237 sayılı Kanun"un 66/1-e ve 67/4. maddeleri uyarınca 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresine tâbi bulunduğu, suç tarihi olan 28/03/2006 tarihi ile hükmün açıklanmak suretiyle kararın verildiği 13/03/2020 tarihleri arasında bu sürenin dolmuş olduğu anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle "DÜŞMESİNE"
    Şeklinde DEĞİŞTİRİLMESİNE
    Hükmün değiştirilen bu şekliyle infazına,
    Dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    15/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi