Esas No: 2020/540
Karar No: 2020/1066
Karar Tarihi: 15.11.2019
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/540 Esas 2020/1066 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
I-TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2020 tarih ve 2020/1393 sayılı yazısı ile; silahlı terör örgütüne üye olmak, görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinin 27/11/2018 tarihli ve 2018/121 esas, 2018/728 sayılı kovuşturma izni verilmesine dair kararını müteakip, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06/02/2019 tarihli ve 2019/2 soruşturma, 2019/2 esas, 2019/2 sayılı iddianamesi sonrası şüpheli hakkında anılan suçlardan son soruşturmasının Yargıtay görevli Ceza Dairesinde açılmasına ilişkin Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli ve 2019/30 esas, 2019/272 sayılı kararını takiben iddia edilen eylemelerin gerçekleştiği tarih itibariyle sanığın Yargıtay üyeliği sıfatı bulunması nedeniyle ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 46. maddesi gereğince hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenmiş bir iddianame bulunmadığı gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/8. maddesi gereğince yargılamanın durdurulmasına dair Yargıtay 9. Ceza Dairesinin (İlk derece sıfatıyla) 11/09/2019 tarihli ve 2019/16 esas, 2019/127 sayılı kararına karşı görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçları yönünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Yargıtay 10. Ceza Dairesinin (İlk derece sıfatıyla) 15/11/2019 tarihli ve 2019/407 değişik iş esas, 2019/407 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya sureti incelendi.
İtiraz mercii Yargıtay 10. Ceza Dairesinin (İlk derece sıfatıyla) 15/11/2019 tarihli ve 2019/407 değişik iş sayılı kararı ile, "sanığın görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını... silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda verdiği kararlar ile yargı yetkisini kötüye kullanarak işlediğinin iddia olunması karşısında bu eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunun delili olarak anlatılmış olması, atılı suçlar ile CMK"nın 8 ve 9. maddeleri gereğince özel kovuşturma usulünün uygulandığı... silahlı terör örgütüne üye olma suçu arasında bağlantı olup davaların birlikte görülmelerinde zaruret olması hususları nazara alındığında; Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Görevi Kötüye Kullanma, Haberleşmenin Gizliliğini İhlal, Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal suçlarından verilen durma kararının usul ve yasaya uygun olduğu..." gerekçesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre, silahlı terör örgütüne üye olma suçu mütemadi bir suç olup suçun örgütün hiyerarşik yapısına bağlılık devam ettiği sürece devam edeceği, bağlantı sona erdiği takdirde son bulacağı, bu anlamda sanığın 23/07/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun"un geçici 15. maddesi ile Yargıtay üyeliğinin sonlandırıldığı tarih itibariyle örgütten ayrıldığına dair bir tespitin bulunmaması ve halen kaçak olması karşısında suç tarihine göre Yargıtay üyesi sıfatı bulunması nedeniyle bu suç yönünden 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 46. maddesi gereğince öngörülmüş olan özel soruşturma yöntemince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlenmesi gerekmekte ise de; görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının sanığın İstanbul (kapatılan TMK. 10. maddesi ile görevli) 14. Ağır Ceza Mahkemesi üye hâkimliği döneminde işlendiğinin iddia olunduğu, bu suçların kişisel suç niteliğindeki silahlı terör örgütü üyeliği suçunun delili yahut unsuru olmayıp münhasıran düzenlenen görev suçu mahiyetinde olduğu, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu"nun 90. maddesinde "Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden ; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hakim ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtayın görevli ceza dairesinde görülür.Birinci fıkra dışındaki hakim ve savcıların son soruşturmaları, yargı çevresi içinde bulundukları ağır ceza mahkemesinde yapılır.
" şeklindeki düzenleme uyarınca suç tarihi itibariyle birinci sınıf hakim unvanına sahip sanık hakkında, Hâkimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinin 27/11/2018 tarihli kovuşturma izni sonrası Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/06/2019 tarihli ve 2019/30 esas, 2019/272 sayılı son soruşturmanın açılmasına ilişkin kararının, görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçları yönünden kamu davası açan belge niteliğinde olması nedeniyle usulüne uygun olarak açılmış kamu davası bulunduğu gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Yargıtay 10. Ceza Dairesinin (İlk derece sıfatıyla) 15/11/2019 tarihli ve 2019/407 değişik iş esas, 2019/407 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu T.C. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 31/12/2019 gün ve 94660652-105-34-21355-2019-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
II- OLAY ;
Hakimler ve Savcılar Kurulu İkinci Dairesinin 27.11.2018 tarihli 2018/728 sayılı kovuşturma izni verilmesine dair kararı kapsamında, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/2 iddianame numaralı, 06.02.2019 tarihli, suç tarihinin "2011" olarak belirtildiği, aralarında sanığında bulunduğu şüpheliler hakkında tanzim edilen iddianamesinde özetle; müştekiler ... ve ..."ın da aralarında bulunduğu bir kısım şahıslar ile ilgili olarak yürütülen ve sonrasında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen kamuoyunda "Oda TV Soruşturması" olarak bilinen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/857 (2014/40820) sayılı soruşturma dosyası kapsamında, 5271 sayılı CMK"nın 135 ve 140 maddelerinde düzenlenen ve son aşamada başvurulması gereken istisnai nitelikteki iletişimin denetlenmesi ve teknik takip konulu koruma tedbirlerini, kanundaki mevcut şartlar gerçekleşmeden usul ve yasa hükümlerine aykırı olarak orantısız ve ölçüsüz bir şekilde uyguladıkları, yasadaki mevcut pozitif hukuk düzenlemeleriyle yerleşik Yargıtay kararlarına açıkça aykırı olacak şekilde objektif ve sübjektif koşullar bulunmadan hangi çabaların sonuçsuz kaldığı yönünde herhangi bir inceleme ve araştırma yapmadan dosya içeriği ile örtüşmeyen matbu, çelişkili ve soyut değerlendirmeler yaparak koruma tedbiri niteliğinde bulunan hukuka aykırı kararları vermek ve iş bu kararların alınması yönünde talepte bulunmak suretiyle görevlerinin gereklerine aykırı hareket ettikleri, bu surette şikayetçilerin temel hak ve özgürlüklerini ihlal ettikleri, firari şüpheliler ... ve ..."ın üyesi oldukları ... Silahlı Terör Örgütünün amaç ve gayesi doğrultusunda planlı ve sistematik bir şekilde yürüttükleri söz konusu soruşturmada, şikayetçiler ile ilgili hukuka aykırı koruma tedbiri talep etmek suretiyle, şüpheli hakimlerin de aynı şekilde mensubu oldukları... silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda vermiş oldukları kararlar ile yargı yetkisini kötüye kullandıkları iddiasıyla silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 89 ve 90 maddeleri uyarınca Yargıtay ilgili Ceza Dairesinde yargılanmak üzere haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilmesinin istenilmesi üzerine; Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.06.2019 tarihli, 2019/30 esas ve 2019/272 karar sayılı, karar başlığında suç adının silahlı terör örgütüne üye olma, görevi kötüye kullanma, suç tarihinin de "2010" olarak belirtildiği görülen son soruşturmanın açılmasına dair kararı ile Yargıtay Tetkik Hakimi iken meslekten çıkartılan, İstanbul eski 14. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi sanık hakkında, Yargıtay ilgili Ceza Dairesinde yargılanmak üzere son soruşturmanın açılmasına karar verilmesine yönelik iddia makamının mütalaası da alınarak, 5237 Sayılı TCK"nın 314/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütünün üyesi olmak, 5237 Sayılı TCK"nın 109/2.d-4 maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, 5237 sayılı TCK"nın 132,133,134 maddelerinde sayılan suçları kamu görevi yetkisi kötüye kullanılarak ve mesleğin sağladığı kolaylıktan yararlanılmak suretiyle işlediğinden, 5237 sayılı TCK"nın 137/1-a maddesi gereğince arttırım yapılarak, 5237 sayılı TCK"nın 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma, 5237 sayılı TCK"nın 53 ve 58/9 maddeleri uygulanmak suretiyle 2802 sayılı yasanın 39 ve 90 maddeleri gereğince son soruşturmanın Yargıtay"ın görevli Ceza Dairesine açılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatı ile 2019/12 esasına kaydedilen dosya kapsamında özetle; iddia makamının diğer sanıklar yönünden görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından evrakın iş bölümüne göre Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine, sanık hakkında tüm suçlar yönünden durma kararı verilerek soruşturmanın tamamlanmasına müteakip 2797 sayılı Kanun gereğince işlem yapılmak üzere evrakın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/103606 soruşturma numaralı dosyasına gönderilmesine, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Yargıtay 16. Ceza Dairesinde ve İstanbul 30 Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası bulunan sanıklara yönelik olarak ise birleştirilmek üzere tefrik kararı verilmesine yönelik mütalaası da alınarak, 11.09.2019 tarihli 2019/12 esas 2019/125 karar sayılı ilamla diğer sanıklar yönünden görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından dosyanın iş bölümüne göre Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine kesin olarak dosya üzerinden karar verildiği; 11.09.2019 tarih 2019/15 esas ve 2019/126 karar sayılı ilamı ile de daha önceden silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Yargıtay 16. Ceza Dairesinde ve İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde derdest davalarının bulunduğu belirtilen sanıklar hakkında, silahlı terör örgütüne üye olma suçunun niteliği gereği temadi eden suçlardan olduğu, bu suçların temadinin hukuki ve fiili kesintiyle sona ermesine kadar işlenmeye devam edeceği, aynı eylemleri ile ilgili olarak davaların derdest durumda bulunduğunun anlaşılması karşısında, her ne kadar atılı suçların niteliği ve mahiyeti itibariyle kişisel suç olması nedeniyle kovuşturma yapma yetkisinin, sanıkların görev yaptığı yerin bağlı olduğu Bölge Adliye Mahkemesinin bulunduğu yerdeki Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu, bu nedenle de sanıklara atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından açılan dava dosyaları hakkında bu Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından kararlar verileceği düşünülse de gereksiz emek ve zaman kaybı ile usul ekonomisi gözetilerek silahlı terör örgütüne üye olma suçlarına ilişkin davaların CMK"nin 223/7. maddesi uyarınca reddine dair mütalaaya aykırı olarak dosya üzerinden karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay 9 Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatı ile 11.09.2019 tarih 2019/16 esas ve 2019/127 sayılı kararı ile özetle; Anayasanın 148/6; 5271 sayılı CMK"nun 3, 4, 161, 170; 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14, 46; 2802 sayılı Kanunun 90, 93, 94 maddelerindeki yasal düzenlemeler, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 245 ve 306 sayılı kararları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 16. Ceza Dairesinin emsal kararları ile öğretide yer alan görüşlere de atıfla son soruşturma kararında kovuşturma teminatı bulunan dönemde örgütsel faaliyetlerinin neler olduğuna dair bir anlatımın yer almaması fakat eylemin maddi unsuru ve vasfı da dikkate alındığında Yargıtay üyesi olarak görev yaptığı esnada da örgüt üyesi olarak eylemlerine devam ettiği iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında devam eden soruşturmasının bulunduğu belirtilen sanık hakkında; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının genel usullere göre soruşturma yapma yetki ve görevi var ise de iddianame düzenleme yetki ve görevinin bulunmaması nedeni ile Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen son soruşturmanın açılmasına dair kararında iddianame yerine geçen belge olamayacağı, atılı suçlardan birisinin kişisel suç olması, görev suçu niteliğindeki diğer suçların ise sanığın Yargıtay üyesi olarak görev yaptığı zaman diliminde yer almaması nedeni ile soruşturma izni alınmasını gerekmediği için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlık Kuruluna gönderilmesine karar verilmediği de belirtilerek, silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu iddia edilen eylemlerin gerçekleştirildiği tarih itibariyle haiz olduğu Yargıtay Üyeliği sıfatı nedeniyle 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 46. maddesi gereğince iddianame düzenleme görev ve takdiri yetkisine sahip olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenmiş bir iddianame olmaması nedeniyle usulüne uygun olarak açılmış bir kamu davası olmadığından, CMK"nin 223/8. maddesi gereğince yargılamanın durdurulmasına, iddianame düzenleyip düzenlememe hususunun takdiri için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, itiraz yolu açık olmak üzere dosya üzerinden kısmen mütalaaya uygun olarak karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle, kaçak sanığa isnat edilen “silahlı terör örgütüne üye olma” suçuna yönelik verilen durma kararında hukuka aykırı bir yön görülmediğinden itiraz yoluna gidilmediği ancak; görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından verilen karar kapsamında, suçların sanığın Yargıtay üyeliğine seçilmeden evvel 2010 yılında işlendiği de dikkate alınarak 2797 sayılı Yargıtay Kanunun 46/son maddesi, 2802 sayılı Yasanın 90 ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu"nun 30.01.2019 tarihli 2019/1 sayılı kararı uyarınca dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanlığına gönderilmesi gerekirken durma kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek yasal süresi içerisinde itirazda bulunulması üzerine; yapılan inceleme sonucunda verilen kararda düzeltme yapılmasına yer olmadığına dair 25.09.2019 tarihinde Yargıtay 9 Ceza Dairesi (ilk derece mahkemesi) nce verilen karar kapsamında dosya itiraz merci olan Yargıtay 10 Ceza Dairesine gönderilmiştir.
İtiraz mercii olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin İlk Derece Mahkemesi sıfatı ile 15.11.2019 tarihinde oybirliği ile verdiği kesin kararla özetle, sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını, mensubu olduğu... silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda verdiği kararlar ile yargı yetkisini kötüye kullanarak işlediğinin iddia olunması karşısında bu eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunun delili olarak anlatılmış olması, atılı suçlar ile CMK"nın 8 ve 9. maddeleri gereğince özel kovuşturma usulünün uygulandığı... silahlı terör örgütüne üye olma suçu arasında bağlantı olup davaların birlikte görülmelerinde zaruret olması hususları nazara alındığında verilen durma kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazlarının reddine karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.12.2019 tarihli yazısı ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünden, Yargıtay 10. Ceza Dairesi Başkanlığınca itirazın reddine dair verilen kesin kararın, Yargıtay Kanunun 46 maddesindeki hükmün ancak Yargıtay"daki görev sırasında işlenen görev veya kişisel suçlar hakkında uygulanabileceği, bu sıfata haiz olunmayan dönemde işlenen suçları kapsamadığı, diğer sanıklar hakkında belirtilen suçlar yönünden Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verildiği dikkate alındığında da kararda çelişkiye düşüldüğü, belirtilen suçların son soruşturmanın açılmasına dair kararda gösterilen eylemden dolayı ayrı ayrı uygulanmasının istenilmesi karşısında Kanunun 314/2 maddesinde gösterilen suçun delili niteliğinde olmadığı hususları da belirtilmek sureti ile CMK"nun 309/4-a maddesi uyarınca YARGITAY CEZA GENEL KURULUNA kesin kararın kanun yararına bozulması talebi ile müracaat edilmesi hususunda ihbarda bulunulmasına müteakip; 31.12.2019 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kesin kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
III- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Silahlı terör örgütüne üye olmak, görevi kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından eski Yargıtay üyesi sanık hakkında, iddianamenin yetkili merci tarafından düzenlenmediği gerekçesi ile Yargıtay 9 Ceza Dairesince İlk derece mahkemesi sıfatı ile verilen durma kararı ile bu karara vaki itirazın reddine dair kesin olarak verilen Yargıtay 10. Ceza Dairesinin kararların hukuka uygun olup olmadığına ilişkin ise de öncelikle uyuşmazlığın Dairemizin görevine girip girmediğinin tartışılması gerekmektedir.
IV-HUKUKİ DEĞERLENDİRME;
Konu ile ilgili hukuki düzenlemeler şöyledir;
2797 sayılı Yargıtay Kanunu
Dairelerin görevleri:
Madde 14 –(Değişik: 9/2/2011-6110/8 md.)
...Ceza dairelerinde
...
c) Temyiz davasına bakmakla görevli olan daire, Yargıtayın ilk derece mahkemesi olarak bakmakla görevli olduğu davalar ile olağanüstü kanun yollarına ilişkin davalara bakmakla da görevlidir.
Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri:
Madde 15 – Hukuk ve Ceza Genel Kurullarının görevleri şunlardır:
....
3. (Değişik: 2/1/2017-KHK-680/4 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7072/3 md.) İlk derece mahkemesi olarak ilgili dairelerce verilen hükümlerin temyiz yoluyla incelemesini yapmak,
5271 sayılı CMK"nun
Duruşmanın sona ermesi ve hüküm
Madde 223 -
...
(8) Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 30.01.2019 tarihli ve 1 sayılı kararı;
II) Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü
A) Ortak Hükümler
...
2) Bu iş bölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup, temyiz incelemesi bu iş bölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır.
...
5) Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları tekrar Yargıtay’a gelmesi halinde mevcut halleriyle ilgili daireye/dairelere gönderilir ve bu dairece sonuçlandırılır. Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olan dosyaların, tekrar Yargıtay’a gelmesi halinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu iş bölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır.
6)Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkumiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise iddianame, varsa görevsizlik kararı ya da diğer dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun İş Bölümüne İlişkin 23/01/2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Kararı
1) Bu iş bölümü, Resmî Gazete’de yayımlanmasını izleyen ay başından itibaren yürürlüğe girer.
2) Bu iş bölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih dâhil olmak üzere tebliğnamesi bu tarihten sonra tanzim olunan işler için geçerli olup temyiz incelemesi bu iş bölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır.
...
5) Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları tekrar Yargıtaya gelmesi hâlinde mevcut hâlleriyle ilgili daireye/dairelere gönderilir ve bu dairece sonuçlandırılır. Bu iş bölümünün yürürlüğe girmesinden önce Yargıtay incelemesinden geçmiş ya da geri çevirme kararına konu olan dosyaların, tekrar Yargıtaya gelmesi hâlinde ya da olağanüstü yasa yollarından kaynaklanan taleplerde inceleme bu iş bölümüne göre görevli daire/daireler tarafından yapılır.
6) Ceza Dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde, mahkumiyet kararlarında mahkeme hükmündeki, mahkûmiyet dışındaki kararların temyiz incelemesinde ise iddianame, varsa görevsizlik kararı ya da diğer dava açan belgedeki nitelenen suç esas alınır.
Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtay 9 Ceza Dairesince İlk derece mahkemesi sıfatı ile verilen durma kararı ile bu karara vaki itirazın reddine dair kesin olarak verilen Yargıtay 10. Ceza Dairesinin kararının, 5271 sayılı CMK"nun 309. Maddesinde düzenlenen Kanun Yararına Bozma olağanüstü yasa yoluna konu olup olamayacağının yetkili ve görevli mercii tarafından tartışılması gerekmekle birlikte incelemeye konu kararın içeriği ve niteliğine göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 15. Maddesi ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun İş Bölümüne İlişkin 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Kararı gereği, işin incelenmesinin Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna ait olduğu anlaşıldığından görevsizlik kararı verilmiştir.
V-SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenler ile;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2020 tarih ve 2020/1393 sayılı istemi ile ilgili olarak, 2797 sayılı Yargıtay Kanunun 15 maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun İş Bölümüne İlişkin 23/01/2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Kararına göre işin incelenmesi Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun görevine girdiğinden, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 07.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.