11. Hukuk Dairesi 2018/3590 E. , 2019/6333 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 16/02/2017 tarih ve 2013/500 E- 2017/96 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 29/03/2018 tarih ve 2017/1365 E- 2018/474 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili Umur Basım A.Ş"nin basım ve kırtasiye sektöründe lider bir kuruluş olduğunu, diğer müvekkili şirketin de Umur Basım A.Ş tarafından 21/03/2012 tarihinde kurulduğunu, akabinde bu müvekkince www.antform.com.tr ibareli alan adının alındığını, davalının müvekkillerinden Umur Basım A.Ş’de bölge müdürü olduğunu, müvekkili Umur Basım A.Ş"nin katılamadığı projelere katılabilmesi için 21/06/2005 tarihinde davalıya .../Antalya Form Basım ve Tanıtım işletmesinin kurdurulduğunu, bu işletmenin müvekkili ile organik bağı bulunduğunu, zira müvekkili çalışanına kurdurulduğunu, muhasebe işlerini dahi müvekkili şirketin tuttuğunu, davalı tarafça iş akdi haklı sebep olmaksızn 07/05/2012 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, fakat davalının müvekkilinin hak sahibi olduğu "Antalyaform" ibaresinin marka olarak tescili için 17/01/2012 tarihinde TPMK nezdinde marka başvurusunda bulunduğunu ve davalı adına tescil edildiğini, yine davalı tarafça “Antform” ibaresi için marka başvurusunda bulunduğunu ve davalı adına tescil edildiğini, bu marka bakımından da müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu ileri sürerek markaların gerçek hak sahibi olan müvekkiline devredilmesine, bu mümkün değilse tescil belgelerinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacılar ile müvekkili işletmesi arasında organik bağın bulunmadığını, markalar üzerinde önceye dayalı kullanımlarından kaynaklı hakkı bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacı Umur Basım A.Ş ile davalının kurduğu işletme arasında ticari ilişkinin olduğu, ancak davalının davacı dışında da başka firmalarla doğrudan ilişki kurduğu, davacı tarafça organik bağın varlığının ispat edilemediği, “ANTALYAFORM” ibaresini davalı tarafça 2005 yılından beri kullanıldığı, “ANTFORM” ibaresinin de davacı nezdinde personel olarak çalıştığı dönemlerden sonra oluşturulmuş olması hususu da gözetilerek doğrudan davacıya adına tescil imkanı sağlayacak tarzda olmadığı, ayrıca davalının öncelik hakkının mevcut olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, organik bağın ispat edilemediği ve öncelik hakkının davalı tarafta olduğu, mahkemenin kararın bu kısmına ilişkin gerekçesinin yerinde olduğu, fakat yargılama gideri bakımından davacı tarafın sorumlu tutulması gerektiği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderinden davacı tarafın sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 09/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.